Mustafa Ülkü Caner

Mustafa Ülkü Caner

Korkmayın efendiler

Tüm partilerden siyasiler birlikte çıksalar televizyonlara anlatsalar, tartışsalar kötü mü olur ? Tek kale maçlardan bıktık diye yazmıştım çarşamba günü.

Çok olumlu tepkiler aldık.

Meğer ne çok bıkan varmış bu tek taraflı ve hiç de adil olmayan propaganda bombardımanından.

Milletönüne çıkıp tartışmaktan hiç korkulur mu?

Korkuyorsan, ama buna rağmen hergün devlet imkanlarını kullanıp tek yönlü ve kendi başına propaganda yapıp duruyorsan , bunun adı kusura bakma başka bir şeydir.

Zira bir tarafda EVET kampanyasında yıllarada beri yaratılan havuz medyası ve devletin tüm olanaklarını sınırsızca keyfine göre ve ölçüsüzce kullanan tarafsız olmaya yeminli kamu görevlileri ve iktidar var.

Öte tarafda olmadık engellemeler , tehdit ve baskılara rağmen anayasanın ihlal edilmesine ve tüm iktidarın neredeyse tamamen denetimsiz bir şekilde bir kişiye devredilmesine yol açacak anayasal değişime direnen demokratik muhalefet, HAYIR kampanyası yürütüyor.

Tabii ücretli uşak ruhlu troller devreye girip küfürler , hakaretler yağdırmakta gecikmediler.

Neyse, onların görevi de bu. Bari yeterince bedel alıyor olsalar yaptıkları aşağilık hizmetlerden dolayı da, değse kendileri için.

Ama sanmam. Köle ruhlular bir satıldı mı iflah olmaz artık.

Halbuki medeni ülkelerde ve bu arada ülkemizde de kısmen gerçekleşmişti, lider adayları bir kaç sefer Televizyona çıkar herkesde onların fikirlerini canlı olarak karşılaştırma fırsatı bulur.

Bunun için liderlerde gerçek bir özgüven , bilgi ve cesaret lazım.

Mesela Deniz Bey veya Kemal Kılıçdaroğlu , Cumhurbaşkanı Erdoğan veya Başbakan Binali Yıldırım ile birlikte çıksalar televizyona , bir güzel tartışsalar birkaç gün.

Millet olarak da bıktığımız şu “tek kale maç “ izlemekten kurtuluruz..

Esas oyuncular hep birlikte sahaya çıksın ki, yani birlikte aynı anda tüm televizyonlar da tartışmayı naklen versin ki, herkesin hani derler ya, “ boyunu, posunu” milletçe görelim.

Anlatın niçin Evet’i – Hayır’ı savunduğunuzu .

Millet de, biz de, öğrenelim.

Şimdiye kadar evet cephesinde mantıklı ve haklı bir gerekçe duymadık kaba gürültü ve boş suçlamaların dışında .

Savunduğunuz yeni rejimin ne olduğu tüm devlet olanaklarını dibine kadar tek taraflı ve bıktıracak ölçüde kontrol altındaki veya sindirilmiş medya vasıtasıyla perdelemeye çalışılsa da, giderek daha çok anlaşılmaya başladı..

Yeni sistem, rejim veya herneyse toplum bu konuda bile bölünmüş durumda.

Daha adı konmadı toplumun bütünlüğünün benimseyebileceği.

Kimine göre Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, diğerine Başkanlık Rejimi, ötekine göre Sultanlık, öbürüne seçilmiş krallık rejimi,…

Bu kadar temel anayasal ve yönetsel değişikliklerin OHAL koşulları altında yapılması bile tek başına ileride ve hatta şimdiden referandumun meşruiyeti konusunu insanların sorgulaması sonucunu doğurmaz mı ?

Ama, gerçekleşse bile, adı ne olursa olsun, bırakalım toplumun bütününü, o seçilmiş kişinin mutlu olması mümkün mü ?

Önceki ve Sonraki Yazılar