Mustafa Ülkü Caner

Mustafa Ülkü Caner

“Kontrollü arşiv”

GÜNLÜK siyasi dilimize yeni yeni kavramlar giriyor hızlı bir şekilde.
Anamuhalefet CHP ve Kılıçdaroğlu’nun sürekli bahsettiği “Kontrollü darbe”...
Bazı yazarların belirttikleri “kontrollü muhalefet” terimlerine ben de bugün birini ekleyeyim:
“Kontrollü Arşiv”.
Aslında bu da ikiye ayrılıyor.
Birisi kaynağında, ana programın bulunduğu merkezin kontrolündeki “gerçek (kontrollü) arşiv”…
Diğeri ise bizim görebildiğimiz “del” tuşuna başınca silindi sandığımız, bilgisayarlarımızda tuttuğumuz, gördüğümüz, gösterdiğimizi sandığımız arşivlerimiz!
Yani yanılgımız..!
Dijital dünya parmağımızın ucu kadar yakın, ama uzay boşluğu kadar da büyük ve sonsuz derinlik. İnternet, Google, facebook, Twitter… vs… vs.
İyi kullanılırsa büyük kolaylık, kötü niyet varsa vay halimize!
Kesin olan bir şey var ki, dokunduğumuz her tuş, attığımız adımların izlerini gösteriyor.
Siz silseniz bile o programlar silmiyor.
Hele İnternet ortamına bağlıysanız!
Yani attığımız her adım kayıtlı ve yurtdışındaki şirketlerin, ülkelerin ve özel hassas teşkilatların arşivlerinde.
Kendi devasa disklerinde kaydediyorlar.
Dijital temizlik yapıyorsunuz ya!
Siz öyle sanın
Ancak sizin gördüğünüz, sizin etki alanınızda yok edersiniz.
Yani “kontrollü arşiviniz” kalır elinizde.
Gerçek arşivler başka merkezlerde…
Ama asıl kaynakta tapulu mal gibi duruyor ‘büyük kulaklı’ abi’de.
Dünkü “uslu muhalefet” makalemde “kontrollü muhalefet”ten bahsetmiştim ya.
Kendi kişisel arşivlerimiz bile “kontrollü” olduğuna göre, muhalefetin de kontrollü olmasının istenmesini yadırgıyoruz ya tabii pek haklı olarak…
Neden(?) diye soruyorlar.
İnsan olduğumuzdan sanırım!
Birçok siyasi, bürokrat ve gazetecinin 17-25 Aralık yolsuzluk ve darbe operasyonlarından önceki beyanları, makaleleri, özel paylaşımları yok edilmiş vaziyette.
Ekonomi ‘de boşluk beklemez!
Tıpkı siyasette olduğu gibi…
Hemen yeni bir dijital ticari faaliyet alanı yaratıldı:
“Ücret karşılığı dijital geçmiş temizlenir.”
Hem de baya bir açmanız gerek kesenin ağzını.
Geçmişte fazla yazdınız çizdinizse yandınız.
Battınız yani…
Unutmayalım, temizlik yapılabiliyorsa, ekleme de yapılabilir dijital dünyada.
Tıpkı, Ergenekon ve benzeri davalarda gördüğümüz gibi.
Acı sonuçlarını hep birlikte izledik.
Kimimiz en acı şekilde canlı yaşadı dijital sahtekârlığın etkilerini.
Ama unutmayın.
Sadece kendi “kontrollü arşivinizi” silersiniz, değiştirirsiniz!
Gerçek arşivler bir gün kaynak arşivlerden çıkar.
Ama maalesef yabancı güçlerin kontrolünde ve onlar isterlerse.
Buradan en azından bir sonuç çıkaralım:
Kendi dijital dünyamızı yaratmalıyız.

Önceki ve Sonraki Yazılar