Meclise paşa geldi

Geçen hafta bir gün TBMM'nde, hükümetin "atanmış" üyesi Milli Savunma Bakanı Hulusi Paşa ile (Türkiye'de, general rütbesine gelen bütün subaylara "Paşa" demek adettendir) Ana Muhalefet Partisinin "seçilmiş" milletvekili Özgür Bey atıştılar, birbirlerine parmak salladılar.

Özgür Bey Paşayı, 14 Temmuz askeri darbe girişimi sırasında dirayetsiz davranmakla, gerekli cesaret ve kararlılığı gösterememekle suçladı. Hulusi Paşa ise kendisini "sizin de kafanıza bir silah dayanmış olsa ne yapardınız?" diye savundu.

Paşayı anlıyorum. O durumdaki bir insanın çaresizliği, belki, kontrgerilla mahzeninde, çırılçıplak, vücuduna bağlanmış elektrotlardan günlerce elektrik verilen genç bir doktorun biçareliği ile karşılaştırılabilir. Ama o raddeye gelinceye kadar olanlara bakmak gerekir.

Paşam, İngilizcedeki ünlü bir deyişle "Ağzında gümüş kaşıkla doğmuş" bir subaydır. Atama, yükselme dönemlerinde önündeki kıdemliler (pek bilinen) gizli güçlerce temizlenmiş, kendini, dikensiz bir yolu kat ederek bir anda Türk Ordusu’nun en yüksek rütbesinde, Genel Kurmay Başkanlığı’nda bulmuştur.

15 Temmuz günü kafasına silah dayayanlar, bu ülkenin sivilleri, akademisyenleri, sanatçıları, emekçileri değildir. O silah kafasına, kendisinin bizzat seçtiği özel kalemindeki, yaverleri arasındaki, yardımcıları durumundaki subaylarca dayanmıştır. Bu gaflete mazeret mi dayanır?

Şimdi paşam o günün kendine kalan mirasını yemeye devam ediyor. Kimse ona yapması gerekirken yapmadıklarının hesabını sormuyor. Buna cesaret eden o genç milletvekilini de mahkemeye verip, "askeri ceza kanununa göre" yargılanmasını buyuruyor.

Şimdi benim muhalefet partilerinin milletvekillerine bir tavsiyem var: Paşamızı rahatsız etmeyin. O böyle şeylere alışık değildir. Bırakın o bir an kafasına dayandığını söylediği silahın rantını yemeğe devam etsin.

Bir Urfa türküsü aklıma geliverdi:

"Urfa'ya Paşa geldi

Halka temaşa geldi

Bir elim yar kolunda

Bir elim boşa geldi…"

.

Türküyü şöyle mi söylemeli?

"Meclise Paşa geldi

Halka temaşa geldi

Bir eli yağ kabında

Bir eli bala geldi…"

Önceki ve Sonraki Yazılar