5 yıl önce Tunus, Mısır, Libya ve Yemen halkları ayaklandığında hiç kimse ayaklananların ve kendisine karşı ayaklandırılan liderlerin Sünni olduğunu yazıp konuşmadı.
Bin Ali, Mübarek, Kaddafi ve Salih diktatördü ama Sünni olduklarından söz eden yoktu.
Ama Suriye'de olaylar başladığında 'demokrasi kahramanları' tek bir ağızdan Esad'ın Alevi bir diktatör olduğunu söyleyip durdular.
Onlara göre 'Diktatör Alevi Esad Sünni halka zulüm ettiği için 3 ay içinde devrilecekti'.
Özetle Esad'tan söz eden herkes mutlaka Alevi olduğunu da vurguluyordu.
Ama hiç kimse Sünni Krala karşı ayaklanan çoğunluk Bahreyn halkının Şii olduğuna vurgu yapmadı.
5 yıl geçti ve bugün artık Ankara ve onun  müttefiki Katar, Suudi Arabistan ve Körfez ülkelerinin kral, emir ve şeyhleri Esad'ın Alevi olduğunu hatırlamıyor bile.
IŞİD, Nusra ve diğer terör örgütleri aynı telden çalmaya devam ediyor.
Adamların başka çaresi de kalmadı.
ABD ve Rusya anlaşmış, terör örgütleri ortadan kaldırılacak, Türkiye dâhil hiç kimse onlara yardım edemeyecek, Suriye'de çözüm olacak ve Esad iktidarda kalacak.
Moralleri bozulan militanların tek bir motivasyon kaynağı kaldı :
'Kafir Alevi Esad ve ona destek veren Kafir Şiilere karşı savaşa devam edin cenneti garanti edin'.
Onlar da öyle yapıyor.
Oysa tüm Batı Şii İran ile anlaşmış ve Esad'ın iktidarda kalmasını kabul etmişti.
Trajedikomik Suudi Emir Muhammed'in iki hafta önce sabah namazından sonra ilan ettiği İslam İttifakı'nı ciddiye alan yok. Herkes bu zavallı ile dalga geçiyor. Parasının hatırına hiç kimse sesini çıkarmıyor ama yakında o para da bitecek. Adamların tüm kirli oyunları ortaya çıkar.
Kürt medyasına bakılırsa en son Barzani'ye 8 milyar dolar vermişler.
Adam Sünni ya!
Esad'a 'Alevi'sin' diyenler Alevilik işe yaramayınca bu kez Barzani'ye 'sen kürtsün' diyor.
Tıpkı Ankara'nın yaptığı gibi.
Ama ortada bir gariplik var.
Suriye Türkmenlerini sahiplenir gibi görünen Ankara Barzani'yi kızdırmamak için Kerkük Türkmenlerini unutuyor.
Kürt Barzani ve onun Federe Bölgesine her türlü desteği veren ve onunla sınırsız legal ve illegal ilişkiler geliştiren Ankara her nedense kendi Kürtleri ile kavga edip savaşıyor.
HDP legal ve anayasal bir partidir ve Güneydoğu'da Kürt kökenli insanların büyük bölümü tarafından sahiplenmektedir.
Ankara Kuzey Irak'ta Barzani'nin Federe bölgesini sahipleniyor ama HDP'nin Güneydoğu'da özerklik taleplerine tank ve topla karşılık veriyor.
Yaman bir çelişki.
PKK bir gerekçe değildir
Ankara ile birlikte PKK'ya terör örgütü diyen Batılı başkentler PYD'ye sınırsız destek veriyor.
PKK bir yıl öncesine kadar iktidarın dostuydu.
Tıpkı 5 yıl önce Alevi Esad'ın dost olduğu gibi.
Suriye politikasına karşı çıktığı için CHP lideri Kılıçdaroğlu bile Alevilikle suçlanmıştı.
Yandaş medyanın ve iktidar gücünün herkesi sindirdiği bir toplumda ne Aleviler ne de muhalif insanlar sesini çıkarmadı.
Şimdi de hiçbir şeye çıkarmıyorlar.
Güneydoğu'da kıyamet kopuyor ama kimsenin umurunda değil.
Sanki çatışmaların yaşandığı bölgeler Türkiye'de değil Suriye'de.
Sanki ölen insanlar Türkiye'de değil Suriye'de.
Sanki evlerini bırakıp kaçanlar Türkiye'de değil Suriye'de.
İnsanlığını kaybetmiş insanların giderek çoğaldığı bir toplum.
Mezhepsel ve etnik söylemlerin gözleri kör ettiği insanlar.
Gerekçe bulmak her zaman çok kolay.
Ruh satıldı mı hayat çok daha kolay.
Ben bilmem Patron bilir.
Görmedik, duymadık ve ölüm kokusunu almadık.
Ayran içip yılbaşını kutlamanın tam zamanı.