Cem Yılmaz: Bunları kafaya takma demek Kafka'ya karamsar olma demek gibi!

Cem Yılmaz: Bunları kafaya takma demek Kafka'ya karamsar olma demek gibi!

'Arif v 216’ vizyona girmeden konuşan ünlü komedyen Cem Yılmaz, mizah ve ünlülükten bahsetti.

Dün ve bugün Hürriyet’te yayımlanan söyleşide Çınar Oskay’a konuşan Cem Yılmaz, yeni yılın ilk gününde ünlü olmayı, sosyal medyada takipçileri ile ilişkisini, siyasete ve evliliğe bakışını anlattı.

Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır! Ve o satıh… Bütün hayattır başlıklı söyleşide insanların söylediklerine çok önem verdiğinden bahseden Yılmaz, marka olarak yaşamak istemediğini ifade etti.

“Arkadaşlar, ben normal bir insanım, emin olun. Adamı hiç olmadığı bir yere koyup oradan indirmeye çalışmak büyük bir zahmet. Bu zahmete niye giriyorsunuz? İlişkimiz imajlarla olmamalı, insani olmalı. Bunun çabasını veriyorum.”

BUNLARI KAFAYA TAKMA DEMEK KAFKA’YA KARAMSAR OLMA DEMEK GİBİ

Sosyal medyada insanların yazdıklarının çoğuna yanıt verdiğinden bahseden Yılmaz şöyle konuştu:

““Bunları kafaya takma” demek, Kafka’ya “Bu kadar da karamsar olma ya!” demek gibi bir şey. “Abi filmin çıkacak, insanlarla papaz olma” gibi bir sosyal medya idaresi bizim kuşağın işi değil. Biz öyle insanlar değiliz. İşimizin işçisiyiz. Başka ayıran hiçbir şey yok.”

Politik mizah yapmadığı yönündeki eleştirilere de değinen Yılmaz, lider taklitlerinin evcilleştirme operasyonu olduğunu anlattı.

“Politik mizah meselesinin yüz yıllık tarihine bakıyorum, orada bir işlev olmadığından dem vuruyorum. Güncel, spesifik ve kişileşmiş bir mizah istiyorlar. Bunda bir fayda görmüyorum. Sadece iki işlevi var. İletişim kanalını tamamen kapatıp slogan atmak ve evcilleştirmek. “Bahadır Baruter Lombak’ta niye politik espriler yapmıyor” diye sormak gibi. “Selçuk Erdem neden kuzular üzerinden şu belediye başkanının şu gün, şu dakika yaptığını eleştirmiyor” gibi. Ben sevdiğim şeylerle şakalaşmaktan hoşlanıyorum. Siyasetle ilgili sıcak, sevimli, güzel, anlamlı hiçbir şey gözlemlemedim hayatım boyunca. Bu yeteri kadar politik bir cevap.”

BEKAR DEĞİL ‘SINGLE DAD’

Evlilik konusuyla ve eski eşi Ahu Yağtu ile ilgili de Oskay’ın sorularını yanıtlayan ünlü komedyen evlilik müessesinin çalıştığı görmediğini söyledi ve kendisini ‘single dad’ (bekâr baba) olarak tanımladı.

“Çok kısa evli kaldım ne yazık ki. Ayrılacağımı düşünmüyordum doğrusu. “Bekarlık sultanlıktır” lafının anlamı olduğunu sanmıyorum. Ama bu lafı diyen herhalde evlidir.”

“Bazen bir araya gelmelerimizi, tatil yapmamızı kaba bir şekilde “Vay be, medeniyete bak” diye pohpohluyorlar. Bu gayet insani. Eski sevgilime rol teklif etsem ayıp mı karşılanır diye düşünmem. Kendisi öyle düşündü mü bilmem. Sevinçle karşıladı ve gayet iyi çalıştık. Severek oynadı. Tipi yakışıyor çünkü kendisi zaten 60’larda yaşıyor (Ahu Yağtu, vintage moda tasarımları yapıyor).

HAYAT BURADA

Türkiye’deki insanların kutlama konusunda sıkıntılarının olduğunu ifade eden Yılmaz “Kutlama hissi bizim milletten alınmış. Hep, bir sonra ne var? Hayat yukarı doğru giden bir şey değil ki, hayat burada. Atatürk’ten örnek vereyim: Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. Ve o satıh, bütün hayattır! Filmlerde gariban adam kostümü giyiyorsun, o oluyorsun. Şatafatlı bir kostüm giyiyorsun, o da sen oluyorsun. Hayat öyle bir şey işte. “Hayat çıkılması gereken bir merdiven”. Hayırdır abi, nereye gidiyoruz?” diye konuştu.

Doğu kültüründe insanların kendini sevmeyi bilmediğinin altını çizen Yılmaz, tevazunun da yanlış anlaşıldığını söyledi:

“Doğu kültüründe kendini sevmeye kilit koymuşlar. Tevazu diye bir şey kilitlemişler. Tevazu, yaptıklarına sevinmemek değil ki; kapasitenle mutlu olmak…”