Süleyman Karan

Süleyman Karan

Muhalif kesimlerden garip manzaralar (1)

Biraz bıkkınlıktan, biraz da sanırım ‘kibir’den diyeyim ki, sonra kimse bu saptamayı yapmasın, “Kibirlisin” diye... Yine ekleyeyim hemen, evet ya bazen ‘ötekileştiriyorum’ galiba... Biraz da küstah mıyım neyim ki, her şeyi en iyi bilenleri, belli altkültürler adına elinde hoparlör ayar verenleri dalgaya alıyorum. Ve galiba gazım geçmedi, daha da küstah küstah gideceğim bodoslama... Ve bunları, bu tarifi son derece zor, amorf, seviyesiz, totaliter tabanlı otoriter, arkaik ve lümpen iktidara karşı birlikte karşı durmaya çalıştığımız ve şimdilik birlikte olduğumuz cenahtakilere yapıyorum. Çok ayıp ediyorum, oldukça kötüyüm yani!..

Pırasa daha değerliyse eğer...

Öncelikle muhalif kesimin en önemli bölümünü oluşturan ve kendini ‘Atatürkçü, cumhuriyetçi, laik’ olarak tanımlayan, siyasi olarak değişik eğilimleri olan gruptan bazı örneklerle başlayayım. 10 Kasım’da bazı paylaşımlar yapmayı vatan kurtarmak sanıp, bir yıl boyunca hemen hiçbir eyleme katılmayan vatandaşlardan... ‘Üç dilek hakkım olsa; gelmeni, kalmanı ve hiç gitmemeni dilerdim’, ‘Son kasıma kadar atam’, ‘Sarı saçlım, mavi gözlüm neredesin’ ve daha aklınıza gelebilecek arabesk, şiirselimsi, ağlak her ne varsa öyle bir yarış... Bu cumhuriyetperverlerimiz, onlara ‘bunu koru’ diyen atalarını bir günlüğüne böyle anıyor, sonra... Sonra çay içerken, meyhane masasında “Laiklik elden gidiyor” diyor, hop bardağı kapıyor. Böyle koruyor! Bir örnek vereyim hemen, bu yıl 19 Mayıs töreni Beşiktaş’ta yasaklandığında mahalleden birkaç kişi koştura koştura giderken, bunlardan birine rastladım. “Gelin beraber gidelim” dedim. Durdu, böyle derin derin düşündü ve “Pazarda şimdi sebze ucuz olur, yoksa kesin gelirdim” dedi. Büyük olasılıkla pazardan pırasayı ucuza alıp, sonra bir 19 Mayıs paylaşımı yapıp rahatlamıştır.

Sanki Potemkin Zırhlısı’ndaydı!

Sosyalistlerin en azından önemli bir bö- lümünün hakkını vereyim, bunlar sokakta ve direniyor. Ama parçalanmak ve kendi ütopyalarını öyle bir abartmakla meşguller ki, çok küçük bir azınlık olmayı sürdürüyor ve çok küçük bir çevreye etki edebiliyorlar. En maharetli oldukları anma ve kutlamalarda ise yine bölünmeden edemiyorlar. Konumuz Ekim Devrimi... Kasımın 7’sine daha iki ay kala öyle bir kampanya ki sormayın gitsin... İrili ufaklı hemen her sosyalist oluşum, kendi Ekim Devrimi’nin kutlamasını, panelini yapacak. Bir de yine bir önceki örnekteki tiplerden de, yani her bahaneyle lafı bol eylemi sıfır vatandaştan lirik ve atarlı paylaşımlar: ‘İnsanlık tarihinin en büyük dönüm noktası, Ekim Devrimi’... Kızıl fon, kızıl bayrak ya da Lenin eşliğinde... Sloganlı, duyarlı bolca laf... Rusya’ya gidebilen ayrıcalıklı küçük bir zümreden bol selfie... Bu arada Putin’in Rusyası orası!!! “Ya bari bir araya gelip şöyle güzel ve kalabalık bir etkinlik yapsaydınız” demeye görün, karşı devrimcisiniz, ya bilinç aşılama kampanyası başlıyor ya da düpedüz çemkiriyor...

Jüpiter’de hayat olsa...

Radikal demokrat bir parti olarak ortaya çıkan HDP, zor günler geçiriyor. Türkiye partisi olamaması için bu devlet elinden geleni yapıyor. Bu ne yazık ki, kendini ‘Kürt yurtseverleri’ olarak tanımlayan, genelde partiye bulaşmamış, bir bölümü ise büyükşehirlerde oturan ‘aydınımsı’ tiplerin bu karga- şada parti adına ahkâm kesmesine fırsat veriyor. Sonuç, zor durumda olan bir partinin daha da yıpranması hepsi o... Diyelim ki, Jüpiter’in bir uydusu hakkına yeni bir keşif hakkında yazdınız, şöyle bir cevap alabiliyorsunuz; “Jüpiter’de hayat olsa, orada da Kürtler ezilirdi!” Tabii ki bu en uç örneklerden ama hiçbir eleştiriyi kabul etmeyen bu siyasi ‘non-figüratifler’in içinde ‘mikro naziler’ yaşıyor. Söz gelimi Tuzhurmatu ile ilgili bir paylaşım mı yaptınız ve orada Türkmen halkının ezildiğini, asimile edilmeye çalışıldı- ğını mı söylediniz, vay halinize... Hemen yafta hazır; faşistsiniz, olmadı sosyal faşist, olmadı ırkçı! Bunun dedikten sonra fren tutmuyor, bir halkı topyekûn faşistlikle suçlayabiliyorlar: “Türkmenler zaten faşist bir halk!” Tabii ki bunları tüm Kürt siyasetinin bir eğilimi olarak söylemiyorum, ancak elini taşın altına koymayan, ama sesi çok çıkan bir grup gittikçe çoğalıyor son bir yıldır.

Önceki ve Sonraki Yazılar