Kocası çok iyi güreş tutarmış!

Türkiye tarihinde bu denli utanç verici ve bu kadar uzun süren bir başka ‘soytarılaşma’ dönemi yoktur... Hayır, iktidardan bahsetmiyorum. Genel toplamı söylüyorum.

Son olarak, bugün Cumhurbaşkanlığı makamını işgal eden unsurun talimatıyla El Kaide’ye –ya da artık her ne sapık örgütse onlara- TIR dolusu silah ve bomba gittiğini gösteren Genelkurmay belgeleri çıktı ortaya. Tabii ki hemen ‘yayın yasağı’ geldi!

Daha evvelden alışığız. Hırsızlığı, rüşveti, para sıfırlamaları gösterir her türlü belge, bilgi sansürlendi. İktidarın işine gelmeyen her habere ‘yayın yasağı’ adı altında sansür getiriliyor.

Ne yazacak, ne yayınlayacak medya?

“Kocam çok iyi güreş tutar!”

***

Evet efendim, 23 Nisan Başbakanı’nın zevcesi hanımefendi gazeteye demeç vermiş, kocası pek de güzel güreş tutarmış. Medyaya verdiği ilk demeç bu! Biraz alışınca artık neler anlatacak, kim bilir.

Tabii biz de milletçe bu seviyeye alıştık artık...

Oldu olacak, ‘Kaç-Ak Saray’da dalıversinler birbirlerine, öyle yağlı yağlı, Acun da canlı canlı yayınlasın, biraz neşemizi bulalım...

***

Adamlar alenen şeriatçı katliam örgütlerine TIR’larla silah yolluyor. Hiçbir hesap vermiyorlar. Bunu açığa çıkaran herkes namlunun ucunda. Yayın yasağı konuyor derhal. Twitter ve Facebook bile sansürleniyor. Savcıların tamamı görevden alınıyor.

Halk öylece seyrediyor, el-ense haberleriyle oyalanıyor.

Manzaranın farkında olanların durumu ise daha ayrıca vahim. Kimi -hâlâ- ordudan medet umuyor, kimi de yaklaşan seçimlere kitlenmiş, “Ya çıkarsa?” diye piyango gibi oy pusulası çekmeye hazırlanıyor!

***

Ordudan medet umanlara hemen iki çift laf etmek isterim. Bu ordu, 12 Eylül 1980’de ABD’nin ‘Bizim Oğlanlar’ diye pışpışladığı ordudur. ABD’nin icazeti olmadan tuvalete bile gidemezler.

‘Kozmik Oda’nın kapısını tıpış tıpış açarken, ‘Kudüs Gecesi’ müsameresi vesilesiyle Sincan’da tank yürüten artistlikten eser kalmamıştır.

Kelle kesen katil sürüsüne silah gönderilmesini engelleyemeyen, asli görevi sınır güvenliğini kevgire çevirten ordu, iktidardaki şuursuzluğun suç ortağı demektir.

Artık ordudan medet umma ahmaklığı kati bir son bulmalıdır.

***

Öte taraftan, daha yaklaşık altı ay var ama önemli bir kesim seçimlere kitlenmiş. Bir dahaki seçimlerde, halkın tabiriyle, bu katiller ve hırsızlar iktidarından kurtulup kurtulamayacağımızın hesapları yapılıyor. Oranla matematik, barajla fizik hesapları, hatta ‘İnşallah’ ile başlayan metafizik lafları devreye giriyor.

Demokratik ne kadar teori varsa hepsini katleden oy barajıyla, kurumsallaşmış oy hırsızlığıyla, iktidarın ele geçirdiği havuz medyasının ve dahası patron medyasının algı operasyonlarıyla yapılacak seçimlerden hayır mı gelir? Sandıktan milli irade değil, çıksa çıksa pilli tavşan çıkar.

Seçim müessesesi çökmüştür.

Genel seçimler -eğer yapılırsa/yapılabilirse- seçimin bir gün sonrasında gündemimiz yine aynı olacaktır: İktidarı gasp etmiş ve artık pervasızlığı iyice ele almış güruhun etkisiz hale getirilmesi...

***

Demem o ki, bu ülkedeki tüm kurumlar düzen içi çabalarla düzeltilemeyecek ölçüde tahrip edilmiş vaziyettedir. Ülkemiz göz göre göre bir uçuruma sürüklenmektedir.

Halk kendi iradesini eline alıp bu işi sokakta çözmek zorundadır. Hazır güzel güreş tutan bir 23 Nisan Başbakanımız da varmış...

Önceki ve Sonraki Yazılar