Süperim, süpersin, süper

Formül şu; günde en az beş kez ayna karşısına geçip başlıktaki söz dizisini kendimizi inandırıp, havaya girene kadar tekrar ediyoruz. Sezon bitene kadar istikrarlı bir şekilde yaparsak bayağı başarılı sonuçlar almamız da mümkün.
Aksi takdirde sahaya, saha dışına bakar gerçeği görür illallah deriz.
Her hafta yabancı ligler de dâhil en az 10 maç izlerdim. 4 ya da 5 tanesi de adı Süper kendi yok liginden olurdu. Bu yıl Süper‘de 90 dakikayı tamamlayabildiğim maç sayısı bir elin parmakları.
Neyse ki eksik eteğim de saha içi yorum yapmıyorum. Yanlış anlamayın bizde cinsiyet ayrımı da yoktur, affedersin ayrımcının daniskası falan değilizdir ama kadın futbol yorumlayınca alttan alttan alay etmeyi, “bıyık” bükmeyi pek severiz.
Zaten koskoca başkanların teknik taktik meselelere el atmanın ötesinde görev addettiği bir ortamda bize de bu yakışır. Susup oturup kaderimize razı olacağız.
Hem bu sene toprak sahaya öykünenler, romantikler için de ideal sezon. Akhisar- Fenerbahçe maçındaki zemin tam bizlik. Ara ara yeşillikler içindeki toprak zemin tam ruhumuza göre.
Yazar ve yorumcular açısından da rahat bir sezon. Her hafta birbirinin aynı. Zannedersin Day Break dizisi. Tekrar tekrar aynı şeyleri yaşıyor, bir adın ileri gitmiyorsun. Yaz bir yazı sezon sonuna kadar her hafta koy, fark etmez.
Bu sezonun büyük ödülü de 90 dakika ekrandan kafasını çevirmeden, öf demeden bir süper lig maçını izleyebilenler arasından seçilecek kişiye verilsin. Kupa aslında onların hakkı.
Yalnız unutmadan naçizane bir uyarıda bulunayım. Futbol doğa gibidir. Kendi kuralları vardır. O kurallara dışarıdan yapılan her müdahale futbolun enerjisini tüketir gibi görünüyorken aynı zamanda gizli bir enerji birikimine neden olur. Nasıl alt üst ettiğimiz iklime karşı doğa canımıza okuyorsa, futbol iklimi de sırasını bekliyor.
Futbolda devrim diye yutturulmaya çalışılan her ihale, her yeni yüz, her değişiklik biraz daha dibe vurmamıza neden oluyor.
Burada üzüldüğüm tek nokta yakın geleceğin kayıp nesilleri. Bizler, birçoğumuz özellikle son 10 yılı siyaset ve futbol arasında yaşayanlar bir şekilde müsebbibiz. Gidişatı doğru okuyamamaktan, kayıtsız şartsız verilmiş desteklerden, suskunluklarımızdan dolayı kusurluyuz. Hak ettiğimizi yaşıyoruz denebilir.
Ancak gelecek nesiller açısında baktığımızda futbolda karanlık bir gelecek var. Bu güne bakıp ona yanıyorum ben asıl…
Futbol aynı İstanbul gibi. Futbol aynı beton. Futbol aynı aç gözlü bakışlar altında. Futbol aynı pespayelikle yönetiliyor. Ve yıkılıp baştan yapılmadan da hayır gelecek gibi değil…




Önceki ve Sonraki Yazılar