Kralların yasını köpekler tutar!

‘Kral’mış!.. Öyle olsun... Eli kanlı hanedan sülalelerinin en aşağılık olanlarından biridir Suudlar. Onun başına ‘Kral’ da desek olur.

Bu Suudlar, içlerinde yurttaşlarımızın da olduğu binlerce insanın kafasını kılıçla kestirmişlerdir. Kadınların yok sayıldığı, tecavüze uğrayan kadınların bile kırbaçlandığı kokuşmuş bir rejim üretmişlerdir. Dünyanın her tarafındaki sapık katilleri beslerler.

Esas meslekleri din tüccarlığıdır...

Bu petrol zengini kabile devletinin başındaki zorbaya pekala ‘Kral’ denebilir...

***

Günlerden 10 Kasım 2007... Suudi Kralı Abdullah Türkiye’ye gelmişti. Normalde Türkiye’yi ziyaret eden yabancı ülke yöneticileri Anıtkabir’i ziyaret eder, deftere inanmadıkları bazı güzel sözler karalar, sonra Çankaya Köşkü’ne falan çıkardı.

Suudi Kral öyle yapmadı.

Şimdi reklam olmasın, bir otelde kalıyordu. Hatta otelin barını da alçıpanla kapattırmıştı. Cumhurbaşkanlığı makamını şimdi işgal eden unsurla, bir önce işgal eden unsuru ayağına çağırdı. Gitti bunlar da tıpış tıpış. Protokol falan hikaye. Arkada Suudi bayrağı, yanında ‘Kral’ın portresi de var, ön tarafa Kral oturmuş... Bizimkiler yamacına yanaştılar, yancı misali fotoğraf çektirdiler.

İşin kokusu sonradan çıktı tabii...

İmar konuları konuşulmuş. İstanbul Boğazı’nın en güzel mevkiinde 57 küsur dönümlük Cennet Tepesi’ni almıştı Suud Ailesi –belki de el koymuştu!.. Birinci derece doğal sit alanı olduğu için, bu tepede imar yoktu. Derken bizimkilerin yancı pozundan sonra imar değişikliği gündeme geldi...

Ve öğrendik ki Suudi Kral, Bilal Oğlan Vakfı’na 100 milyon dolar bağış yapmış! Tesadüfen!..

Öğrenemediğimiz bir husus var: Kral Abdullah, gelirken getirdiği bilmem kaç bavul hediye içinden hangilerini verdi halef selef Cumhurbaşkanlarına?.. Bilgi edinme hakkı kapsamında sorulmasına rağmen, bu konuda hiçbir açıklama yapılmadı...

Ha, bu arada, Cennet Tepesi’nin eski sahibi olan aile, zamanında arazinin ellerinden tehditle alındığını, sadece 1 milyon 200 bin dolar karşılığında gasp edildiğini açıklayıp dava açtı geçen baharda.

Bu da enteresan bir ayrıntıdır...

***

Şimdi tuttu birileri, bu aşağılık Kral öldü diye Cumartesi gününü milli yas ilan etti.

Türkiye’den başka Ürdün, Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri ve Umman’da yas ilan edildi. Tamamında şeyhlikler, krallıklar falan mevcut. Ortadoğu’nun en gerici, en rezil iktidarları.

Anlaşılan Türkiye’de bu aşağılık rejimlerle ‘sinerji’ yaşayan birileri var...

***

13 senelik AKP iktidarı altında 15 bin küsur işçi iş cinayetlerinde ölmüş, yas ilan edilmemiş. Konu aşağılık bir Kral olunca ‘hazır ol’a geçiyorlar işte.

Ne diyelim, herkes kendi meşrebine uygun davranır...

***

Öte yandan, memlekette kimsenin bu uyduruktan ‘yas’ı falan taktığı yoktu tabii. Bayrakları yarıya indirttiler o kadar.

Konuyu sanırım bir tek Devlet Tiyatroları ciddiye aldı. Piyesleri iptal ettiler.

Olsun... İktidarın üst mevkilerinde her gün orta oyunu oynanıyor nasılsa!.. Boşluk hissetmedik...

***

Eski bir Asya atasözü, “Kralların yasını köpekler tutar” diyor. Hayvan bilmez tabii sahibinin beş para etmez ciğerini. Ya da bilir de, kemik falan atılmıştır önüne neticede, serde vefakarlık vardır...

***

Bize gelince...

Tüm krallara “Cehenneme kadar yolunuz var!” demişiz bir kere. Yas ne kelime?!

Biz halkın sevdiği tek bir ‘Kral’ tanırız. Adına ‘Çirkin Kral’ denmiştir...

Yılmaz Güney...

Uzun zaman önce sürgünde ölmüştür. Acısı hâlâ yüreklerimizdedir...

Önceki ve Sonraki Yazılar