Ulaşılmaz CHP'ye hatırlatma

"Kuşatılmış ömürlere ağıt yazılır, kuşatanlara değil. Ne zaman ki “ağıttan vazgeçer, kuşatmaya direnirse" bu ömürler yok olsalar da bu savaşta, insan olmanın onuru ile çekip giderler bu dünyadan. Tehlikesi ise donanımlı değilsen "düşmanına benzersin" ki işte o zaman bütün başkaldırın anlamını yitirir. Hile ve desise ile egemenliği ele geçirmiş güçlerin tarihi değil, günlük çıkarlara hizmet öyküleri vardır. Onların zulmettiği insanlar, "Zalimin yöntemlerini kullanarak biz ele geçirelim iktidarı!" derlerse kendilerini kuşatmış olurlar ki  bu, yok oluş sürecinin başlangıcıdır. Lakin aslı varken "takiyecinin" taklidi iş yapmaz. Yani düşünce ve inanca saygı duymak başka şeydir.

Senin ilke ve önderlerine sövmüş insanları, seni destekleyenlerden daha çok önemser üstelik baş tacı yaparsan benzemeye çalıştığının desteğini alamayacağın gibi var olanı da yitirirsin.

Bitmez tükenmez sermaye olan "dini" sömürenlere yıllar boyu karşı çıktıktan sonra şimdi dindar insanları vitrine koyarak "Ben de sizdenim." demek, ilkesizlikten başka bir şey değildir. Ve daha "Dimyat'a pirince gitmeden, evdeki bulgurdan olursun.” Çünkü "takiyecinin" seçmeni biat kültüründen gelir. Senin hitap ettiğin kitle "doğru ve yanlışı” liderine göre değil, özgür iradesine göre belirler. Üstelik sadece iktidarı eleştirerek iktidara gelinemeyeceği gerçeği on iki yıldır her seçimde suratında patlarken oy kaygısı ile net tavırlar belirlemek yerine "İki arada bir derede kalmış." politikalarla hedefe gidilemez.

"Kürt realitesini" nasıl tanıdığını, ölçülerini, kırmızı çizgilerini hâlâ bilmiyoruz. Varsa da “Söylüyorsanız da duyuramıyorsunuz.” demektir. Çıkın sokağa, sorun bu konuda ne düşündüğünüzü, kimse bilmiyor,

Mesela, “Yolsuzlukla mücadele için sadece iktidarın gitmesini yeterli mi
görüyorsunuz. Ne yapacaksınız? Yoksa dünyanın en büyük skandallarından
birine imza atanlara karşı sadece bizlerin yapabildiği ‘Hırsız var.’ diye
bağırmaktan başka bir öneriniz var mı?”

Ortadoğu’da IŞID ve benzerleri hep olacak. Örgütlerin ülkemiz üzerindeki
tezgahlarını bozacak bir çare önerebiliyor musunuz, yoksa "Sam Amca var, o ne derse onu yaparız." mı diyorsunuz. Öyleyse bunu zaten mevcut iktidar çok güzel yapıyor.

Türban ilkokullara kadar indi. "Efendim; bu bir saptırma, dış politikada
başarısız oldular, gündem değiştiriyorlar" gibi konunun aslından kaçmayı yeterli mi görüyorsunuz? Net konuşursak oy alamayız, diye mi düşünüyorsunuz?

Bu örnekleri bir köşe yazısına sığdırmak mümkün değil ama ben söyleyeceğimi söyleyeyim, “Anadolu'da zaten yoktu partiniz. Şimdi kent sokaklarında da yok.
RTE' yi durdurmak adına oy alıyordunuz. Artık o da anlamını yitirdi. RTE gelebileceği en son noktaya geldi. Şimdi nasıl oy alacaksınız? ‘Biz de dindarız.’ demek yeterli olacak mı?”

İktidar kuramlarında liderlerin, iktidara beraber geldiği arkadaşlarını iktidarına ortak  olmasın diye harcamaları hep vardır ama kendisine inanan insanları bir yana itip başka mahalleden devşirmelerle yola devam etmesi pek görülmemiştir.



Önceki ve Sonraki Yazılar