Osman Koray Kapan

Osman Koray Kapan

Maradona mı Messi mi?

Hayatı aşırı doygun çözelti kıvamında yaşamış olan Maradona, açık sözlü biri. Napoli başkanı, Higuain’i Juventus’a satınca “O, karısını bile satar” diyecek radde ölçüsüz ve cesur. Karşılaştırıldığı Pele’yi haklı olarak defalarca yerin dibine sokmuş, küçümsemiş bir fenomen. Neden haklı diyorum? Maradona, Pele’nin iki katı yetenekte bir futbolcuydu.

 

 Maradona ile Messi’yi kıyaslayanlar; Messi, Arjantin ile bir dünya kupası kazanamadı tezini kullanıyorlar. Armando Diego Maradona “Bunu anlamıyorum, 56 yaşındayım ve Messi gibisini görmedim” diyerek akıl tutulması yaşayan milyonlara gereken yanıtı veriyor.


“Maradona neydi ki? Biz Cristiano Ronaldo’cuyuz, Messi’den daha iyi” diyenler de var elbet. Bu güruhu, insanoğlunun içindeki hasetlik ruhu ile açıklıyorum. Apaçık doğru olan önerme ya da durumun karşısına çirkeflikle çıkan ve büyük yalan söyleyen kötü çocukların her daim taraftarı olur; ezikliğin, lümpen kültürün yaratıcılık sandığı bir tavırdır bu. Saçma bir hezeyandır. (Birçoğu halkla ilişkiler çalışması olsa da Cristiano Ronaldo’nun sosyal dayanışma çalışmalarına saygıyla yaklaşıyor, kendisinin iyi yürekli bir insan olduğunu kabul ediyorum ama zaten yazının alt bilincinde iyi – kötü kâlp olayı yok.) 

Bu sezon Messi 27 maç oynamış; 29 gol, 11 asist diyerek Messi’yi izah etmeye çalışmayacağım zira istatistik çağında karşısına bir başkası da çıkarılabilir. Önemli olan nitelik, içerik hakikaten… Messi’nin gol olmayan birçok pozisyonda da yaptıkları, düşündükleri anlatılabilir şeyler değil. İnsanlığın Messi’yi diğer bir faniyle kıyas çabalarını ancak müselman olduğum dönemden hatırladığım bir kavramla izah edebilirim: “Ülfet”. Kısaca alışmak demek. İnsan uyum sağlamak adına çok şeye alışmak zorundadır ama bir de negatif yönü var işin. Ülfet olunca yaptığın herhangi bir işte boşvermişlik duygusu oluşur, heyecan kaybı olur. Futbolseverlerin Messi’nin yaptıkları karşısında artık şaşırmama hâli, ülfet olmakla birdir sanki. N’olmuş işte, yine beş kişiyi çalımlamış, frikiği doksana takmış… Başkası onun onda biri güzel bir şey yapsa kıymetli ama o artık ne yapsa nafile!

 “Gelmiş geçmiş en iyi futbolcu kimdir” sorusuna cevap vermek aslında biraz “sana göre en güzel şarkı hangisi” sorusunda yaşadığımız durumla aynıydı, Messi’den önce. 10’luk not sisteminde kıl bir hocanın “10 Allah’ın, 9 peygamberin, 8 benim, 7’yi bu sınıfta alacak adam yok, onun için en fazla 6 veririm” demesiyle aynı mantıkta cevaplamalıyız soruyu. Anılarımıza ve kişisel sevgimize ihanet etmemek ayrı bir şey ama adil olmak da gerek sanki. Adil olmak çok sıkıcı da diyebilirsiniz ki ben kendimde görüyorum bunu. Bakınız örnek çalışma: 10 Messi, 9 Messi, 8 Ronaldinho, 7 Okocha, 6 aşırtma golleriyle Aykut Kocaman, 5 coşkusuyla Appiah ve Tuncay Şanlı. İlk iki sıra hariç adil olmak tavrından eser yok kalbimde:) Maradona nerede; Pele, orijinal Ronaldo, Romario, aşırtma gollerinin gerçek üstadı Hagi nerede?! Hadi dünya karması yapalım diye oturduğumuzda solbeke Abdullah Ercan’ı, stopere Ogün’ü koyan naif ve ufuksuz bir nesildik biz. Hâlâ ve her alanda aynı naifliğimiz sürmekte…

Önceki ve Sonraki Yazılar