Leyla Emeç Tavşanoğlu

Leyla Emeç Tavşanoğlu

Meçhule gidiş!

Anayasa referandumuna şunun şurasında 11 gün kaldı. 16 Nisan bakalım Türkiye’ye neler getirecek ya da neler götürecek?

Referandumda açık ara “evet” oyu çıkması için tepeden yapılan baskılar, bütün devlet imkânlarının bu yönde kullanılması AKP içinde de tepkilere neden oluyor.

Bunlara bir örnek AKP’nin kurucu kadrosundan, parti programını kaleme alan ekip içindeki Ertuğrul Yalçınbayır.

Yalçınbayır aynı zamanda AKP’nin ilk Genel Sekreteri ve 58. Hükümette Abdullah Gül’ün Başbakan Yardımcısı.

2002’den bu yana görev yapan AKP hükümetlerinin, özellikle de dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan’ın “icraatları” onu derinden mutsuz ediyor.

Hele de Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlık makamıyla birlikte kendine “ustalık” payesi vermesi üzerine izlediği siyaset Yalçınbayır’ın tepkilerinin sertleşmesine neden oluyor.

Yalçınbayır bugün 16 Nisan referandumunda “hayır” oylarının çok yüksek oranda çıkması için Bursa ve ilçelerinde var gücüyle çalışıyor.

Yalçınbayır bir kaç gün önce, yayımlanması kaydıyla Yurt gazetesi okurları ve daha genelde kamuoyuna açık bir mektup göndererek neden “hayır” oyu vereceğini ilan ediyor.

Yalçınbayır’ın mektubunu virgülüne dokunmadan sizlerle paylaşıyorum:

“6771 Sayılı Kanun Anayasa değişikliklerine halk oylaması getiriyor.

Halk oylaması (referandum) anayasal bir hak.

Tercihimiz “evet” ya da “hayır”.

Bunlar düşünce açıklaması.

Hiçbir kimse bu nedenle kınanamaz ve suçlanamaz.

Kınama ve suçlama yolunu seçenler temel hak ve özgürlüklere, diyalog ve hoşgörüye inançları zayıf olanlardır.

Sosyal bir sözleşme olan Anayasa’nın zamanlama, hazırlanma, katılma, bilgilendirme, tartışma, kanunlaşma, halkoyuna sunulma, propaganda ve oy verme süreçlerinde uygulanan usul ve yöntemler evrensel demokrasi kurallarına ve Türkiye’nin bilgi birikim ve deneyimlerine ve geleneklerine aykırıdır.

Bu yöntem ve usul ve teklifin içeriği ülkenin ezberini bozmuştur.

Bu nedenle HAYIR!

Teklifin içeriği kendine özgüdür.

Teklifin şeklen sahibi olanlar imzayı atmışlar, okumamışlar.

Teklifi Devletin Başı sahiplenmiştir.

Fikri mülkiyeti “O”na aittir.

Tescilli marka “O”dur.

Dünyada da eşi benzeri yoktur.

Ortak akıl artık “O”dur.

Devletin başı “O”dur.

Devletin başı partinin başı olamaz.

Devletin başı ortak akıl kabul etmez.

Devletin temel organları olan 3Y, yani Yasama, Yürütme, Yargı, “O”nun etkisinde.

Bütünlüğünüz ve sağlığınız için o organları kesmeyi veya organ nakli yoluna gitmeyi mi yoksa tedaviyi mi tercih edersiniz?

Bilimsel veriler tedavi yolunu göstermiş.

Bu tedavi bünyeye uygun.

Parlamenter sistemin arızaları biliniyor.

Giderilmesi için yol ve yöntemler belli.

Kaldı ki arızaya sebep olanlar TBMM İçtüzüğü ve Anayasa uzlaşmalarını sonuçlandırmayan, ortak aklı çalıştırmayan irade belli.

Yeni Anayasa’nın müellifi “O”.

Tescil edilen marka, literatüre giren “O”.

AKP sözleriyle, metinleriyle ve vaatleriyle umut verdi.

Ortak akıl ve ortak emek anlayışı heyecan verdi; halk onları cesaretlendirdi.

Parti programında, diğer yazılı ve sözlü metinlerde;

“Herkes özgür olmadıkça kimse özgür değildir.”

“Hiçbir bireysel ve kurumsal baskı kabul edilemez.”

“Düşünceler özgürce ifade edilecektir.”

“Sadece partide değil, Parlamento ve toplum içinde de kolektif iradenin tekil iradenin yerini alması sağlanacaktır.”

“Denge ve denetim”, “Hukuk yoluyla siyaset” gibi demokrasi yolunda önemli değerler yer aldı.

Anayasa teklifi tek aklın ve iradenin egemenliğini, yasama, yürütme ve yargı üzerine koydu.

Kişi hak ve özgürlükleri, ekonomik ve sosyal haklar ve siyasal haklar üzerine şal örtüldü.

Dünyada benzeri olmayan bir vasıta, Anayasa’yla meçhule gidiş başladı.

HAYIRLISI OLSUN…

Önceki ve Sonraki Yazılar