Küçük bir tezgahla başladı, dev bir sahaf oldu!

Küçük bir tezgahla başladı, dev bir sahaf oldu!

Doğan Karabil, İzmir'in Konak ilçesinde kapıcılık yaparken, sokağa atılan kitapları toplamaya başlamış ve bir tezgah açarak satışa başlamıştı. O tezgah, şimdi 100 binden fazla eserin yer aldığı, kentin en büyük envanterine sahip olan bir sahaf dükkanına dönüştü. Dükkanın başında bulunan Karabil'in kızı Dilek Koca, "Babamın bir lafı vardı, 'Benim dükkanım kürkçü dükkanı' derdi. İzmir'in 43 yıllık sahafı olduğu için tüm kitaplar muhakkak bizden geçmişti" dedi.

Doğan Karabil, 1975 yılında kapıcılık yaptığı dönemde, sokağa atılan kitapları çöpe gitmemesi için toplayarak tezgah açmıştı. Zaman içinde, kitaplar arttı ve tezgah, bir sahaf dükkanına dönüştü. O sahaf şimdilerde Kıbrıs Şehitleri Caddesi yakınlarındaki 1440 sokakta Doğan Sahaf ve Kitabevi ismiyle, 100 binden fazla kitapla hizmet veriyor. İngilizce, Fransızca, Farsça, Arapça, Osmanlıca, Almanca ve Rusça başta olmak üzere, birçok farklı dilde kitaplarının bulunduğunu söyleyen Karabil’in kızı Dilek Koca, “Buradaki 2 katlı yerimiz kitaplarımıza yetmeyince, karşıda iki katlı bir başka dükkan daha açmak durumunda kaldık. Babamın bir lafı vardı, ‘Benim dükkanım kürkçü dükkanı’ derdi. İzmir’in 43 yıllık tek sahafı olduğu için tüm kitaplar muhakkak bizden geçmiştir. Bu kadar kitabın muhafazası ve tasnifi tabii ki kolay olmuyor. Benim dışımda 3 arkadaşımız çalışıyor” dedi.

‘YETER Kİ OKU, ÇAY BİZDEN’

Bilgisayarlarına bulaşan bir çeşit virüs nedeniyle kayıt sistemlerinin bozulduğunu vurgulayan Koca, sahafa gelen misafirlerine ‘Yeter ki oku, çay bizden’ diyerek, kitap okumaları karşılığında çay servisi yaptıklarını söyledi. Cezaevlerine ve Doğu Anadolu’daki okullara ücretsiz olarak birçok kitap gönderdiklerini belirten Koca, “Biz boşuna ‘Yeter ki oku, çay bizden’ demiyoruz. Bunu diyorsak tüm bunları zaten yapmamız gerekiyor. Biz 2 TL’ye bile kitap satıyoruz, insanların okuması için. Telefonla oynamalarındansa kitap okumanın daha faydalı olacağını düşünüyoruz” diye konuştu.

Koca, mesleğini severek yaptığını ve babasının emeğine ve tarihine sahip çıkıyormuş gibi hissettiğini belirterek, sanıldığının aksine, işyerinde müşterilerden dolayı kitap okuyamadıklarını, ancak akşamları eve gidince okuma fırsatı bulduklarını söyledi.