Dün akşamki İzlanda - Türkiye maçının skorunu bilmeden diyorum ki Euro 2020'de Türkiye olacak. Bunu çok önceden açıklamıştım zaten; katılmamak imkânsıza yakındı. Dilerim dün akşam havaalanı terbiyesizliğinin karşılığı hırs sergilenmiştir...

İzlanda'nın 53 milyon euro'luk ilk 11 değeri var lakin Everton'lı Gylfi Sigurdsson (32), Burnley'den Gudmundsson (8) kırk yapıyor. Bizim bebelerin değeri 72; Yusuf, Abdülkadir ve kıymet veriyorsanız Çalhanoğlu yedekken...

Gerçi modern futbol denen menemde hiçbir şey belli olmuyor; gerekirse altılı dizilip alan bırakmıyorsunuz zira... Hani hep diyorum ya; bol sprintli 12 km koşamayan bir yığın doğal yetenekli oyuncu altyapılarda eleniyor, tez zamanda 10 numaracılık türünden bir şey yeniden gelecek. Önce fizik denen noktada çıkabilen az yeteneklileri büyükler kapıyor. Küçüklere bir yerde bıkkınlık gelecek diye umut ediyorum, beraberlik için 127 km koşmak ve tesadüfi galibiyetler yetmeyecek...

Milli takım güzellemesi benden okumadınız, okumayacaksınız ve fakat adeta nefret ettiğim birine hakkını teslim etmek lazım oluşan umut için: Fatih Terim... Çapını aşan şekilde hazırladığı sistem tastamam uygulansa idi daha güzel olabilirdi. Kimse istemese de geriye dönülecek maalesef; çünkü hepimiz marabasıyız malum kişinin... İstiklal Marşı okuyan, üç milyon euro maaş alan yerliler olacak 11'lerde... 

İşbu tahakküm ortamında sistemini "14 yerli mecburiyeti" şeklinde savunan Fatih Terim'in efsane konuşmasını koyacağım sonraki yazıma... 

Not: İzlanda’dan intikam adı altında sosyal medyada İzlandalı kadınları paylaşıp küfür etmek, fantezi sergilemeye vardırıldı iş. Yakışmadı bize demek isterdim lâkin “biz deliyiz, delikanlıyız” şiarı ile ikiyüzlülük doğası oldu toplum genelinin. Marabanın ahlâkı ikiyüzlüdür, cahil olduğundan marabadır...