AKP eridikçe sertleşiyor!

Türban mağduriyeti üzerinden kurguladığı değişim ve özgürlük söylemiyle ciddi bir çıkış yakalayan siyasal İslam 13-14 yıl sonra bir kez daha aynı söyleme sarıldı. Kafanızı ne yana çevirseniz, Başbakanından Bakanlarına kadar bütün İslami cemaat “ODTÜ’deki türban zulmünü” diline dolamış durumda. Her konuda “kendine Müslüman” olan siyasal İslamcılar, Gezi’den bu yana bileğini bükemediği gençliği sahte bir özgürlük söylemiyle vurmaya çalışıyor! Ancak bu kez ne Türkiye 1990’ların Türkiye’si, ne de yıllardır uykuya yatırılmış “Türban zulmü” edebiyatı aynı etkiyi yaratacak güçte. 1990’larda çıkış etkisi yaratan bu hamle şimdi bitiş hamlesine dönüşmüş durumda…

AKP 11 yıllık bütün birikimini hızla tüketiyor. Hem içeride hem de dışarıda kaybediyor. Müthiş bir irtifa kaybı yaşıyor. “Yüzde 50’yi evlerinde zor tutuyoruz” diyenlerin İhvanla, Müslüman Kardeşlerle başlattıkları dayanışma mitinglerine katılım tam bir fiyasko ile sonuçlandı! En iddialı mitinge bile katılım birkaç bin kişiyi geçmedi. Katılım zayıf olunca, Türkiye toplumunun ezici çoğunluğu ilgi göstermeyince Saraçhane’de sürekli olacağını ilan ettikleri “nöbetleri” bile kaldırmak zorunda kaldılar… G20’de 11 devletin “açıklama yapmış olmak için yaptıkları” Suriye açıklaması Başbakan Erdoğan için yeni bir hayal kırıklığı olurken, “iyi bir seçim malzemesi” olarak planladığı Olimpiyat kozu da, tercih Tokyo’dan yana olunca elinden uçup gidiverdi… Bundan dolayı AKP kaybettikçe bildik klasik modele dönüyor. Dilini sertleştiriyor ve abartılı bir şekilde mağdur edebiyatına sarılıyor. ODTÜ’de suni bir şekilde yarattığı türban krizi bunun sonucu. Baro’dan yedikleri gol mide kramplarını devam ettirdiği için oraya da “başörtülü avukat zulmü” edebiyatını taşımayı ihmal etmiyorlar. Hiçbir şey umurlarında değil… Baharın geride kaldığını biliyorlar ama son bir umutla zemheriyi geciktirmeye çalışıyorlar. İş öyle bir hal aldı ki; Başbakan Erdoğan, ötekileştirme politikasını bile sola yıkıveriyor! Statükonun el değiştirdiğini, artık günümüzde en sıkı statükocunun ve ötekileştiricinin AKP ve AKP kadroları olduğunu akıllarına bile getirmek istemiyorlar. İktidar kendi ellerinde olsa da, muhalefet gibi davranma alışkanlığının prim yaptığını biliyorlar…

ODTÜ yönetimi “öğrencilerin kılık-kıyafetleri nedeniyle üniversitede sorun yaşamaları veya eğitim-öğretim haklarının herhangi bir şekilde kısıtlanmasının söz konusu olmadığı” şeklinde bir açıklama yaptı. Olayın görüntüleri, nelerin konuşulduğu gizli-saklı değil, orta yerde, internette rahatça bulunabilir!

Türbanlılara karşı protestoyu gerçekleştiren öğrenciler, “ODTÜ ‘türban’ ve inanç özgürlüğünü savunan ilk üniversitedir. Türbanlının da özgürlüğünü biz savunduk. Tepkim türbana değil türbanlı arkadaşın, ‘ODTÜ yurtlarında fuhuş oluyor, çocuk düşüren kızlar var’ diye karalama ve iftirasınaydı” demesini, Başbakanı ve Bakanları geçtik, “koca” Cumhurbaşkanı da duymak istemiyor. Açıyor ağzını, yumuyor gözünü! Akit “Köpekleri saldılar” diye başlık atıyor. AKP basınının hepsi, olmayan zulmü manşetlere taşıyor! ODTÜ’de kesilen ağaçlar, direnen ODTÜ’lülere ve 100. Yıl Mahallesi halkına yönelik polis saldırısı onların umurlarında değil. Cemaatin her yere kamp kurduğu, eğitimin yerlerde süründüğü, üniversiteler için yayınlanan “Sıkıyönetim Genelgeleri”, Polisin üniversite önlerinde dağıttığı ve gösterilere katılacak her öğrenciyi neredeyse terörist ilan ettiği bildiriler, yeni öğrenim döneminde devreye girecek yasaklar AKP basını için haber değeri bile taşımıyor…

AKP “ecelin geldiğini görüyor, baş ağrısı bahanelerinin” arkasına sığınmaya çalışıyor! Ancak bahanelerin üniversite gençliğini durdurmayacağı ve AKP’yi terletmeye devam edecekleri açıkça görülüyor. Gençlerin yanında, dozerlerin önünde duracak milletvekili sayısının hızla artacağı da… Bunlar kesin! Kesin olmayan bir tek şey ise AKP kaybederken, ufukta “AKP ile aralarındaki çatışma derinleşsin” diye cemaatin parlatılmaya çalışılması gibi yeni bir tehlike görülüyor! İktidar arasındaki her çatlağın derinleşmesi kuşkusuz önemlidir ama bu, siyasal İslamcılara güvenerek olmaz! Bakın ODTÜ üzerinden yaratılan suni “Türban krizi”nde A’dan Z’ye bütün İslamcılar ip gibi hemen aynı sıraya dizildiler. Hiç biri “durun bakalım ne oluyor” diye sormadılar bile; Cumhurbaşkanı’ndan Başbakan’a, Akit Gazetesi’nden Zaman Gazetesi’ne kadar…



Önceki ve Sonraki Yazılar