Mustafa Ülkü Caner

Mustafa Ülkü Caner

'Monşer'siz de olmuyormuş!

Koca bir dış işleri bürokrasisini , kadrolarını ve dönemini ”monşerler” tiplemesiyle aşağılamak bir şey çözmüyormuş !

Yavaş yavaş monşerlerin değil , ama parallel fetöcü yapılanmaların her yerde olduğu gibi dış işlerini de fetih hareketinde etkilerini görmedik mi ?

Nitekim ne kadar çok sayıda aslında oraları hak etmeyen unsurların bulunmuş olduğu tasfiye edilenlerin sayısından belli.

Kolay mı dış işleri unsurlarının yetişmesi ?

Sonuçta diplomatik çevrede bahsedilen durum , alt kademe ile üst kademe arasında olması gereken güçlü orta derece taşıyıcı güç maalesef oldukça zayıf kaldı , şeklinde .

Peki , ceremesini üst düzey diplomatlarımız çekmiyor mu ?

***

İçerde belki hırçınlık ve gelişigüzel uyduruk suçlama ve iftiralarla siyaset yapılabilir doğru ve hoş olmasa da .

Ama dışarıda bu mümkün değildir.

Yapılırsa da sonuçları vahim olur !

Fetö ‘nün dış işlerine verdiği zarar tıpkı TSK ve Polis Teşkilatında olduğu gibi maalesef çok büyük boyutlarda.

Telafi edilmesi zor.

Verdiği zarar büyük boyutlarda ve düzeltilmesi uzun bir süreç gerektiriyor..

Az sayıda canla başla çalışan Dış İşleri mensupları tüm olumsuzluklara rağmen insanüstü gayretle görevlerini yerine getiriyorlar.

Hele bazılarının monşer diyerek aşağılamaya çalıştıklar diplomatlarımız ölüm tehlikesi altında dünyanın bir çok yerinde ülkemizi temsil etmediler mi ?

Hatta bir çok diplomatımızın şehit edildiğini ne çabuk unuttunuz ?

Böyle yaparak neredeyse bir asırdır dünyada oldukça saygın bir yer edinen Türkiye diplomasisi aşağılanmış olmuyor mu?

Ve dışarıda sınırlar çelik duvarlarla örülü ve elinde balyozla bekleyen çıkar gurupları ve hatta sözde dostlarımız da bol miktarda var.

Eleştirilebilecek bazı konulara rağmen , Monşer diye aşağıladığımız diplomatların döneminin başarılarını , tutarlılığını ve güvenirliliğini arar gibi olduğumuzun farkına varabilecek miyiz , göreceğiz.

Ama içerde kol kırılır genelde içimizde kalır da , dışarda kol tek başına kırılmaz , gözümüzü de çıkarırlar ve boğazımıza da sarılırlar.

Kimse bunu unutmasın !

***

Tek kelime vahim bir atmosferde yaşıyoruz.

Dış ülkelerde görüştüğümüz iş , hukuk , siyaset ve diplomasi alanındaki çoğu etkili insanların gözünde maalesef öngörülemeyen , dolayısıyla güvenilmeyen ülke olarak değerlendiriliyoruz.

Sebebi ise siyaseten etkisiz hale getirilen dış işleri bürokrasisi değil , tek adam siyasetinin günlük zikzakları ve istikrarsız bir dış politikası olabilir mi ?

İşin tabi en kötüsü ülkemizi güven yoksunluğu dahil bu tip tehditlere açık hale sokan yanlış dış politikalar , daha doğrusu bazı siyasiler değil mi ?

Önceki ve Sonraki Yazılar