Kötü kedi Amerika ve fareler

Kendimi bildim bileli Türkiye üzerinde oyunlar oynanır. Sanki Türkiye bir tavla tahtasıdır ve iki tane üstakıl bu ülke üzerinde habire oyunlar oynar. Sonra oyunu kim kazanırsa oyunculardan birinin kolunun altına sıkıştırılır zavallı ülkem.

Türkiye’nin okumuş okumamış neredeyse bütün sağcıları, okumuş okumamış bir kısım ulusalcısı, hatta okumuş okumamış bir kısım solcusu, hatta bu konuda en rahat olmasını beklediğimiz şeytan liberalleri bile bıkmadan usanmadan bu tür komplo teorileriyle Türkiye’de güya siyaset yaparlar veya siyaseti takip ettiklerini sanırlar.

Farkında olmadan Türkiye’ye fare muamelesi yaptıklarından haberleri yoktur bunların. Sanki üst akıl bir kedimiz var. Türkiye’de fare olmalı ki habire bizimle kedinin fareyle oynadığı gibi oynayıp duruyor bu kötü kalpli kedi.

Üniversitelerde ‘uluslararası ilişkiler’ okumuş hatta zerre kıymet vermediğim YÖK profesörü olmuşlardan bile çıkmaktadır böyleleri. Artık nereleriyle okudularsa dünyayı ve ilişkileri?

Yok İlluminati, yok masonlar filanlar kafamızı ütüleyenler bir yana, bir türlü iktidar olamayan sözde muhalif küçük unsurların uydurdukları komplo teorileri de bir yana, en acıklı olanı hiç şüphesiz 14 yıldır iktidarda olan gelmiş geçmiş en azılı paralel devlet yapılanmasının ileri sürdüğü şikayetlerdir.

14 yıldır iktidarda olan AKP rejiminin ortalama bir putperest taraftarına göre hayat pek basittir. Ekonomi politik bilmesine zaten gerek yoktur. Televizyonda tapındıkları reisleri için prompterlardan okunacak hazır ve ezber metinleri dinlemesi yeterlidir. Zaten bir üst akıl vardır ve bu üst akıl Türkiye’nin hatta Yozgat’ın bile kalkınmasını hayatta istememektedir. Hele ki Yozgat. Yozgat, o üst
aklın kırmızı çizgisidir. Yozgat’a üçüncü havalimanı yapılmasını bile istemez o kötü kalpli üst akıl.

Kendilerine sorsanız Allah’a inandıklarını, Allah’tan başka ilah kabul etmediklerini söyleyecek bu yolunu şaşırmışlara göre dünyada her şeyi tövbe haşa Amerika yapmaktadır. Türkiye’de yaşanan Gezi direnişini, 17-25 Aralık operasyonlarını hep bu kötü kedi Amerika Vespuçi organize etmiştir.

21’inci yüzyılda başımıza musallat olan 14 yıllık AKP iktidarını özel imalat olarak üreten 12 Eylül 1980 darbesi başta olmak üzere pek çok sosyal olgu ve olayların arkasında elbette ABD merkezli birtakım odakların olduğu kanıtlanmıştır. Lakin Türkiye ve Latin Amerika başta olmak üzere ABD’nin özellikle darbelere müdahil olup karıştığı pek çok olay ve olgular sadece solculara, sosyalistlere yöneliktir. ABD’nin bugüne dek sağcılara, faşistlere, İslamcılara, milliyetçilere, liberallere kısacası yeryüzünde ne kadar zararlı ideolojik akım ve takipçisi varsa onların hiç birine olumsuz bir müdahalesi olmamış, tam tersine bu tür zararlı akımların hepsini besleyip büyüttüğü yerçekimi kanunu kadar bilinen bir gerçek iken bizim sağcıların, kendini milliyetçi sanan sözde muhafazakârların ikide bir alınması gerçekten trajikomik bir durum arz ediyor.

Hiç mercimek akıllarına gelmiyor. ABD sizden neden rahatsız olsun ki? ABD’nin başını çektiği emperyalizmin 200 yılda asla bulamadığı türde şaşkın bir kavimsiniz siz. Size göre bütün kötülüklerin anası olan Amerika size ve dünya liderlerinize neden kötülük yapsın ki? Gökte ararken yerde bulmuş sizi. Ben ABD olsam sizi velinimetim sayarım. Yol, baraj, havaalanı, hatta AVM ile mutlu olan bir kavimsiniz siz. Gidemediğiniz ve asla gidemeyeceğiniz

Avrupa ülkelerine vize kalkacak diye göbek atan bir kavimsiniz siz. Sizden alası nerede bulunur ki?

Aslına bakarsanız bizim sağcıların, özellikle AKP rejimi taraftarlarının ABD şikâyetleri eski ve kadim bir şikâyet olmakla beraber 2013 Gezi direnişine kadar yüksek perdeden asla seslendirilmedi. 2002’den 2013’e kadar nedense ABD ve Batı aleyhinde pek kayda değer bir şikâyet bile duyulmadı. Elbette bu arkadaşlar çocukluklarından beri ABD’nin İsrail’in kuklası bir ülke olduğunu, her şeyi masonların ayarladığını, Bilderbergçilerden filan falan çok şikâyet ediyorlardı ama bu tür şikâyetler yeraltında kalıyordu. Her nedense 2002’yi bırakalım, taa dört ay 10 günlük Pınarhisar Cezaevi günlerinden beri AKP oluşumu ve iktidarına koşulsuz sevgi gösteren ABD’ye karşı 2013’e kadar bir laf etmeyen AKP zihniyeti 2013 Haziran direnişinden sonra bir anda başta ABD olmak üzere herkesin kendilerine karşı olduğundan bahsetmeye başladı. Çocukluklarından beri sakladıkları ne kadar aşağılık kompleksi varsa ele geçirdikleri medya unsurlarında bir bir manşet olmaya başladı. Bir üst akıl Türkiye üzerinde oyunlar oynuyordu.

2013 Haziran direnişi ve 17-25 Aralık soruşturmaları sonrasında AKP iktidarının ruhsal sağlığı ciddi bir erozyona uğradı. Herkes ama herkes bunların aleyhinde dolaplar çevirmekle meşguldü. Bir zamanlar Aydın Doğan medyasında kendisini iktisatçı diye yutturmaya kalkan, uydurduğu üçüncü sınıf komplo teorilerini iktisat mevzuları diye zavallı ve umutsuz ulusalcılara satabilen meczup birinin ülke yönetimine başdanışman olmasından sonra maalesef AKP rejimi şizoid ve paranoyak bir döneme girdi. Sağcıların zaten pek sevdiği o hiç bitmeyen oyunlar dönemi yeniden gündemin ilk sırasına oturdu. Üst akıllar devreye girdi. Ne yazık ki 13 yıldır iktidarda olan kadrodan bir tane akıllı kişi bile kalkıp “Kardeşim bizim ülkemiz fare mi ki bizimle oyun oynasınlar? Hem ‘üst akıl’ ne demek? Biz salak mıyız? Aşağı bir akıl mıyız?” diyemedi ve bu berbat piyese seyirci oldular. Üçüncü sınıf adi bir komplo teorisyeninin telekinezi yöntemiyle esir aldığı dünya liderimiz sayesinde her gün ülkemize oynanan oyunların üstesinden gelir olduk böylece!

Mademki “Türkiye’ye oyun oynanıyor, üst akıl var” diyen komplocu danışman kadrosunun imal ettiği bir dünya liderimiz var. Mademki dedikleri gibi hababam ülkemize oyunlar oynanıp duruyor kötü kedi Amerika. Hazır 2016’da bütün kötülüklerin anası Amerika’da başkanlık seçimi var. Neden olmasın diyorum. Bence dünya başkanlığı yakışır dünya liderimize. Çıkarsın üzerindeki beğenmediği cumhurun elbisesini ve olayı gitsin kökünden halletsin. Hem Donald Trump denilen çatlağın teki başkan olacağına dünya liderimiz başkan olsun diyenlerdenim ben. Kaçmaz bence bu başkanlık fırsatı. Gerek yok bu saatten sonra anayasa filan değiştirmeye. Mr. Rıza Bey’i tutuklayan Savcı Preet Bharara da sıkıyorsa gelsin Türkiye’de muhtar olsun bakalım.

Ülkemiz Allah muhafaza batacak olsa gemiyi ilk terk edecek olan farelerin ülkemize fare muamelesi yapmasından yeminle illallah geldi. Malum cemaat fareleri nasıl kaçtıysa siz de kaçacaksınız pek yakında. Bilin ki Türkiye, kötü kedilerin oynadığı zavallı bir fare değil sizler gibi. Günahsız gerçek fareleri tenzih ederim.

Önceki ve Sonraki Yazılar