Cumhurbaşkanı Erdoğan İstanbul'da toplanan ve onlarca 'Sünni' din adamının hazır bulunduğu  Avrasya İslam Şurası'nda 'Şii' Irak Başbakanı Abadi için 'Sen benim muhatabım değilsin. Seviyemde değilsin, kıratında değilsin. Kalitemde değilsin. Haddini bil...' demişti.
Dün Rus televizyonuna konuşan Esad 'Halep'teki teröristleri ya yok edeceğiz ya da geldikleri ülke Türkiye'ye  kovacağız' demiş.
'Muhalif' Sözcü gazetesi dün internet sitesinde Esad'ın röportajını uzunca verdi ama her nedense üstte gördüğünüz  başlığı kullandı.
Sözcü bunu zaman zaman yapıyor.Nedenini tahmin edebilirsiniz.
İsrail ve Suudiler başta olmak üzere Esad ve Suriye düşmanlarının en gaddar olanları bile onun için 'Şam Şeytanı' dememiştir. Üstelik AKP'nin bütün yaptıklarına rağmen Esad Türkiye ve Türk halkı aleyhine bir tek kelime söylememiştir.
Gelelim haberin başlığına.
Esad; Halep'te savaşan binlerce Nusra ve IŞİD teröristine karşı sürdürülen mücadeleden söz ediyor ve bunların yok edilmesi ya da geldikleri ülke Türkiye'ye sürülmesinden söz ediyor.
Sözcü bu açıklamayı 'Hadsiz' bulmuş. Sözcü'ye göre bunu söylediği için Esad 'Şam Şeytanı'
Peki tersi olsaydı? 
Yani Esad on binlerce IŞİD ve Nusra militanı yabancı teröristi Suriye'den Türkiye'ye soksaydı. Bunlara her türlü silah, para ve lojistik destek verseydi ve bunlar Türkiye'de 300 bin insanı öldürseydi Cumhurbaşkanı Erdoğan acaba ne derdi? Sözcü nasıl bir başlık kullanırdı?
39 yıldır gazeteciyim. Televizyon, gazete, radyo ve ajansların her kademesinde çalıştım. Birçok savaş izledim. Onlarca liderle oturup konuştum. Onlarca ülkeye gittim yüzlerce bölgesel ve uluslararası etkinliğe katıldım.
Üzülerek ve 'Hadsiz bir Halep Şeytanı' olarak söylemek durumundayım: Sözcü'nün bu başlığının gazetecilikle hiç ilgisi yok.
Şimdi gelelim esas konuya. Son anda iptal olmazsa bugün Lozan'da Suriye ile ilgili önemli bir toplantı var. Rusya, ABD, Suudi Arabistan, Türkiye, Katar…
İran ve Mısır çağırıldı ama gitmeyecekler gibi.
Lafı uzatmanın anlamı yok: Savaşı durdurabilecek tek ülke Türkiye.
Türkiye; Rusya ile anlaşırsa ve bu anlaşmayı samimi olarak uygularsa bu savaş bir hafta içinde biter.
Yok, eğer Türkiye yani Cumhurbaşkanı Erdoğan bildik politikasını sürdürecekse bölgenin tüm cehennem kapıları açılacak. Gelişmeler o yönde.
Cumhurbaşkanı Erdoğan dün Cuma namazına Davutoğlu ile birlikte gitti. İlginç!
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu Riyad'a gidip Körfez'in kral, emir ve şeyhlerinin diliyle konuştu.
Suriye, Irak, Yemen ve Şii-Sünni gerginliği konularında. Daha ilginç!
Oysa ; Türk ordusu Esad'ın düşmanı IŞİD'e karşı savaşıyor.
Yanında Esad'ın düşmanı ÖSO ve benzeri grupların ruh hastaları var.
Rusya; Esad ile birlikte IŞİD, Nusra ve diğerlerine karşı savaşıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan Putin ile 'Büyük aşk' yaşıyor.
Benzer aşkı Erdoğan'ın düşmanı Sisi yaşıyor.
Suudi'lerin küstahlıklarından gıcık alan Sünni Sisi 'Biz onurlu insanlarız önünüzde diz çökmeyiz Suriye'nin yıkılmasına izin vermeyiz' diyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan hemen hemen her gün birçok konuda 'müttefik' ABD'ye yükleniyor.
ABD'liler 'Kusura bakmayın ne yaparsanız yapın biz PYD'ye yardım edeceğiz' diyor.
ABD'liler 'Bu coğrafya'daki tüm radikal İslamcı terör örgütlerinden Suudi Arabistan ve Katar sorumlu' diyor. Yani AKP'nin müttefikleri.
Bu iki ülke AKP ile birlikte 'Sünni âlemin koruyucu melekleri' modunda. Sünni âlem diye bir şey kaldıysa! Sünni değince IŞİD ve Nusra da akla geliyor.
Kolay değil Alevi ve Şiilere karşı savaşta bunlar lazım olacak. PKK ve PYD'ye karşı da.
Halep ve Musul hikâyeleri işte böyle bir şey. 'Musul'u IŞİD'e teslim eden ve şimdi İstanbul'da ikamet eden eski vali Esil Nuceyfi ve eski Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık Haşimi şimdi tutturmuşlar 'IŞİD Musul'dan çıkartılırsa Şiiler gelir'. Nereden, nasıl,  neden diye soran yok. IŞİD kalsın diye palavra üzerine palavra.
Yersen!
Yiyen çok.
Kimin kimi şey yaptığı belli değil.
Herkes çok güzel yalan söylüyor. Herkes 'din iman adına' kan peşinde. Herkes 'Büyük Akıl'a hizmet ediyor.
'Akil adamlarımız' da kalmadı. Kala kala bize Lozan kaldı. 1923 Lozan'ını beğenmedik bari bugünkü Lozan'da Halep ve Musul'u alalım.
'Şam ve Kahire Şeytanları kahırlardan ölsünler'.
'Bağdat'ı 40 Haramiler alıp götürsün'.
'Tahran'da Şah İsmail mezarından kalkıp ağlasın'.
'Kutsal toprakların hizmetkârı Suudi Kral sevinçten göbek atsın.
O da olmazsa horon tepsin Rize yaylasında.
Kesin yakışır o da.