Hüsnü Mahalli

Hüsnü Mahalli

Koalisyonun gizli ortakları

Herkes kendine göre bir koalisyon formülünden söz ediyor.
Çoğunluk 'AKP ile olmaz olmamalı' diyor.
Olursa seçimin bir anlamı kalmaz.
Halkın %60'ı AKP karşıtı söylemlere oy verdi.
Bu nedenle 'Olur' diyenler üç koşul ileri sürüyor :
1- Yolsuzluk dosyaları açılsın.
2- Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yetkileri anayasal çizgiye çekilsin.
3- TIR'lar konusu aydınlansın ve Ankara'nın Suriye'deki terör örgütlerine olan desteğine son verilsin.
AKP bunları kabul eder mi bilinmez ama herkes CHP, HDP ve MHP'nin tavrını merak ediyor.
HDP'nin ayrı bir koşulu var : Barış süreci devam etsin Öcalan serbest bırakılsın.
MHP buna asla yanaşmıyor.
AKP de benzer tavır sergilerse AKP-MHP koalisyonu kolaylaşır.
Her iki tarafın lideri ve Cumhurbaşkanı Erdoğan geçmişte söyledikleri  her şeyi unutur ve 'memleketin âli çıkarları' için fıstık  gibi geçinip giderlerler.
MHP 'nin tabanı da iktidar olduğu için sevinir.
Ama geriye bir tek sorun kalıyor:
Suudi Kral Selman ve Katar Emiri Temim.
Onlar da Davutoğlu ve Bahçeli'yi kutlayıp öpecek.
Suudi Arabistan ve Katar olmadan Türkiye olmaz.
Anlayacağınız ikili koalisyon dörtlü olacak.
Hep birlikte IŞİD, NUSRA, KAİDE  ve bölgedeki benzeri tüm örgütleri kurdurup bu hale getirmişlerdi.
AKP ile koalisyona kim girerse girsin kral, emir ve şeyhlerin 'kutsal' öpücüğünü hakedecektir.
Hem de burundan.
Aman burun ayarlarına dikkat!

Giderayak
AKP iktidarı kaybetti ama işbaşı devam ediyor.
Suriye'de savaşan farklı terör örgütlerinin lider ve komutanları Nisan başlarında İstanbul'da toplanıp ortak ordu kurma kararı almıştı. Bir kaç gün sonra binlerce militan Türkiye tarafından saldırıp İdlib'i işgal etmişti. Arap medyasında toplantı ve saldırı ile ilgili olarak çok haber ve görüntü yayınlanmıştı.
Tıpkı önceki gün Reyhanlı'da başlayan toplantının haber ve görüntülerinde olduğu gibi.
Son dört yılda İstanbul, Gaziantep, Kilis, Kahramanmaraş, Antalya, İzmir ve başka yerlerde toplanan Suriyeli terör örgütlerinin lider ve komutanları bu kez kasıtlı olarak Reyhanlı'da toplandı.
Hem de herkesin TIR'ları konuştuğu bir sırada.
Peki AKP iktidardan düştüğüne ve hükümet istifa ettiğine göre bu toplantıdan kim sorumlu.
Yoksa Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu bunun için mi MİT Müsteşarı Fidan ile görüştü. AKP iktidardan gitmeyecekmiş gibi davranıyor.
AKP bölgedeki tüm müttefiklerine 'Merak etmeyin ben buradayım' diyor.
Ben de diyorum ki 'AKP ile hükümet kuracak parti ya da partiler tüm bu suçlara ortak olacaktır'.
'Makam arabası buna değer' diyenlere ' Bari en gıcırından ve zırhlı olsun' derim.
IŞİD ve benzeri ruh hastalarına güven olmaz.
Tarih boyunca Osmanlı ve Türklerden nefret eden Vahabi Suudilere ise asla.


Isırgan polis!

Bir yıl önce Musul gibi 2 milyon nüfusu olan bir şehri ele geçiren IŞİD buradaki yaşam biçimini tümü ile kendi ideolojisine göre şekillendiriyor. Kadınların ve özellikle genç kızların kuaföre, erkek doktor ve terzilere gidişini yasaklayan IŞİD tam tesettürlü olmadıkları sürece sokağa çıkışlarına da izin vermiyor.
Peki IŞİD bunu nasıl kontrol ediyor?
Isırgan polisler.
IŞİD'e bağlı kadın polisler sokaklarda, çarşılarda ve devlet dairelerinde dolaşan kadınları takip ediyor.
Örneğin bir mağazaya giren bir kadın içerde alış veriş yaparken yüzündeki örtüyü açarsa kadın polisler hemen yakalıyor.
Peki cezası ne ?
Kadın polisler yakalanan kadını bir köşeye alıp  dakikalarca en acıtıcı yerlerinden ısırıyor.
Kadın ciyak ciyak bağırıp ağlamaya başlayınca serbest bırakılıyor ve fotoğrafı çekilerek arşivleniyor.
Bir daha benzer davranışta bulunursa bu kez kez cezası kırbaç.
Yakalayan polislerin ve çıkarılacağı şeriat kadısının insafına kalmış.
En az 20 en çok 100 kırbaç.
Köle pazarında IŞİD militanlarına 100 dolara satılmaktan daha iyidir!

Önceki ve Sonraki Yazılar