Kürt sorunu üzerine güncel tezler

Erdoğan’ın, 7 Haziran’dan bu yana, HDP’yi baraj altında bırakacak bir erken seçim stratejisi izlediği, olayları bu yönde zorladığı, gücünü bu hedefe yoğunlaştırarak inisiyatif ve sonuç almaya çalıştığı doğru.

Öte yandan, devletin ve AKP hükümetinin Suriye ve Kürt siyasetinin yalnızca bu saptama üzerinden değerlendirilmesi olanaklı da, doğru da değil.

Durumu, saptama ve tezler biçiminde özetlemeyi deneyelim.

Bir: Suriye ve Irak devletlerinin yüz yıl önce belirlenen sınırları artık hükümsüzdür. Ortadoğu’nun siyasal haritası yeniden çiziliyor.

İki: Irak ve Suriye’nin kaç yeni devlete, devletimsi birime bölüneceği, bu örgütlenmelerin siyasal-ideolojik kimliği, kimin denetiminde olacağı emperyalistler, bölge güçleri ve halklar arasındaki mücadelenin, savaşların konusudur.

Üç: Bu sürecin”yeni” ve kritik öğesi, hem ulusal-siyasal hareket olarak, hem de Ortadoğu’nun yeni dengeleri içinde siyasal ağırlığı, önemi artan bir unsur olarak Kürtlerdir.

Dört: Irak ve Suriye’nin fiilen parçalanması, Irak ve Türkiye’den sonra Suriye Kürtlerinin Rojava’da siyasal silahlı bir güç, devletsi bir oluşum olarak ortaya çıkması yeni bir durumdur.

Beş: Kuzey Irak-Rojava ve Türkiye'den parçaların bir araya gelmesiyle oluşacak, süreç içinde İran parçasını da sürükleyecek bir Kürt devlet oluşumu yalnızca bir olasılık olarak değil, başta İsrail ve ABD olmak üzere dünya ve bölge güçleri açısından Ortadoğu kilidini açacak seçeneklerden biri olarak da gündemleşmiştir.

Altı: ABD ve İsrail açısından bu seçeneğin temel gücü, kaldıracı, organik, ideolojik ve sınıfsal nedenlerle Barzani önderliğindeki Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (İKBY) dir. Bu tercih, Rojava’daki gelişmelerle değişmemiştir. Değişen, PKK-PYD güçlerinin de, etkilemek ve dönüştürmek üzere ABD tarafından denkleme alınmasıdır.

Yedi: ABD ve Türkiye’nin Suriye siyasetlerindeki farklılaşmanın, Türkiye’nin El Nusra ve IŞİD’le ilişkilerde çizmeyi aşmasının, Rojava’nın PKK doğrultusundaki güçlerin hegemonyasında gelişmesinin, ABD ile Türkiye arasında gerilim ve sorunlar yarattığı gerçektir ve tüm pürüzler çözülmemiştir. Son gelişmeler ise, açıkça ABD ve Türkiye’nin IŞİD’e ve PKK’ye tutumda yakınlaştıklarını gösteriyor.

Sekiz: Ara halka Barzani Kürtlüğüdür. “IŞİD” gerekçesiyle başlayıp tam bir PKK bombalamasına dönüşen hava operasyonlarından sonra, ABD’nin Türkiye’nin meşru savunma hakkına saygısını beyan etmesinden daha önemli kanıt, Barzani’nin birkaç gün önce açıkça ve ilk kez PKK’ye Irak topraklarını terk etme çağrısı yapmasıdır.

Dokuz: Barzani ve PKK, Kürt sorununda iki farklı önderlik tarzının, sınıfsal, siyasal ve ideolojik içeriğiyle iki farklı projenin sözcüleridirler. Son gelişmeler, ABD ve AKP’nin PKK/PYD çizgisini etkisizleştirme, İKBY’yi güçlendirme noktasında anlaştıklarını gösteriyor.

On: Bu anlaşmanın bir ucu PKK’sı ve HDP’siyle Kürt hareketinin içine yöneliktir. AKP iktidarı, İmralı, Kandil ve HDP üzerinde ABD ve Barzani destekli ideolojik ve askeri basınç uygulayarak, aynı anda hem Kürt hareketini bölmeye, hem de içindeki Barzanici unsurları egemen kılarak “yol”a getirmeye yönelik bir taktik yürütüyor.

On bir: Bu yakıcı ve güncel soruna sınıfsal ve siyasal bir yön duygusuyla yaklaşmak, Kürt hareketi içindeki devrimci demokrat, emekçi, seküler, ilkel milliyetçiliğin ötesine geçmiş, Türkiye emekçi halkıyla birleşmeyi öne alan siyasetleri ve özneleri desteklemek gerekiyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar