Ünlü oyuncu: Çok edepli ve inatçı bir Atatürkçüyüm!

Ünlü oyuncu: Çok edepli ve inatçı bir Atatürkçüyüm!

Yarım asırdır tiyatro sahnesinde usta oyuncu Dilek Türker, kendisini "Çok edepli ve inatçı bir Atatürkçüyüm" diye tanımlayarak Bu yıl oyunum için Kültür Bakanlığı’ndan destek istedim. Ama tirajikomik nedenlerle reddedildi. Sanırım sorun benim muhalif sanatçı olmam. Ancak bütün yasaklara ve parasızlıklara rağmen ayaktayım, ölene kadar sahnedeyim.

27 yıl önce kurduğu Tiyatro Ayna'yı ayakta tutabilmek için annesinden kalan yüzüğünü, evlerini satacak kadar aşık sanata… Bugüne kadar Nazım Hikmet'i, Latife Hanım'ı, Türkan Saylan'ı ve daha birçok zorlu rolü sahnede adeta devleşerek oynayan Türker, şu sıralar “İstanbul'un Gözleri Mahmur”u sahneye koyma hazırlığında. Oyun, İstanbul'un dününü ve bugününü anlatıyor. Türker, oyunu sahneleyebilmek için Kültür Bakanlığı'nın her yıl özel tiyatrolara sağladığı destek için başvurdu. Ancak yönetmeliğin 9. maddesi gerekçe gösterilerek başvurusu reddedildi. Dilek Türker ise asıl gerekçeyi muhalif sanatçı olmasına bağlıyor. 

Türker, Bakanlık tarafından başvurusunun reddedilmesi ile ilgili "9. maddede, “Saygın bir tiyatro ispatı olmak, Türk yazarların oyunlarına önem vermek, yeni nesle Türk yazarları tanıtmak” gibi şartlar sıralanıyor. Bu değerleri sürekli yerine getiren bir tiyatroya, “Bunları yapmıyorsun” diyorlar. Bu çok tirajikomik. Melisa Gürpınar Kolombiyalı, Aziz Nesin Uruguaylı, Ataol Behramoğlu Arjantinlidir belki… Sanırım sorun, benim iflah olmaz bir muhalif, iflah olmaz bir Atatürkçü olmam, bütün yasaklara ve parasızlıklara rağmen ayakta kalmam. Ben çok edepli ve inatçı bir Atatürkçüyüm. Muhalefeti istemiyorlar. Buna karşı susmak hoşuma gitmediği için bunları size anlatıyorum. 9. maddenin gerekçelerinden biri de “Varsa daha önceki proje ve faaliyetlerinde başarı derecesi” diyor. Almadığım ödül kalmamış. Afife Jale, Sadri Alışık, meslek onur ödülleri ve neler neler… 12 yıl yurtdışında Türk tiyatrosunu tanıttım, “Devlet Sanatçısı” unvanı almışım. Bana, “Alman vatandaşı olur musun?” dediler, reddettim. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olma onurunu hiçbir şeye değişmem." ifadelerini kullandı.

BU BİR YOK ETME PROJESİ

Çok zor şartlarda sanat icra ettiklerini belirten Türker; "Tiyatronun ayakta kalması için evlerimi de satmıştım, annemden kalan yüzüğümü de… Bunu yapan sadece ben değilim tabii ama sanatçıları, tiyatrocuları bu hale mahkum ederek yok etmek istiyorlar. Bu bir yok etme projesi bence. Ne yazık ki bu kararın altında Devlet Tiyatroları Genel Müdürü'nün de imzası var." dedi.

ÖLÜCEYE KADAR MUHALEFETE DEVAM EDECEĞİM

Türker şöyle devam etti:

Ben de yok edilmeye çalışılanlardan biriydim. Ama kolay kolay yok olmayız. Çölde çiçek açan makiler gibiyiz. Bak, Genco Erkal aslan gibi ayakta. Tüm çirkinliklerin farkındayım. Ölünceye kadar oynayacağım inadım inat. Öyle tacımı başıma başkaları koysun istemem. Kendim takarım. Ölünceye kadar muhalefete devam edeceğim. Ben güzeli aramak adına muhalefet tacını başıma takmış biriyim. Umudumuzu elimizden almak istiyorlar. Gençler umutlarının ellerinden alınmasına izin vermesinler.