Sporun gelişmesi ve adalet duygusu

Modern toplumlarda devlet, spora doğrudan müdahale etmez. Onlar; düzenleyici ve denetleyici rolündedir.

Kurallar belirlenmiş kişi ve kurumlar bu kurallara uymak zorundadır. Eğer, düzenleyici uygulayıcı ve denetçiliği devlet, tek elden yapıyor ise burada bir sorun var demektir. Siyasetin her şeyin üzerinde olduğu ve dar kapsamda kısır çekişmeye dönüştürüldüğü bu ülkelerde sporun gelişmesi engellenir, adalet duygusu da yok olur.

Ülkemizde spor hizmetleri Gençlik ve Spor Bakanlığı ile bağlı kuruluşları tarafından düzenlenmekte yürütülmekte ve denetlenmektedir. Oysa spor hizmetlerini yürüten başka unsurlar da bulunmaktadır.

Bakanlığın denetimindeki bağımsız spor federasyonları, Olimpiyat Komitesi, paraolimpik komite spor kulüpleri ile diğer örgütler, gerek temsil olarak, gerekse paydaşlar olarak yer almaktadır. Başka bir deyişle bir elin parmakları gibi birbirinden ayrılmaz ve birbirlerinin tamamlayıcı unsurlarıdır. Her birinin ayrı ayrı görevleri olup, sonuçta ülke sporuna hizmet etmektedirler.

Ülkeler istisnalar hariç, yurt dışında spor federasyonları paraolimpik komite ve olimpiyat komitesi tarafından temsil edilirler. Gelişmiş ülkelerde, devlet bu kurumları destekler, gerekli finansmanı sağlar, işine karışmaz ama yalnızca denetim yapar veya yaptırır.

Sporda erkler ayrımını bu örneklerle anlatırken, devletin sporun gelişmesi için, adalet duygusunun yerleşmesi için çalışması gerektiğini, diğer fonksiyonları da yalnızca, denetlemesi gerektiğini vurgulamaya çalıştım.


Önceki ve Sonraki Yazılar