'Milli güvenlik' tehlikede!

Metal işkolundaki herhangi bir fabrikanın greve çıkması ‘milli güvenlik’ denen şeyi nasıl tehlikeye sokar? Tornacılar, dökümcüler ‘millet düşmanı’ mıdır? Ya da cam fabrikalarında işçiler greve çıkarsa ‘milli güvenlik’ nasıl çöker?
AKP iktidarı bütün grevleri ‘milli güvenlik’ gerekçesiyle yasakladığına göre bu soruların bir izahı olması lazım...

***

Ve izahı var tabii...
Onların ‘milli güvenlik’ dediği, ‘sermaye güvenliği’ ya da ‘patron güvenliği’dir aslında. Grev yasakçısı iktidar ve bir bütün olarak devlet sermayenin hizmetindedir. Devletin bütün imkanları patronlar için seferber edilmektedir...
Alimallah, bir işçinin kafası bozulsa, eli bir oduna gitse, kendisini domuzlamasına sömüren patronun kafasına o odunu geçirse, bu dünya o işçinin yedi sülalesine zehir olur. Müebbetle yargılarlar işçiyi. Yetmez, tüm sülalesi fişlenir, ‘sakıncalı’ yapılır...
Peki tersi olursa ne olur?
Hiçbir şey!
Patron, üç kuruş daha kâr edecek diye en ufak iş güvenliği önlemi almaz, işçileri ölüme yollar, ifadesi bile alınmaz...
Sadece geçtiğimiz yıl patronlar iş cinayetlerinde 1.570 işçiyi öldürdü, tek bir patron bile ceza almadı. Soma’da 301 işçiyi diri diri ocağa gömen para babası Alp Gürkan keyfine bakıyor. Dünya umurunda değil...
Devlet, patronları hep kolluyor. Öte taraftan, işçilerin her hak arayışında polisi, tomayı üzerlerine sürüyorlar, grevleri yasaklıyorlar. Patronlar namına ortalığı gaza, copa boğuyorlar.

***

O kadarla da sınırlı değil...
Bu patron devleti öylesine ikiyüzlü ki, sermayenin çıkarı için işçiler bir de asker ediliyor, ölüme yollanıyor.
Evet, patron çocukları parayı bastırıp dövizli askerlik yaparken, yoksul evlerine sermayenin çıkarı için ölmüş sözde ‘şehit’ cenazeleri yağıyor.

***

‘Milli güvenlik’miş!..
Biz bu devletin ‘milli güvenlik’ dediği nesneyi çok iyi biliyoruz! Bugün ‘23 Nisan Başbakanı’ olarak o koltuğa oturtulan şahıs, MİT’in başındaki unsurla muhabbet ederken, sınırın öte tarafına adam yollamaktan ve ülkemizin topraklarına roket fırlattırmaktan söz ediliyordu. Bütün o ‘tape’ler çarşaf çarşaf önlerine serildi ve kimsenin yüzü bile kızarmadı!
Aynı MİT’in, ‘eleman’ olarak ‘molotofçu’ istihdam ettiği ortaya çıktı. ‘Teröristler yaptı’ dedikleri olaylarda MİT elemanları sağa-sola molotof fırlatıyordu. 17 yaşındaki liseli Serap’ı bu devlet yakarak öldürdü!

***

Milletin güvenliğinin baş düşmanı olan bu iktidar, şimdi hiç utanmadan, metal işçilerinin grevini ‘milli güvenlik’ gerekçesiyle yasaklıyor.
“Bu milletin a.ına koyacağız!” diye ortalıkta dolanan şerefsizler değil, evine ekmek götürmek için greve çıkan 15 bin işçi, aileleriyle birlikte ‘vatan-millet düşmanı’ muamelesi görüyor!

İşçileri kandırmak için dini, Allah’ı, kitabı riyakarca kullananların gerçek yüzü böyle durumlarda ampul gibi ortaya çıkıyor işte: Bu iktidarın dini sermaye, Allah’ı para, kitabı ise hesap cüzdanıdır!..
Başta metal işçileri olmak üzere işçi sınıfımız bunların oyununu bozacaktır. Bugün değilse yarın...
O günler yakındır...

Önceki ve Sonraki Yazılar