Minik can

Bazen...

Hani ne bileyim!

Duyguların tükenir, sevgi inanılırlığını kaybeder!

Yapayalnız hissedersin kendini...

O anda küçücük, öksüz bir can girer hayatına ve güzelleşiverir herşey...

Kocaman bir boşluğu doldurur masum bir bakış...

Öyle bir sırtını dayar ki sana korktuğunda, içindeki bütün ölü efeler ayağa kalkar...

Söyleyecek bir şeyin kalmadığında, gülecek bir sürü şey yapar minik can...

...

Geceleri onu beslemek için defalarca uyanırsın söylenerek!

Kaka yaptığı yerleri temizlerken karşılaştığınıza pişman olursun!

Ellerindeki tırmık yaraları acıdıkça öfkeden ağlarsın bile!

Sonra, uyumak için koynuna sokulduğunda, öyle bir bakar ki sana içindeki bütün anneler ayağa kalkar...

Söyleyecek bir şeyin kalmadığında, gülecek bir sürü şey yapar minik can...

Bazen,

Hani ne bileyim!

İnsanlara olan tüm inancını kaybetmişken;

Güvenmeyi yeniden hatırlatır sana minik, öksüz can...

...

Sonra asıl ait olduğu yere gitmesi gerektiğinde bütün gülücükleri de beraberinde götürür ve yine gri olur ağaçlar...

Yine insanlarla ve yine yalnız kalır her yer...

Önceki ve Sonraki Yazılar