Tam, bu sefer ‘dirayetli bir duruş’ sergilenecek hissine kapılmıştık ki, yine ellerimiz patlayıncaya kadar alkışlamak durumunda kaldık! Türkiye siyasi tarihine bir utanç sayfası olarak geçecek, sivil demokrasi düşmanı, parlamentarizm düşmanı, kafatasçı, mezhepçi, pespaye faşist darbeye ne yazık ki, kendisini soyaldemokrat olarak tanımlayan ana muhalefet partisinin de katkısı oldu. Tahminimce 20 CHP’li milletvekili bu ne idüğü belirsiz, utanç verici anayasa değişikliğine, yani miletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılmasına ‘evet’ oyu verdi. Yine tahminimce bunların büyük çoğunluğu partinin Merkez Yürütme Kurulu’ndan... Komik olan şu ki, şimdi değil ama zamanı geldiğinde, bu anayasa değişikliği dönüp dolaşıp CHP Genel Başkanı’nı bile vurabilir.

Ne olduğu çok belli, nepotik (kayırmacı), kleptokrat (yolsuz), mitoman (yalancı), darbeci, mezhepçi, faşizan iktidarın demagojilerine, iktidarın Pravda’ları paçavraların rezil kampanyalarına teslim olmak, bu oylamada ‘evet’ oyu kullanan tüm CHP’li milletvekillerinin üzerine katran ve tüy gibi yapışıp kalacak! Bundan sonra olacak her şeyden artık onlar da iktidardaki AKP’liler, onların stepnesi MHP'liler kadar sorumlu... Kaçarı yok, izahı yok, özrü yok, affı yok!

Saray’dakine laf etmeyin hiç!..

Kimse bu milletvekilleri, umarım en azından çıkıp kendilerini ifşa ederler de, en azından namusuyla, demokratlığıyla, yurtseverliğiyle ‘hayır’ oyu kullanan CHP’lileri bilebiliriz. Zira hâlâ bu partiyi ayakta tutan ruh onların kalbinde sadece... Sadece şunu hatırlatalım ki, bundan böyle bu oyu kullanmış olan herhangi biri çıkıp da es kaza Saray’a bir laf etmeye kalkmasın, çünkü kafa yapısında zerre bir fark yok. Tam da Beştepe ne istediyse işte onu yapan bu 20 kilit oy sahibi, şu anda ve bundan sonra Saray açısından en kul AKP’liden bile daha değerli... Türkiye’de yaşanacak bundan sonraki tüm siyasal krizlerden de en az onlar kadar sorumlu!..

Bugün bundan önce pek çok kez yaşanan demokrasi katliamlarından bir yenisi olara ki tarihe geçecek.

Demokrasiyi teröre kurban etmek budur

Hadi diyelim ki, okumayı pek sevmiyorsunuz, peki ama dinlemeyi de mi bilmiyorsunuz hiç? Dünya tarihi böyle demagoglara, böyle popülist totaliter siyasetlere teslim olanların utancıyla dolu... Değil mi ki, Naziler’e iktidarı sunan saçma sapan ayrımlarla birbirini yiyen sosyalist, sosyaldemokrat ve liberallerdi... Değil mi ki, İspanya’da sosyalistler ve anarşistler elbirliği yapsa Franco zor gelirdi!.. Değil mi ki, 12 Eylül öncesinde ortanın sağı, üç kuruş parti çıkarını bir köşeye koysa darbe olurdu! Yok ders almak, ne yazık ki merkez solun genlerinde yok (merkez solu mecburen söylüyoruz çünkü nereye dönerseniz dönün sağla kuşatılmış bir ülke var ortada, en azından bu mecliste)...

Hadi diyelim ki her şey üç kuruşluk siyasi çıkar için, iyi de be kardeşim üç kuruşluk akıl da mı yok! Beş para etmez üçüncü hamur paçavraları ‘Terör destekçisi CHP’ demesinden korkup da, meclisi çözüm odağı olmaktan otoriter faşizan sistemin merkezi haline getirmek nasıl bir akıl tutulmasıdır! Bunu yaparak, teröre yüzde 100 destek verildiğinin farkına varamamak nasıl bir aymazlıktır. Bunu kullanacak demokrasi ve laiklik düşmanı, Müslüman Kardeşler’in en tehlikeli koluna her türlü provokasyonun önünü açmak vatana ihanet değil de nedir?

Bir Gannuşi’ye bak, bir de bunlara...

Arap Baharı’nın ateş aldığı Tunus’ta iktidara gelen Ennahda, yani Müslüman Kardeşler’in en pragmatik kolunun lideri, tam da ‘siyasal İslam’dan demokratik İslam’a geçtik’ taktiğiyle, artık yolun sonuna geldiklerini ve bir şekilde manevra yapmanın zorunul olduğunu hissetmişken, Türkiye’de tam tersine bir yol izleyen aynı siyasetin uzantısı artık tümüyle gözünü karartmış, ülkeyi kan ve ateşe atıyor. İşte buna da ana muhalefetten 20 milletvekili çanak tutuyor. Bir Gannuşi bile değil bu 20 milletvekili benim nezdimde... Ve Cumhuriyet’in kurucu partisinden destek alabiliyorsa eğer bu AKP, bu yurt için siyaset bundan sonra başka kulvarlarda şekillenmek zorunda... MHP’yi parçalayan, HDP’yi meclisten atmaya çalışan AKP için artık bu CHP çok kolay bir lokma... Artık yenilenme falan değil, yeniden kuruluş zamanı... Parçalanıp yeniden doğmak gerekse bile, zira parçalanmış taze bir ruh, yürüyen ölülerden evladır! Yeni bir sosyal-demokrat hareket, yeni bir milliyetçi hareket ve belki de HDP’nin başaramadığı yeni bir radikal demokrat hareket gerek bu ülkeye...

Günün kazananı; AKP ve PKK

Dünün kazananlarını ilan edelim hemen; AKP ve PKK... Biri yeni oyunları için meclisi devre dışı bırakıp demokrasiyi bitirdi, diğeri ise Kürt meselesinin tek çözümünün silahta olduğunu iddia etmek için çok önemli bir fırsat yakaladı... İşte tıpkı işgal edilmiş bir yurt için direnmek için ayağa kalkma zamanı... Yurtseverseniz, enseyi karartma, durup nefeslenme şansınız yok...