Hüsnü Mahalli

Hüsnü Mahalli

Kürtler

Türkiye, İran, Suriye ve Irak'ın nüfusu yaklaşık olarak 78-85-23-25 milyon.
Bu ülkelerde yaklaşık 15-7-3-5 milyon Kürt kardeşimiz yaşıyor.
Yani 30 milyon.
Yani tek tek Suriye ve Irak nüfusundan daha fazla.
Yani Kürtler de bir halk hatta bir ulus.
Tıpkı Türk, Arap ve Fars ulusları gibi.
Bu coğrafyada başkaları da var.
Tarihe dönemin bir anlamı yok.
Bu coğrafyada en az 150 yıllık bir Kürt sorunu var.
1920 Sevr anlaşması sonrasında Kürt coğrafyası  dört ülkenin sınırları içinde dağıtıldı.
Ama sorun çözülmedi.
100 yıldır bu coğrafyada herkes ama öncelikle Türkiye, Irak, İran ve az da olsa Suriye Kürtlerle uğraşıyor.
Ama işin en ilginç yanı kendi Kürtlerine kötü davranan bu ülkeler hiç çekinmeden komşu ülkelerin Kürtlerine çok iyi davrandılar ve davranıyorlar.
Örneğin bir zamanlar Saddam ve Baba Esad'ın PKK'yi desteklemesi.
Örneğin Ankara'nın Barzani ve Talabani'ye sınırsız yardım etmesi.
Örneğin Ankara'nın şimdi Barzani'yi çok sevip PYD'yi terörist ilan etmesi.
Örneğin Suriye'de olayların başladığı 2011 yılından sonra Ankara'nın PYD lideri Salih Müslim'i birçok kez misafir etmesi, 'Esad'a karşı ayaklanırsan istediğin herşeyi veririz' demesi ve Müslim 'hayır' deyince federalizm ilan etmesine karşı çıkması.
Barzani federalizm kurabilir ama Müslim kuramaz.
Neden?
E çünkü Barzani ile karmaşık ve karanlık ilişkiler var ve Müslim'i ABD ve Batı destekliyor.
Üstelik PYD PKK'nın Suriye kolu.
Üstelik ABD ve Batı Türkiye'nin NATO içinde müttefiki.
Ama aynı ABD 'PYD'nin federalizm ilanına karşıyız' diyor.
Suriye devleti ve tüm muhalifler ' Asla kabul etmeyiz ve Suriye bölünmeyecek' diyor.
Olayların başladığı 2011 öncesinde Suriye'de PYD yoktu.
AKP yönetiminde Ankara müdahale etmeseydi Suriye asla bu duruma düşmezdi.
Şimdi ABD ve Batı 'IŞİD'e karşı savaşımızda PYD bizim stratejik müttefikimiz' diyor.
PYD'nin bu duruma gelmesinde Ankara'nın rolü var.
'Kobani bugün yarın  düşer' diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan Obama'nın telefonu ile Peşmerge'nin kuzey Irak'tan gelip PYD'ye yardım etmesine izin verdi.
Hemen peşinden Başbakan Davutoğlu 'Selam olsun Kobani'deki kardeşlerimize' dedi.
Ama o sırada  'Barış  Süreci' vardı ve yüce devletimiz PKK - HDP ile iyi geçiniyordu.
7 Haziran sonrasında PKK düşman olunca PYD düşmanın devamı oluyor.
Özetle Kürt sorunun bu coğrafyanın ne denli karmaşık ama aynı  zamanda rezil ilişki ve denklemler  içinde olduğunu kanıtlıyor.
Öyle olmasaydı 4  ülke işi karıştırmak yerine kendi sınırları içinde yaşayan Kürtlerin sorununu çözerdi.
Formül hiç önemli değil.
Önemli olan niyet.
Önemli olan aynı toprakları paylaşan insanların samimi duygu ve istekleridir.
Bu olmadığı için bu sorun bir türlü çözülmüyor.
Çözülmediği için bölgesel ve uluslararası ülke ve güçler işi karıştırdıkça karıştırıyor.
PKK olayında olduğu gibi şimdi PYD konusunda benzer hikâyeler yaşanıyor.
Öncesinde Iraklı Kürtlerin hikâyesi vardı.
İran'da kurulan Mahabad Kürt devleti ve bu devletin bir yıl sonra yıkılmasını hatırlayan yok.
ABD ve İngiltere'nin eliyle.
Aynı ülkeler sonraki yıllarda İsrail'i yanlarına alarak Iraklı Kürtleri bir kart olarak kullandı.
İşe yaramayınca Baba Barzani bir dönem Sovyetlere yanaştı.
Bu arada Iraklı Kürtler kendi aralarında kavga ediyordu.
Barzani-Talabani.
Barzani bir ara Türkiye İle birlikte PKK'ye karşı savaştı.
Kendi yolsuzluk ve hırsızlıklarını örtbas etmek için sık sık Kürt devletinden söz ederek ajitasyona başvuran Barzani şimdi de PYD ile kavgaya hazırlanıyor.
İranlı Kürtlerin ne yaptığını bilen ve konuşan yok.
Özetle 100 yıllık hikâye aynı.
Kürtler yine kurban.
Bölgesel ve uluslararası oyun yine Kürtler üzerine oynanıyor.
Türkiye; Irak, İran ve Suriye ile kavgalı.
Barzani'yi seven Türkiye PKK ve PYD ile kavgalı.
Kürtler kendi aralarında kavgalı.
Anlaşılan biz bu Kürt sorununu bir 100 yıl daha konuşacağız.
İnsan ancak bu kadar akılsız, basiretsiz ve vicdansız olabilir.
 

Önceki ve Sonraki Yazılar