Lady'nin topuk sesleri ve Ekmek için Ekmeleddin!

Çok önemli bir süreç yaşıyor Türkiye… İlk kez, halk tarafından bir cumhurbaşkanı seçilecek. Adaylardan biri; cevval, “siyaset cambazı” bir başbakan… Karşısındaki en güçlü ve iddialı aday ise muhalefetin desteklediği Ekmeleddin İhsanoğlu… Ve Ekmeleddin Bey ilk kez kamuoyuna dönük kapsamlı bir manifesto sunuyor. Ve bu manifestonun temel sloganını, “Ekmek için Ekmeleddin” ifadesi oluşturuyor! Olacak şey değil!

Başlıkta da belirttiğim gibi nerede “Lady’nin topuk sesleri” nerede, “Ekmek İçin Ekmeleddin” sloganı… Bu kadar kısır, sığ ve “yaratıcılıktan yoksun” bir slogan olabilir mi? Kim nereden, nasıl buldu bilemiyorum ama “amatör” bir kelime oyunu…

***


Kelime oyunu isterseniz, işte size iki örnek… Merhum Can Yücel’den bir alıntı… Yıllar önce, ozon tabakasının delindiği tartışmaları sırasında, merhum Can Yücel’e “Ne diyorsunuz?” diye sormuştum… Yanıtı ilginçti… Dedi ki; “İdris! Delinen, ozon tabakası değil, Ozan tabakasıdır!”

Bir diğeri “Lady’nin topuk sesleri” sloganı… 1993’te, Süleyman Demirel’in Cumhurbaşkanı seçilmesinden sonra DYP’de Genel Başkanlık ve Başbakanlık yarışı yaşanmıştı… Çok sayıda aday vardı… Tansu Çiller için üretilen slogan, “Lady’nin topuk sesleri” sloganı, “cuk” diye yerine oturmuş, Hürriyet Gazetesi bu ifadeyi manşetine taşımıştı. Ve Tansu Çiller, o kongrede seçimi kazanmıştı. Dolayısıyla, yaratıcılık kolay değil.

Öte yandan “Siyasi tanıtım”da, gözetilmesi gereken en temel ve önemli kural; önce “Stratejik fikri” belirlemektir. İmaj adına geliştirilecek sloganlar ise bunun çevresinde oluşturulur. İşin uzmanları öyle diyor. Aynı uzmanların altını çizdiği bir başka ayrıntı ise bu tür kelime oyunları için yapılan “kelimeler aptallar içindir” tespitidir…

***


Bu bakımdan Ekmeleddin Bey’in dünkü “lansman”ı bana göre, ne yazık ki “hedef kitleye kilitlenme” açısından başarılı olamamıştır. Slogan üretiminde illa da bir kelime oyunu “olmazsa olmaz” diye düşünülmüşse, bunu günümüzde en iyi yapan iki isimden, Mustafa Balbay ya da Yılmaz Özdil’e danışmak gerekirdi… İkisi de bu alanda çok başarılı… Üstelik Mustafa Balbay, hem gazeteci hem de aktif siyaset yapan bir milletvekili…

Bir başka eleştirim ise; Ekmeleddin Bey’in, kamuoyunu medya üzerinden etkileme stratejisinedir. CNN TÜRK’teki Taha Akyol’un programında Ekmeleddin Bey’i çok başarılı buldum. Ancak daha sonra, Uğur Dündar’ın Halk TV ve Tarık Toros’un, Kanal Türk’teki programlarında zayıf buldum. Aynı “Aynı fasit daire” içerisinde dolaşıp durdu… Kamuoyunu etkileyecek yeni bir söylem geliştiremedi.

***


Ekmeledin İhsanoğlu, miting yapmayacak! Böyle bir kararı var. Doğru bir karar. Zira, Tayyip Erdoğan gibi Türkiye’de 12 yıl Başbakanlık yapmış ve girdiği 8 seçimi de birinci bitirmiş “karizmatik bir siyasi figür” var karşısında. Dolayısıyla, miting alanlarındaki kalabalık oranlamasıyla onun üstesinden gelmesi zor. Kanımca, burada yapılması gereken, Tayyip Bey’i TV ekranlarından ortak yayınlanacak bir tartışma programına çekmektir. Tıpkı Amerika’daki Başkanlık seçimleri gibi… Eminim o zaman, hem adaylar arasındaki fark ortaya çıkacak hem de kamuoyu daha iyi aydınlanacaktır. Türkiye’nin cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde buna ihtiyacı var. Bunu zorlamak lazım!



Önceki ve Sonraki Yazılar