Kıyam edeceğiz!

Anayasayı değiştirdiler. Bir gece yarısı, ‘’bu olmaz’’ diyenleri Meclis kürsüsünde döverek, söverek, ‘’cebren ve hile ile’’ Anayasayı değiştirdiler. Şimdi bizden buna ‘’evet’’ dememizi istiyorlar. Milletle devlet arasındaki hukuki bir sözleşme demek olan Anayasayı can evinden vurdular.

 

Millet adına yasa koyan Türkiye Büyük Millet Meclisinin bu yetkisini, ‘’Kanun Hükmünde Kararname’’ yapmaya yetkili kıldıkları ‘’tek adama’’ devrettiler. Şimdi bizden buna ‘’evet’’ dememizi istiyorlar. Güven duygusu içinde yaşama, huzur bulma, adalete güvenme, hakkımızı arama hakkımızın üzerine bir kalın bir örtü örttüler. Savcıları, yargıçları belirleme ve görevlendirme yetkisini ‘’tek adama’’ verdiler. Şimdi bizden buna ‘’evet’’ dememizi istiyorlar.

 

Bizi kendi vatanımızda esir, kendi yurdumuzda köle haline getirdiler. Tek adamın, tek başına aldığı kararla, hürriyetimizden, malımızmülkümüzden olabileceğimizi karara bağladılar. Şimdi bizden buna ‘’evet’’ dememizi istiyorlar. O ‘’tek adam’’ kim olursa olsun, O’nun bütün eylemlerini peşinen akladılar.

 

O ‘’tek adamı’’ ve O’nun seçip atadıkları bizi yönetecek kişileri ‘’dokunulmaz’’ kıldılar. Suç işleseler bile sorgulanamaz, yargılanamaz hâle getirdiler. Şimdi bizden buna ‘’evet’’ dememizi istiyorlar. Bir Nisan sabahı, Hacı Bayram Camisi’nde okunan dualarla açılan ve milletimizi esaretten, kölelikten kurtaran Meclisimizi, gene bir Nisan sabahı saf dışı bırakıyorlar.

 

Kendi kaderimize hükmetme hakkımızı elimizden alıyorlar. Şimdi bizden buna ‘’evet’’ dememizi istiyorlar. O tek adamın yokluğunda, seçilmemiş yedeği sizi yönetecek diyorlar. O kişiyi tanımanız bile gerekmez diyorlar. O tek adama soru sorulamaz, denetlenemez, eleştirilemez, diyorlar. O ne derse ona uyacaksınız, diyorlar. Ve şimdi buna ‘’evet’’ dememizi istiyorlar. Buna ‘’evet’’ demeyeceğiz. Kıyam edeceğiz. Ayağa kalkacağız. Baş eğmeyeceğiz. Bizi yönetme yetkisini ‘’tek adama’’ vermeyeceğiz. Büyük şairin dediği gibi; ‘’Bir şafak vakti, karanlığın kenarından ağır ellerimizi toprağa basıp doğrulacağız…’’

 

Ve kendimiz ve ana-babaları- mız ve çocuklar ve torunlarımız için, onurumuz için, adalet için, özgürlük için, aşımız-ekmeğimiz için, gene bir Nisan sabahı, kaba poturları, çizmeleri ve kalpakları ile yolumuzu aydınlatan o şerefli insanların aziz hatıraları için, bize dayatılan her şeye ‘’HAYIR’’ diyeceğiz.

Önceki ve Sonraki Yazılar