S. Ersu Hızır

S. Ersu Hızır

Miting ve cam küre

İ stanbul Pazar günü muhteşem bir mitinge tanıklık etti.

Yüz binlerce insan Hak-Hukuk-Adalet sloganı etrafında toplanarak Maltepe’de muhteşem bir miting ger- çekleştirdiler.

Hukuk kurallarına uygun olarak demokratik haklarını kullanan yüz binler bize bir kez daha yasaklarla değil, karşılıklı anlayış ve iyi niyetle nelerin yapılabileceğini tüm Türkiye’ye gösterdiler.

Barışçıl, sessiz ama niteliği ve niceliği ile çok ses getiren bu yürüyüş ve miting, yasalara uygun olarak yapı- lacak toplantıların yasaklanarak, şiddet uygulanarak durdurulmasının anlamsızlığını da bir kez daha kanıtladı.

Yürüyüş güzergâhında bulunan CHP’li il-ilçe örgütleri ile belediyeler eşgüdüm içerisinde gerekli destek ve katkıyı yasalara uygun olarak özenli bir şekilde vererek destek olmaya çalıştılar.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Ankara’dan başlattığı yürüyüşün, provokatörlerce sabote edilmemesi, yürüyenlerin güvenliğinin sağlanması konusunda bire bir yürüyen jandarma ve polis teşkilatı- mızın gösterdiği takdire şayan azim ve duyarlılığı için tebrik ederim.

Bu ülkemizin demokrasi kültürünün gelişmesine önemli bir katkı sağlamıştır. Mitinge katılanların ekonomik ve sosyolojik durumlarına bakıldığında her kesimden katılım vardı. Katılanların büyük çoğunluğu sahaya inmeye susamış CHP üyeleri ve gönül verenleri oluşturuyordu.

Birçok siyasi parti yöneticisi üyesi, sivil toplum kuruluşu, sendikalar mitinge flamasız çoğu Türk Bayrağı ile katılmışlardı.

Çok sayıda bireysel olarak Hak arayan, Hukuksuzluğa uğradığını düşünen vatandaşlarımızda miting alanındaydı. Mitingle ilgili farklı görüş ve açıklamalar yapıldı, yapılmaya da devam ediyor. Mitinge katılanların büyük çoğunluğu kendi olanakları ile miting alanına gelmişlerdi. Saat 18.00 de miting alanında konuşma bitmesine rağmen alana gelmek için hala metrodan çıkanlar vardı.

Gelenler bir umut, bir haykırış, bir çığlık olmak istiyorlardı. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün posteri, Bayrağımız ve Hak-Hukuk-Adalet yazılı pankartların dışında görsel olmaması katılanların duyarlılığını, Laik Demokratik Cumhuriyet’e bağlılıklarını ve özenli davranışlarını gösteriyordu.

Çoğu kişi duygu yüklü olarak gelmiş, yılların sessiz kalınışının yarattığı olumsuzluğu silkinip atmaya gelmiş gibiydi.

Katılımcıların birçoğu 16 Nisan’da gerçekleştirilen Referandum akşamı mühürsüz oyların geçerli sayılmasına ilişkin, Yüksek Seçim Kurulu kararlarına karşı yeterli tepki konulmadığını, birbirlerine bu kararlar açıklandığında niçin YSK önüne gidilmedi sorusunu soruyorlardı.

Katılımcılar o gece YSK önünde toplanılmalıydı daha önce sahaya inilmeliydi şeklinde, iç çekişte bulunup serzenişlerini dile getiriyorlardı. Bu günden itibaren daha etkin, hedefleri net, öncelikle parti içerisinde bütüncül, kucaklayıcı politikalar izlenmesinin gerekliliğini vurguluyorlardı. CHP’nin toplumun önünde demokrasiye bağlı, Atatürk ilke ve devrimlerinin önderliğini üstlenen politikaları ile parti içerisindeki safların daha da sıklaşacağını bu ilkelere bağlı demokrasiye inanmış parti dışındaki kişilere yönelik çalışmalarında hızlandırılması gerektiği konuşulanlar arasında idi.

Yirmi beş günlük yürüyüş ve sonrasında gerçekleştirilen mitingle Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan’ı Kemal Kılıçdaroğlu önemli bir misyon üstlendi. İlk adım olarak nitelediği bu eylem sonrası manifesto şeklinde açıkladığı taleplerinin karşılanmaması durumunda ikinci-üçüncü adımları atacaklarını belirtti. Toplum hem iktidarı, hem de Kılıçdaroğlu’nu bundan sonra yakından izleyerek beklentilerinin ne ölçüde karşılandığını, verilen sözlerin tutulup tutulmadığının takipçisi olacaktır. Miting alanına arkasından yürüyerek gelen milletvekilleri ve parti meclisi üyelerinin arasına mesafe koyarak tek başına yürüyerek girmeyi tercih eden Kılıçdaroğlu, büyük bir sorumluluğu da tek başına üstlenmiş oldu.

Yürüyüşe, mitinge katılanlar, destekleyenler CHP Genel Başkanı’nın yukarıya kaldırdıkları ellerinin arasına camdan kutsal bir küreyi verdiler. Bu küre; CHP Genel Başkanı’nın atacağı her olumlu adımda çevresine daha çok ışık saçacak, umut verecek kitleleri bütünleştirici olacaktır. Ancak en ufak bir sendelemesinde, tökezlemesinde bu cam küre düşüp kırılabilir. O zaman bugün büyük beklentiler içerisine giren kitleler ümitsizliğe düşüp dağılabilirler. Kılıçdaroğlu yürüyüşe destek verenlerle birlikte, miting alanına CHP milletvekilleri ve diğer destek veren kuruluşların temsilcileri ile birlikte yürüyerek girse idi, bundan sonra da varılacak hedefe birlikte yü- rünerek gidileceğini sorumluluğun CHP ve diğer destekleyenlerin de ortak sorumluluğu olduğunu vurgulamış olacaktı.

Şimdi bütün sorumluluğu üzerine alan ve yukarıya kaldırdığı elleri arasında cam küreyi tutan Kılıçdaroğ- lu’nun çok dikkatli, özenli, birleştirici, barışçıl, kararlı davranması ve önüne çıkabilecek engelleri tökezlemeden, elleri arasındaki CHP yazan topluma umut veren cam küreyi, düşürmeden yürümesi dileğimiz.

Cam küre düşer kırılırsa; yalnız Kılıçdaroğlu zarar görmez. Ülke zarar görür, Türkiye zarar görür, Ulusal Birlik ve Beraberliğimiz zarar görür.

Pazar günü işini, aşını, bırakıp büyük umutlarla, duygu yüklü olarak mitinge katılan yüz binlerin ve CHP’ye umut olarak bakan milyonlarca kişinin umutları kırılır.

Miting sonrası bu mitingin düzenlenmesinde büyük emeği geçen başta İstanbul İl Başkanı olmak üzere, parti yöneticisi ve büyüklerinin sahneye çağrılmasını bekleyenler üzgün ve şaşkın idiler!

“Kimse kimseyi küçümseyecek kadar büyük değildir, bilmelisin. Küçümsediğin her şey için gün gelir, önemsediğin bir bedel ödersin”

Lev Tolstoy…

Önceki ve Sonraki Yazılar