MEZHEPÇİ /siyasal islamcı AKP 13 yıldır merkezi iktidarı elinde tutmasına karşın, aslında bu zihniyetin gerçek yönetim süresi daha uzundur. Çünkü siyasal islamcı ve muhafazakar hareket, başta İstanbul ve Ankara olmak üzere Türkiye'nin birçok kentinde 20 yılı aşkın süredir yerel yönetimleri elinde tutuyor. Dolayısıyla Türkiye aslında 20 yılı aşkın süredir gerici ve mezhepçi bir yağma çetesinin saldırısı altında bulunuyor.

Zaten sağ iktidarlar dönemin detarihsel dokusu bozulan, insani yaşam alanları yok edilen kentlerimiz, tümüne rahmet okutan AKP yönetimi sırasında tam anlamıyla bir çöküş yaşıyor.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, İstanbul ve Ankara gibi büyük kentlerin kendi yönetimleri sırasında adeta mahvolduğunu kabul ve itiraf ediyor. Ancak Davutoğlu suçluyu , tipik bir şark kurnazlığıyla başka yerde arıyor. Davutoğlu'na göre suçlu 'modernite' imiş! İyi mi! Medrese (imam hatip) tedrisatından geldikleri için olacak, ne matematiksel düşünce yeteneğine sahipler ne de diyalektik yöntemden haberleri var. Soldan ve liberallerden öğrendikleri bazı kavramları akıllarınca kendi ayıplarını örtecek bir şal gibi kullanmaya kalkıyorlar.

Siz 8 bin yıllık Istanbul'u yağmalayın, tarihi dokuyu yok edin, gördüğünüz her yeşil alana kırmızı görmüş boğa gibi saldırın, kenti hesapsız, plansız şekilde gökdelenler ve AVM'ler ile doldurun, trafiği cehenneme çevirin, sokakları çetelere işgal ettirin, sonra suçlu modernite olsun. Hadi ya!

Bir Cumhuriyet kenti olan Ankara'yı yirmi yılda bir taşra kasabasına çevireceksin, dokusunu mahvedeceksin, kimliğini yok edeceksin ve suçlu modernite olacak! Öyle mi! Uyanıklığa bakar mısınız!

Yani Davutoğlu demek istiyor ki, bu kentler mahvoldu ama suçlu laiklik, aydınlanma, çağdaş yaşam tarzı, akıl, bilim ve cumhuriyettir. Sanki bu kentleri 20-25 yıldır Fransız devrimcileri yönetmiş! Arkadaş siz hangi şerbetten içtiyseniz söyleyin biz de içelim. Belli ki iyi kafa yapıyor.

Modernite sadece kapitalzim değildir. Aynı zamanda akılcılık, aydınlanma, bilim, planlama, estetik, yüksek sanat ve toplumsal ilerleme demektir. Davutoğlu uyanık ya, hem suçunu örtmeye çalışıyor hem de modernitenin ima ettiği bütün pozitif değerlere saldırıyor.

Peki, o halde soralım: Davutoğlu Ahmet Bey farkında mısınız, modernitenin öncüsü olan hiçbir Batı ülkesinde tarihi dokusu bozulmuş tek kent var mı? Paris, Viyana, Budapeşte, Londra, Berlin, Venedik, Roma ve sayabileceğimiz yüzlerce kentin mimari birikimi, yeşili ve çevre zenginliği büyük bir titizlikle korunuyor. Bu kentlerde izin almadan bir binanın dış cephe boyasını bile değiştirmezseniz.

Suçlu olan modernite değil, sizin zihniyetinizdir. Hiçbir şeyi muhafaza etmeyen muhafazakârlığınız ve rantçılığınız ile aklı, bilimi ve planlamayı dışlayan gericiliğinizdir.

Anladınız mı Davutoğlu Ahmet Bey!