Suriye ve Halep başta olmak üzere Ortadoğu konularının ele alınacağı Moskova ‘daki Türkiye, Rusya ve İran zirvesinden bir gün önce Rus Büyükelçisi Andrey KARLOV Ankara’da El Kaide veya El Nusra slogan- nara yankıları arasında hunharca ve kalleşçe katledildi.

Türkiye maalesef emanetini koruyamadı. Her iki ülke de boş bulundu.

Onu hedef alan kurşunlar iki ülkenin dostluğuna, Ortadoğu ve hatta dünya barışına sıkılmıştır.

Ancak, iki ülke de provokasyonu derhal fark etmiştir.

Rus halkının, ama aslında hepimizin başı sağ olsun.

Ankara suikastından 3 saat kadar sonra Berlin’in merkezindeki Noel pazarı kamyonla adeta ezildi. 12 kişi öldü ve 50 insan da yaralandı.

Bu iki olay arasında acaba bir bağlantı var mı?

…

Ey,  AMERİKA..!

Esat, Rusya ve İran’ın elleri kanlı diyorsun ya!

Peki;

Binlerce kilometre öteden gelip önce Vietnam, Kamboçya, Laos, Afganistan sonra da Irak, Suriye, Libya ve diğer çoğu Müslüman ülkeyi kana bulayan, birbirine düşüren, milyonlarca insanın ölümüne ve yaralanmasına, evsiz, barksız kalmasına, yurtlarını terk etmek zorunda kalmasına, güzelim Akdeniz’in ve Ege Denizi’nin toplu mezarlığa dönmesine sebep olan SEN değil misin?

En son Fetö adındaki kaos elemanlarını sıcak bir Temmuz gecesi güzelim Anadolu’ya sürmüş, kan dökmüştün verimli topraklarına.

Ya yıllardır yarattığın, kimi zaman açıkça destek ve silah verdiğin terör örgütlerine ne demeli?

Girdiğin her diyarı kana bulamış, bölmüş, parçalamış, dağıtmışsın!

Senin sadece ellerin değil, vücudunun bütün uzuvları bir yana, ruhun bile tepeden tırnağa kan olmuş!

Drakula bile bu kadar vampirlik olmaz diyordur, sana bakıp!

Bir de utanmadan küstahça pişkinlik yapma!

Yüzün kızarmaz biliyoruz. Bari sus ve def ol git Atlantik ötesine.

 

CHP’nin mitingleri iptal mi?

CHP 7 bölgede miting yapacaktı. Ancak, daha birinci mitingde Nazlı Ilıcak’a, Altan kardeşlere mi takıldı?

Çok gereksiz bir tartışma ortamı yaratıldı ve büyütüldü.

Her doğru, her zaman, her yerde söylenmez işte!

Veya doğru bildiğin kalıplar bazen hayatın gerçeklerine uymayabilir. Veya bir algıya kurban gidebilir.

Siz halen gözün üzerinde kaş var ruh haline takılın, birbirinize çalım atın, düşürün, dövün ve dövünün.

Parti içi yersiz ve gereksiz tartışmalar karamsarlık ve yılgınlığa sebep olabilir mi? Olursa, bırakın CHP’yi tüm ülke zarar görür.

Daha büyük özen, dikkat, öte yanda disiplin gerek, demek ki.

Muhalefet ayrıntılarda boğula koysun, iktidar yeni anayasa düzenlemeleri ile başkanlık rejimine doğru hızla gidiyor.

Veya gittiği zannediliyor.

Zira daha önce sürprizler hususunda tecrübeli bir TBMM’miz var.

Sonra halk sandıkta konuşacak. Kararını verecek! Hakem O.

Referandum OHAL şartlarında mı yapılacak, göreceğiz.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu uyarıyor:

“Rejim değişiyor, uygar dünyadan koparacak bu rejim değişikliğine izin vermeyeceğiz !”

 

Sorular, sorular…

CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu parti içinde teslimiyete izin verecek mi?

Yoksa CHP’yi ekonomiden işsizliğe, tarım reformundan dengeli ekonomik gelişmeye, eğitimden kültüre, barışçıl iç ve dış siyasetten Avrupa Birliği’ne halkın anlayacağı dil ve etkinlikte siyasi seferberliğe sokabilecek mi?

CHP’nin Yurtdışı örgütlenme garabetini düzeltebilecek mi?

CHP planladığı gibi art arda farklı bir ilde mitingler yapıp, kendince parlamenter demokrasi ve hukuk devletini savunabilecek mi?

Beşiktaş, Kayseri ve Karlov katliamlarından sonra anayasa ve başkanlık gibi siyasi kriz konuları rafa kaldırılabilecek mi?

AVRASYA stratejisine sahip çıkılacak mı?

Ya, tarihe ve çevremize şöyle bir bakalım… 

Almanya, İtalya, İspanya tarihine… Filipinler, İran, Irak, Suriye’ de yaşanmış olanlara…

Tarihten ders almayan toplumlar aynı veya benzer felaketleri yaşamaya mükelleftirler!