Anlayamamak sinir ediyor!

Anlayamamak sinir ediyor!

Yeni kuşağın güçlü kalemlerinden Gözde Kurt yeni kitabı Köprüde Durup Beni Öpmesini Bekleyeceğim'i YURT Gazetesi'nin deneyimli kültür sanat editörü Gamze Medeni'ye anlattı.

YURT Gazetesi-Gamze MEDENİ/ Gözde Kurt yeni kuşağın güçlü kalemlerinden. Kozanın Tereddütü ilk kitabı. Öyküleri o kadar başarılı ki, Ölü Çiçekler Müzesi adlı öykü kitabıyla 2011’de Yaşar Nabi Nayır Ödülleri’nde dereceye girdi. İkinci romanı Köprüde Durup Beni Öpmesini Bekleyeceğim çıktı. Kurgu güzel, dili de öyle akıyor akıyor...Okurken keyif alacağınız bir kitap. Tavsiye ederim

*Kendinizi bana nasıl anlatırsınız? Gözde Kurt kimdir?

Bazen çok basit, bazen de karmaşık biri. Kendisine ne istediğini sorduğunda değişmeyen tek cevap, yazmak. Ama bunun ardından gelen diğer istekler hep değişiyor. Kimliği de değişken herkes gibi, bir tek yazan kimliğinden vazgeçmek istemiyor. Yazan ve anlamaya çalışan kimliğinden…

Anlayamamak onu sinir ediyor; matematikten ya da modadan anlayamamak değil sinirini bozan, insanları anlayamamak. Herkesi anlamak imkânsız olduğundan yaza yaza önce kendine, sonra başkalarına varmaya çalışıyor. Tümevarım gibi…

Manasızlık onu korkutuyor, her şeyden mana çıkarmak gerek ona göre. Şifalanıyor işte kalemle kâğıtla…

*Ölü Çiçekler Müzesi adlı öykü kitabınızla Yaşar Nabi Nayır Ödülü’nde ilk on eser arasına girdi. Bu roman da ses getirecek mi?

Yani, yazar “Yeni kitabım ses getirecek” demez. Fakat demese de içinden hep diler daha fazla okunmayı, daha fazla insanla satırlarda buluşmayı…

Zaten bunun için yazmıyor muyuz? Sayfalarca mektup yazıyoruz aslında, alıcılarına ulaşsın diye. Mektup yerine ulaştığında yaşanan o tatmin duygusu vardır ya hani? Onu tatmak için. Hele bir de cevap gelirse, tadından yenmez.

*İnsanı saran, samimi bir roman. Bizden bir hikâye... Siz nasıl tanımlarsınız?

Olay örgüsü ve karakterleri itibariyle biraz farklı, biraz yeni sayılabilecek bir roman Köprüde Durup Beni Öpmesini Bekleyeceğim. Birkaç hafta içerisinde başına gelenleri, hem de pek normal sayılamayacak cinsten birtakım olayları açık yüreklilikle dile getiren bir anlatıcımız var. Kendisinin de parmağı var başına gelenlerin absürtlü- ğünde, biraz kaşınıyor. Ama ihtiyaç duyuyor buna, hayatını raydan çıkarmaya ihtiyaç duyuyor. Kendi yaşantısından çıkması gerekir bazen insanın, tekrar kendine varabilmesi için… O da bunu nasıl yaptığını anlatıyor bize. Bu açıdan samimi sayılabilecek bir hikâye.

*Kitabınızla ne anlatmak istediniz?

Kitabımda insanın kendisini rastlantılara, akıntıya, yani yaşamın kendisine bırakması- nın en doğrusu olduğunu anlatmaya çalıştı- ğımı düşünüyorum. Karşı koymaların bizi yorduğunu ama diğer yandan hayata ve kendimize teslim olmanın da ne denli zor oldu- ğunu resmetmeye çalıştığımı… Dediğim gibi kendimi anlamaya, kendim üzerinden de insanları anlamaya çalışıyorum. Her kitabım bir deney sayılır benim için; Köprüde Durup Beni Öpmesini Bekleyeceğim’de farklı karakter ve zihinlerin yaşamı nasıl karşıladı- ğını, nerede benzeşip nerede farklılaştıklarını, başına gelenlere verdikleri tepkileri öne sürerek anlatmaya çalıştım.