Bir garip Ciciş davası... 6 yıla kadar hapisleri isteniyor

Bir garip Ciciş davası... 6 yıla kadar hapisleri isteniyor

‘Cicişler’ olarak tanınan Esra ve Ceyda Ersoy kardeşler ile anneleri Fadime Şeker hakkında, polislere karşı direnme ve hakaret’ suçlarından 11 aydan 6 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.

Ataşehir’de 26 Ağustos 2017 tarihinde meydana gelen olayda iddiaya göre, kamuoyunda ‘Cicişler’olarak tanınan kardeşlerden Esra Ersoy’un, lüks bir rezidanstaki dairede iki erkek ile birlikte bulunan kardeşi Ceyda Ersoy için, ‘her yerinde jilet varmış kardeşimin. Daha sonra evin içinde organ bulmuş. Böbreklerini aldılar’ şeklinde ihbarda bulunması üzerine, Ataşehir Asayiş Büro Amirliği’nde görevli Yavuz T. ve Özgün C., verilen adrese gitti. Polis memurlarına kapıyı, dairede bulunan Emrehan B. ve Yasin Y. isimli şahıslar açtı. İçeride bulunan Esra Ersoy’un, olaya maruz kaldığı iddia edilen kardeşi Ceyda Ersoy’un mutfakta olduğunu söylemesi üzerine mutfağa giden polis memurlarına elinde olan ve içerisinde et parçası bulunan poşeti gösteren Ceyda Ersoy, ‘Organım bu’ dedi. Bu sırada, 112 acil görevlileri de verilen adrese gelerek Ceyda Ersoy’a müdahale edeceklerini söyledi. Bulundukları daireden koridora çıkan Ceyda Ersoy, aynı katta bulunan diğer dairelerin zillerine basarak kapılarına vurmaya başladı. Bu sırada Esra Ersoy da, elinde organ olduğunu iddia ettiği poşetle koridora geldi. Muhafaza etmek için kendisinden elinde bulunan poşeti isteyen polislere vermeyen Esra Ersoy, iftira ve hakaret ederek, ‘polis değilsiniz siz’ gibi söylemlerde bulundu. Bu sırada bir polis memuru, delil amaçlı olarak yaşananları telefonunun kamerası ile kaydetmeye başladı. Olay yerine gelen Ersoy kardeşlerin annesi Fadime Şeker de olaya müdahalede bulunmaya başladı. Garip iddia sonrası olay çıkardılar... 6 yıl hapisleri isteniyor

POLİSLERE, İFTİRA VE HAKARETLERDE BULUNDULAR

Polislerin görevlerini yapmalarına engel olan ve ellerinde bulunan poşeti vermeyen Ceyda ve Esra Ersoy kardeşler, 112 ve 155 görevlilerine güvenmedikleri, polislerin delilleri yok edebileceği, karşı taraf ile işbirliği yaptıkları ve rüşvet aldıkları gibi söylemlerde bulundu. Polislerin uyarılarına rağmen iftira ve hakaretlerine devam eden Ceyda Ersoy, tedavi amaçlı dışarıda bulunan ambulansa götürülmek için bindikleri asansörde de hakaretlerine devam etti. Polisler, kardeşi ve annesi ile birlikte binadan dışarıya çıkan Esra Ersoy ise telefonu ile çekim yapmaya devam eden polis memuruna, ‘Sen polis olamazsın. Yoksa muhabir misin? Kamera çekiyor geri zekalı gibi. Sana demedim mi bu arada sen muhabirsin. Merhaba Televole’ şeklinde hakaret, alaycı söz ve davranışlarda bulunmaya devam etti. Ambulansa binen Ceyda Ersoy da, başka bir polis memuruna, ‘Ne kadar iğrenç adamsın’ diye hakaret etti. Daha sonra ambulansa binen Ceyda ve Esra Ersoy kardeşler, ellerinde bulunan ve içerisinde organ olduğunu iddia ettikleri poşeti, ambulans görevlilerine verdi. Tedavi için Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne götürülen Ceyda Ersoy’un yapılan muayenesinde, hiç bir yerinde kesik ve darp izine rastlanmadı. Ersoy kardeşlerin içerisinde organ olduğunu iddia ettikleri poşette ise et olduğu ortaya çıktı. Esra ve Ceyda Ersoy kardeşler ile anneleri Fadime Şeker, polis memurlarının şikayetçi olmaları üzerine ifadelerinin alınması polis merkezine götürüldü.

“ORGANLARIMIN ÇALINDIĞINI DÜŞÜNÜP BUNALIMA GİRDİM”

Ceyda Ersoy ifadesinde, “26 Ağustos 2017 günü beni Yasin Y. ve Emrehan B. aradı ve Ataşehir’de alkollü bir mekana davet etti. Ben de ısrarlarını kıramadım ve yanlarına gittim. Daha sonra birlikte Ataşehir Barbaros Mahallesi’ndeki rezidanstaki eve geçtik. Biz mekanda alkol aldığımız için devamını çok hatırlamıyorum. Saat 20.30 sıralarında ablam Esra Ersoy aradı. Benim sesimden kötü olduğumu anladı ve yanıma gelmek istedi. Yanıma geldiğinde ise ben alkolün etkisiyle bunalıma girmiştim. Ablam benim o halimi görünce panik yaptı. Sonra bulunduğumuz yere polisler geldi. Ben bir ara alkolün etkisi ile bir organ hırsızlığına maruz kaldığımı düşündüm ve iyicene cinnet getirdim. Ablam da benim paniğimden etkilendi ve benim böbreklerim çalındı diye annem Fadime Şeker’i aradı. Ablam evin içerisini biraz araştırdı ve mutfak çekmecesinde organa benzettiğimiz, poşetin içerisinde bir et parçası buldu. Biz bunu organa benzettik ancak hastanedeki kontrollerimde hiç bir yerimde bir kesik ve darp izi yoktu. Bana ait bir organ olmadığını hatta belki organ bile olmadığını anladık. Ben bu olayda kime ne söylediğimi bilmiyorum. Hem alkollü, hem de bunalımda bir haldeydim. Organlarımın çalındığını düşünüp bunalıma girdim” dedi.

“KARDEŞİMİN ORGANI OLDUĞUNU ZANNETTİM”

Abla Esra Ersoy ise, “Olay günü kardeşimi aradığımda sesi çok kötü geliyordu. Bir terslik olduğunu düşündüm ve hemen adresi alıp yanına gittim. Yanına gittiğimde perişan bir haldeydi. Bir köşede ağlıyordu. ‘Her yerim ağrıyor’ dedi. Ben de o sırada evi araştırmaya başladım. Evde kardeşimden başka Yasin Y. ve Emrehan B. vardı. Ben bu şahısları çok tanımam. Mutfaktaki dolapta bir çekmece içerisinde bir poşet içerisinde et parçası buldum. Ben bunu, kardeşimden alınmış bir organ zannettim. Hemen annemi ve polisi aradım. Önce polisler, daha sonra 112 acil ekibi geldi. Bu sırada kardeşim sürekli, ‘ölmek istiyorum, her yerim ağrıyor, yüzüm kesik mi?’ diye bana soruyordu. Ben, gelen sivil şahısların o an polis olduğuna ikna olamadım. Poşeti almak isteyince, sanki Yasin Y. ile anlaşmış birisi ve poşeti yok edecek zannettim. Zaten içerindeki maddenin kardeşimin organı olduğuna çok ikna olmuştum. Olayın sıcaklığıyla ortam gerildi. Aslında kötü bir niyetim yoktu. Sadece poşeti teslim etmek istemedim. Sadece o an tek derdim poşeti kaptırmamaktı. Kimseden şikayetçi ve davacı değilim” dedi. Esra ve Ceyda Ersoy kardeşler ile anneleri Fadime Şeker, ifadelerinin ardından serbest bırakıldı.

Olayla ilgili yürütülen soruşturmayı tamamlayan Anadolu Cumhuriyet Savcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Esra ve Ceyda Ersoy kardeşler ile anneleri Fadime Şeker hakkında, ‘Görevi yaptırmamak için direnme’ ve ‘Hakaret’ suçlarından toplamda 11 aydan 6 yıla kadar hapis cezası istemiyle Asliye Ceza Mahkemesi’ne dava açıldı. Savcılık, suçun zincirleme şekilde işlendiği gerekçesiyle cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadar arttırılmasını da talep etti.