Korku!

Tayyip Erdoğan çok korkuyor. Bu korkunun sinirlerini fena halde bozduğu, bütün dengelerini yitirdiği ve öfke kontrolünü kaybettiği anlaşılıyor.

Erdoğan mutlak iktidarı kaybetmekten korkuyor. Bu nedenle başkanlık sistemine geçmek istiyor. Diktatör yetkileriyle donatılmış, mutlak dokunulmazlığa sahip bir başkan olmayı amaçlıyor.

Bu plan 7 Haziran seçimlerinde suya düştüğü için, belli ki çılgına dönüyor. Bu nedenle Türkiye’yi ateşe atacak bir kaos planını devreye sokuyor.

Riya, ikiyüzlülük, yalan sürüyor. Öyle ki, IŞİD’e karşı operasyon yapacağım aldatmacasıyla, sola saldırıyor. Suruç’ta 31 yurttaşımızı katleden bu mezhepçi terör örgütü de Ankara’nın göbeğinde çocuklara “İslam okulu” karnesi dağıtıyor.

Erdoğan'ın militan İslamcı kadrosu, PKK ile yıllardır yürüttüğü “gerici çözüm” sürecini askıya alıp, ülkeyi yeniden kan gölüne çevirecek adımlar atıyor.

Bu kanlı kaos planının AKP’yi yeniden tek başına iktidar yaparak, kendisini başkanlık koltuğuna oturtacağını sanıyor.

Korku, çevresine yayılıyor. Davutoğlu Ahmet Bey ve ekip arkadaşlarına da bu korku sirayet ediyor. Kendilerinden hesap sorulmasından, yargılanmaktan ve hapse girmekten tümünün ödü patlıyor.

Erdoğan ve arkadaşları halka karşı suç işlediklerini, cumhuriyeti yasadışı yöntemler ve sahtekarlıkla yıktıklarını, sinsice hukuku çiğnediklerini, yolsuzluk batağına saplandıklarını ve nihayet kişisel olarak kaynağını açıklayamayacak ölçüde zenginleştiklerini biliyor.

Erdoğan ve Davutoğlu, işte bu nedenle saldırganlaşıyor.

Korkunun iliklerine işlediği görülüyor. Bağırıyor, çağırıyor, tehdit savuruyor ve öfke kusuyorlar.

Korkunun saldırganlaştırdığı bir Erdoğan-AKP yönetimiyle karşı karşıyayız.

Ama korkunun ecele de diktatöre de faydası yok! Biliyoruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar