Küresel domatese karşı yerel domates

Kars’ta 2000 metre yükseklikteki köylerde şu sıcak yaz aylarında akşam kazakla dolaşılıyor. Hatta yemek pişen bir ocağın yanında oturmak insanın hoşuna gidiyor. Bu yükseklikte domates yetiştiren köyler var. Çok başarılı bir kırsal kalkınma çalışması sürdüren İlhan Koçulu’nun Boğatepe ve çevre köylerinde köylüler pencere içlerinde domates fidelerini yetiştiriyor, evlerinin yakınında oluşturdukları sebze bahçesine dikiyorlar. Domatesler için naylondan küçük bir sera da bu bahçenin bir köşesinde yerini alıyor. Koçulu ve çoğu kadın olan Boğatepe Çevre ve Yaşam Derneği yöneticileri bu ev bahçelerini teşvik etmişler. Diğer sebzeler yanında; nane, maydanoz, dereotu gibi yeşillikler de ev ihtiyaçları için yetiştiriliyor. Görüştüğümüz kadınlar, ev sofralarına zar zor kızarttıkları domatesleri getirebildikleri için tarifsiz mutlular. Sentetik tarım ilacı ve kimyasal gübre kullanılmıyor. Buralarda daha önceleri taze sebze ve yeşillikler az tüketiliyormuş. Yıllar içinde kanser olaylarında azalma olduğunu gözlemişler. Bu gözlemi daha önce de yazmıştık. Bazıları “elinizde bilimsel bulgu var mı?” diye itiraz etmişlerdi. Yok. İyi de bu araştırmanın hiç kolay olmayacağını nasıl anlatmalı? Gürcistan’da sızıntı yapan bir nükleer santral da varmış. Onun etkilerini nasıl ayıracağız?

Peynirmuzesi.org adresinde Kars projesinin çeşitli yönleri incelenebilir.

Kars’ta ev ihtiyacı için de olsa domates yetiştirilebiliyorsa sanırım Türkiye’de her yerde yetişir. Okullarda neoklasik iktisat okumuş kişiler ve hatta sıradan insanlar bize hemen itirazlarını sıralayacaklardır. “Ülkenin belirli yörelerinde domates daha verimli olur. Daha ucuza üretilir ve nakledilerek yerel domatesten de daha ucuza satılabilir” diyeceklerdir. Domatesin daha verimli üretilebildiği illerde tek ürün haline dönüşmedikçe daha fazla domates üretilmesine bir itirazımız yok. Ancak her ürünü aynı mantıkla belirli bir yörede üretirseniz, her yerde tek ürün olacağı için ekolojik denge bozulur. Bu üretimi kimyasal ilaç ve gübresiz yapamazsınız. Nakliyat sırasında da mazot vb. fosil yakıtlar kullanılıyor. Hava kirliliği ve küresel ısınma artıyor. Tüketiciler kanserojen maddeler alıyorlar. Bazı illerde üreticiler nerede ise sadece domates ürettiklerinden bunları yerel olarak pazarlama olanakları olmuyor. Aracılar ürünü ucuza kapatıyorlar. Tüketiciler ise bu düşüşten sadece kısmen yararlanıyor. Küreselleşmenin domatesi böyle. Neoklasik iktisat bu konulara hemen hemen hiç girmiyor. Ona göre domates domatestir. Bize göre ekolojik üretilen ve yerel olarak pazarlanan domates bizi besler, çiftçiye de kazanç sağlar. Endüstriyel domates ise hastalık doğurur, çiftçiyi sefalete sürükler, yola dayanması için ıslah edildiğinden kabuğu kalın, besleyici değeri düşük, lezzeti çoğunlukla nötrdür. Kaliteli yerel domates yiyenler, küreselleşmenin domatesini yemekte zorlanırlar. Ama hegemonya, çiftçiye de tüketiciye de “başka bir seçenek yoktur” dayatmasını kabul ettirmiştir. Tüketici küresel hegemonyadan çıkarsa aç kalacağını, çiftçi ise ürünün hiç yetişemeyeceğini zanneder. Hegemonyaya yaslanan güçlüler ise onu daha da güçlendirecek kararlar alırlar. Sahte bir kalkınma ve modernleşme dalgası herkesi etkiler. Bu akıntıya karşı ülkemizde birçok yerde “başka bir domates” yetiştirenler çoğalıyor. Hegemonyayı bir gün gelip devirecekler de onlar gibiler.


Önceki ve Sonraki Yazılar