Çöp toplama ihalesi ne zaman!..

FIFA World Cup Brazil'de 2 hafta geçti ve ilk 16'ya kalan takımlar belli oldu.
7 Güney Amerika ülke takımı, bence turnuvaya damgasını vurdu. Tabi iklim, rakım, saha ve seyirci avantajını unutmayalım...
Avrupa kıtası 6 takımla yarışa devam ederken, Afrika 2 temsilci ile mücadelenin içinde kaldı. ABD'nin üstün performansı dünya futbolunun geleceğinde "Beni de unutmayın" mesajını verdi.
Gruplarda 48 maç oynandı ve toplam 131 gol atıldı, ortalaması 2.7, yani bir hayli yüksek. Böyle giderse 13 Temmuz'da Dünya Kupaları tarihinde bir rekora imza atılabilir. Fakat benim görüşüme göre bundan sonraki eleminasyon usulü oynanacak maçlarda kontrollü oyunlar ön plana çıkacak, dolayısıyla gol sayısında düşüş olma ihtimali ortaya çıkabilir.
48 maçlık grup mücadelelerinde en büyük sürpriz tartışmasız 'ölüm grubu'nda sonuncu olur diye beklenen Kosta Rika'nın bir üst tura çıkmayı ilk garantileyen takım olmasıydı. Bu arada, yayıncı kuruluş TRT'nin maçları yerinde izleyen yorumcusu Ömer Üründül'e birileri Porto Rico'nun farklı bir coğrafyada olduğunu ve Kosta Rika ile hiçbir bağlantısının olmadığını hatırlatması lazım...
İkinci sürpriz Cezayir gibi gelebilir herkese, ancak H Grubu her türlü sonuca açıktı ülke futbol kaliteleri açısından. Bu bağlamda ABD'nin üst tura çıkması daha şaşırtıcı bir olgudur. Sürpriz denince, dünyanın en önemli liglerinden olan Premier'in İngiltere'si, La Liga'nın İspanya'sı ve Serie A'nın İtalya'sı elendi. Biraz bunu irdeleyelim isterseniz.
Dünya Kupası statüsü gereği bu tip öngörülere ters düşen sonuçlara gebedir. Biraz ütopya yaparsak, sözkonusu 3 takımı Meksika, Şili, Uruguay, Kolombiya, Kosta Rika, Yunanistan, İsviçre, Nijerya, ABD, Belçika ve Cezayir ile 14 takımlık 26 maçlık bir lig maratonunda düşünün... İngiltere'yi bilemem ama, İspanya ve İtalya kesinlikle ilk iki sırayı paylaşırdı diye düşünüyorum. Tabi bu 3 ligde yabancı sayısının serbest olması düşündürücü, ulusal takımlarının hayal kırıklığı yaratmasında.
Şimdiye kadar oynanan maçlar içinde kalite açısından 3 maç öne çıktı bence.
Hollanda-Avustralya, Fransa-İsviçre ve Almanya-Gana... Hele Fransa-İsviçre maçı 7 golüyle, temposuyla, atılan toplam 40 şutuyla ve hakemin oyuna katkısıyla uzun süre hafızlardan silinemiyecek.
Maçlar genellikle çok centilmence geçti.
Bu konuda özetle diyebilirim ki; 4-0'lık Almanya maçında Portekiz'li Pepe'nin çirkin ama, hakeme yutturamadığı hareketi ve Suarez'in malum ama yutturduğu pozisyonların dışında tüm futbolcular rakiplerine saygılıydı. Hele tribünlerde çöp toplayan Japon çocukların görüntüsü harikaydı. Acaba 2018 Rusya için çöp ihalesine mi girsek ülke olarak, kupalara katılamıyoruz, bari bir kültür ediniriz...
Hakem hatalarına gelince...
Açılış maçı olan Brezilya-Hırvatistan mücadelesiyle başladı, artarak devam etti. En can alıcılarından bir tanesi de, Arjantin karşısında direnen, hatta 2. yarıda çok üstün oynayan İran'ın verilmeyen penaltısıydı. Messi'nin son dakika golüyle maçı zor bela kazanan ve bir üst tura çıkan 'tangocular' hakeme teşekkür etmeliler bence. Beni düşündüren, bu önemli hataların ikisininde ev sahibi Brezilya ve aynı avantajı kullanan Arjantin'e denk düşmesiydi...
Yazımın son bölümünde biraz falcılık yapalım dilerseniz...
16'ya kalan ülkelerin eşleşmeleri şöyle: Brezilya-Şili, Hollanda-Meksika, Kolombiya-Uruguay, Kosta Rika-Yunanistan, Fransa-Nijerya, Arjantin-İsviçre, Almanya-Cezayir ve Belçika-ABD...
Futbolun sürprizlere açık olduğunu bir tarafa koyarak, çeyrek finale kalacak 8 takımı şu şekilde tahmin ediyorum: Brezilya, Hollanda, Kolombiya, Kosta Rika, Fransa, Arjantin, Almanya ve Belçika.
Bakalım bu işten ne kadar anlıyorum...
Gerisi mi, eşleşmeler belirleyici olacak.
Son olarak bizim vergilerimizle yayın yapan, diğer özel kanallarla kıyaslanamayacak derecede olanakları olan TRT'ye bir kaç kelamım olacak ama, turnuva sonrasına bırakıyorum. Sayfadan ayrılmayın efendim...

Önceki ve Sonraki Yazılar