'Evliliğimin ömür boyu sürmesi arzusuyla evlendim'

'Evliliğimin ömür boyu sürmesi arzusuyla evlendim'

Mustafa Sandal'ın eski eşi Emina Jahovic verdiği röportajda evliliğine ve kariyerine dair samimi açıklamalarda bulundu.

Ülkesi Sırbistan’da yıldızken yolları Mustafa Sandal’la kesişti. Şöhreti bıraktı, evlendi. Türkiye’nin örnek çifti gösterilirken boşanma haberiyle magazin gündemine oturdu. Edis ile yaptığı ‘Güzelliğine’ düetiyle liste başı olan Emina Jahovic anlattı: “Söyleyeceğim tek şey, nikâh masasında verdiğim sözü asla bozmadığım. Sadece hassas ve kırılgan biri olarak bazı şeylerin üstesinden gelemedim.”

* 19 yaşında ülkenizde tanınan biriydiniz. 22 yaşında âşık olup evlendiniz, Türkiye’ye yerleştiniz. Bugün, her şeyi bırakıp buraya geldiğiniz ve kariyerinize ara verdiğiniz için pişman mısınız?

- Kariyerime hiçbir zaman ara vermediğim için pişmanlık duymuyorum.

* Ama bir röportajınızda “Türkiye’de Clark Kent, ülkemde Süpermen gibiyim” demişsiniz...

- Evet. Uzun vadede farklı hayatları yaşamak kolay olmadı. Baştan anlatırsam genç yaşta klasik gitar eğitimiyle müzik aşkım başladı. 18 yaşımdayken ilk albümümü çıkardım. Mustafa’yla tanıştığımda 22 yaşındaydım. Şarkı sözleri yazıyor, müzik besteliyor ve gelecekteki projelerimin hazırlıklarını yapıyordum. Zamanla kendi ülkemde ve komşu ülkelerde söz yazarı olarak tanındım. Bir şarkı yazarı olarak kendi anadilimde kendimi her zaman daha özgür, esnek hissettiğim için evliliğim boyunca Sırbistan’da ve komşu ülkelerde kariyerime devam ettim.

* Bir popstar olmak mı evde, çocuklarıyla vakit geçiren bir anne olmak mı daha çekiciydi?

- Çocuklarımın yanında uykusuz geçirdiğim her gece kariyerimin her anından değerli. Bana hep Türkiye’de eşimin gölgesinde kaldığım söylendi. Oysa ben sevdiğimde, cömertçe ve fedakârca severim. Aşk ve ailem için her şeyi yaparım.

* Müziğe Türkiye’de de geri döndünüz. Edis’le düetiniz ‘Güzelliğine’ dijital platformlarda yayımlandı. Nasıl bir araya geldiniz?

- İki yıl önce, ortak bir dostumuzun aracılığıyla işbirliği yapmayı düşünmüştük, olmamıştı. Kısmet bugüneymiş.

* Peki albüm yolda mı?

- Türkiye’deki müzik piyasasına farklılık getireceğime inanıyorum. Güzel ve özel projeler yapacağım. Aynı Edis’le yaptığım gibi... İlgim çocuklarımda, kariyerimde ve ‘YaEmina’ kozmetik şirketimde.

* Müziğe ağırlık verme kararınızda, yaşadığınız ayrılığın bir etkisi var mı?

- Kesinlikle hayır. Her şey tamamen tesadüf oldu.

* 10 yıllık evliliğinizi bir süre önce sonlandırdınız. Neydi yolunda gitmeyen?

- Kalbimde büyük bir aşkla, evliliğimin ömür boyu sürmesi arzusuyla evlendim. Ama ne yazık ki, bazı şeyler elimde değildi. Söyleyeceğim tek şey, nikâh masasında verdiğim sözü asla bozmadığım. Sadece hassas ve kırılgan biri olarak bazı şeylerin üstesinden gelemedim.

* Boşanma sürecini nasıl yaşadınız?

- Ne yazık ki, boşanma hayattaki çok zor süreçlerden biri ve üzerinden bir yıl geçmesine rağmen, çocuklarım için de benim için de kolay değildi. Biliyorum ki, artık beni bekleyen çok daha büyük bir sorumluluk var. Bu sorumluluğu üstlenmeye hazırım. Yapım gereği her şeyi olumlu taraftan görmeye çalışıyorum, bu yüzden sonuçların hepimiz için daha iyi olacağına inanıyorum.

* “Boşanmak aslında birlikte yaptığın her şeyin ölümü” demişsiniz. Geçmişe dair her şey sizin için öldü mü?

- Mustafa ile sonsuza kadar süreceğini düşündüğüm hayatım maalesef söndü ama birlikte yaşadıklarımız hiç bir zaman unutulmayacak. Birlikte iki güzel çocuk büyütüyoruz, evliliğimizden sadece güzel anları hatırlamaya çalışacağım.

* Eşinizden ayrıldıktan sonra adınız eski sevgilinizle, sonra başka bir isimle yazıldı...

- Artık özel hayatım hakkında konuşmak istemiyorum. Bir şey sakladığımdan değil, çoğunlukla kötüye kullanıldığı için. Zaman her şeyin göstergesi. Alnım açık, yüzüm ak.

* Eski eşinizle aranız nasıl?

- Mustafa ile her zaman iyi ilişkiler içinde kalacağım çünkü o benim çocuklarımın babası.

* Mustafa Bey’den müzikal anlamda destek alır mısınız?

- Benim kendi ekibim var, onlarla devam edeceğim.

* Oğullarınız sizinle kaldı. Onlarla ilişkiniz nasıl?

- Harika. Çok genç anne oldum, onlarla büyüdüm. Boşandık ama çocuklarımızdan değil. Onları sağlıklı ve mutlu büyütmek için bütün çabayı gösteriyoruz.

* Çocuklarınız bu süreçten nasıl etkilendi?

- Tabii, özellikle geçen sene Mustafa’nın evden taşınması hiç kolay olmadı. Bazı şeylerin sebebini açıklamak bana kaldı ve hâlâ küçük oldukları için bunu açıklayamadım. Allah’a şükürler olsun ki, anne babalarının birbirlerine çok saygılı olduklarını biliyorlar.

* Aşk sizin için ne demek?

- Sadakat, samimiyet ve güven.

* Ayrılığın ardından aşka inancınızda bir zedelenme oldu mu?

- Bence aşk her şey. Bu yüzden aşka inanmayı asla bırakmayacağım. Ne de olsa ben bir sanatçıyım, sevgiyle yaşıyorum.

* Yeni bir evliliğe sıcak bakar mısınız?

- Bu konuda konuşmak için hâlâ çok erken.

* Bundan sonra hayatınıza girecek bir erkekte aradığınız özellikler neler olur?

- Onun da sevgi hakkında benim gibi düşünmesi gerekiyor; sadakat, samimiyet ve güven.

* Estetik operasyonlar geçirdiğiniz konuşuldu, gerçekten estetik mucizesi misiniz?

- Spora olan aşkım yüzünden burnumu üç kere kırmıştım, ameliyat oldum. Kendime çok iyi bakıyorum, sağlıklı besleniyorum. Her şey doktorların elinde olsaydı, herkes aynı olmaz mıydı?

* Üç çocuklu bir ailenin en küçüğüsünüz. Sırbistan’da nasıl bir hayatınız vardı?

- Annem Senija ve babam Nusret’in üçüncü çocukları olarak Novipazar’da doğdum. Annem çocuk doktoru, babam kardiyolog, ablam Sabina psikiyatr. Abim Mirsad Türkcan, Türk milli takımında basketbol oynayarak başarılı bir kariyer sahibi oldu. Ben müzik yapma arzusuna kapıldım. Ne yazık ki, o zamanlar Yugoslavya, 1990’ların kanlı savaşlarına acımasızca girmişti. Ardından babamın ölümü hayatımdaki en büyük trajedilerden biriydi. Böyle bir kaos içinde büyümek kolay değildi. Ablam okumaya gitmişti, abimin kariyeri Türkiye’deydi, ben annemin yanında kaldım. Daha 11 yaşındaydım.

* Eski Yugoslavya’nın parçalanması sizi nasıl etkiledi?

- Bütün ülkede durum çok zordu. Paranız olsun olmasın, insanlar günlerce sıralarda yağ ve şeker bekliyorlardı. Gerginlik, ve korku vardı. Türkiye’de benim müsrif olduğuma dair haberler çıkıyor. Böyle sıkıntılı süreci yaşayan insan nasıl müsrif olabilir?

* Türkiye’ye nasıl geldiniz?

- Mirsad, 1992’de Türkiye’ye çalışmak için geldi, ben de onu sık sık ziyaret ettim. Bu sayede Türk kültürüyle tanıştım ve çok sevdim.