Muz, kaymakam, şehit ve siyaset

Hassa Kaymakamı, yüzünde çirkinliği tarif edilemez bir ifadeyle 65 yaşındaki anneye “müjde” veriyor; “Şehitlik nasip işi, ne mutlu ki evladınız şehit”. Yaşlı kadın bu sözleri duyunca elini kalbinin üzerine koyuyor, “Mehmedim” diye ağlamaya başlıyor...

Küçük, yoksul odada anne yüreğinin parça parça olduğu o mahrem an kameralarda... Hassa Kaymakamı yemiyor, içmiyor bu “mutlu” ana ait fotoğrafları “saniye saniye” internet sitesine yerleştiriyor.
Siyaset, Arapça “vahşi bir atın ehlileştirilmesi” anlamına gelen “siyasa” kelimesinden üretilmiş bir kavram. Klasik siyasette farklı toplumsal çıkarlar çatışır, toplumsal gerçekliği temsil eden politikacılar eliyle kriz, şiddet, çılgınlık, devrim ya da yenilgi üretilir.

Fakat siyaset artık vahşi atların eğitilmesinden çok uzak. Medyanın biçimlendirdiği, rolleri dağıttığı ve senaryosunu yazdığı bir gösteri, her tür mahlukatın yer aldığı büyük, çirkin bir sirk.
Politikacılar bu gösteride “toplumsal gerçeği” değil, medyanın biçimlendirdiği “sanal gerçeği” temsil ediyor. Ne yaparsa yapsın, medyada görünmek, konuşulmak arzusunda...
Saz, düğün, cenaze fark etmez...
Tabutun hemen başında, nikah masasında, kurdelenin dibinde ve mutlaka kameraların önünde...
“Ünlü” olmak, bahsedilmek, konuşulmak arzusu sınır tanımıyor.
Belediye başkanları halkın vergileriyle yaptırdıkları devasa afişlerde, bilboardlarda “bayramımızı kutluyor” altına nal gibi imzalarını, botokslu, implantlı portrelerini yerleştiriyorlar.
“Şehit çocuklarına” defter dağıtanlar, “yoksullara yardım edenler” kameralar, gazeteciler olmadan bir adım atmıyor.
Ünlü olmak, ahlak, din, dil, gelenek, utanç tanımayan bir hastalık gibi yayılıyor.

Hassa Kaymakamı da politikacılara özenen pek çok devlet memuru gibi bu hastalığın pençesinde.

Fotoğrafları apar topar internet sitesinden kaldırıyor ve “görüntülerin gizlice kaydedildiğine dair” kendisi dahil hiç kimsenin inanmadığı vıcık vıcık riya kokan bir açıklama yapıyor; “Şehadet haberinin verilmesi sırasında basının çağrılmak suretiyle kameralar önünde görüntü verildiği iddiaları maksatlı ve gerçek dışı olup...”
Hem maksatlı hem de gerçek dışı! Öyle mi?
Bu hırslı “devlet memuru” gösteriye çıkarken” sadece kamu görevlisi olduğunu değil, Twitter hesabını da unutmuş.
Devlet kesesinden yaşlılara, yoksullara, çocuklara yapılan yardımları utanmazca “kendi cebinden yapmış” gibi sergilediği fotoğraflar sosyal medyada paylaşılıyor.
Bir de bir muz hevenginin başında çektirdiği o “manidar” kare...


Önceki ve Sonraki Yazılar