Namaz kılmayan filler

Ben kendimi bildim bileli Türkiye ‘gelişmekte olan ülkeler’ arasında oldu. Bu sınıflandırmaya sinir olurdum çocukken... Fakat bu sınıflandırmanın kıymetini bilememişim. Nerden bilebilirdim ki 21’inci yüzyılın ilerleyen yıllarında sahte diplomalı, sahte seçmenli AKP iktidarları altında ‘gelişmekten tamamen vazgeçen ülkeler’ kategorisinde liderliği açık farkla ele geçireceğimizi…

Geçen gün TRT denilen dünyanın en gereksiz, en faydasız, hatta en zararlı medya kuruluşunda bir Ramazan sohbetinde herifin tekini konuşturmuşlar ve demiş ki o şey, “Namaz kılmayan hayvandır.”

Fil bir hayvandır. Memeli bir hayvandır. 5 kg civarında beyni vardır. 4 tonluk cüsseyi 5 kiloluk beyinle idare etmesini bilirler. İnsan gibi 80 kiloyu 1.5 kg beyin ile idare etmez filler…  Filler gezegendeki en zeki hayvanlardan biridir. ‘Fil hafızası’ diye bir şey vardır. Kendilerine yapılan iyilikleri de kötülükleri de asla unutmazlar. Aradan 40 yıl geçse bile filler kendilerine iyilik yapanları bulur ve hatta severler. Aradan 50 yıl geçse de kendilerine kötü davranan biri varsa eğer hala kötüyse suratına tükürürler

Fillerin beyin nöronları o kadar büyük ve ağır olmalarına rağmen insanlara benzer. Diğer zeki memelilerden olan yunus, balina, (cahil yobazlar anlamaz ama) insan dâhil primatlar ile kıyaslandıklarında o cüsseye o beyinle bana göre gezegenin en zeki canlısıdır filler. Zeki olmak demek, Japonlar’a halkın vergilerini verip Marmaray veya 3. Boğaz Köprüsü yaptırmak ve bunu halka bahşedermiş gibi artistlik yapmak değildir. Zeki olmak demek, bir tarafı sürekli tamiratta olan duble yol yapmak, boş gezenin boş kalfası ziyaretçilerle dolu AVM’ler yapmak hiç değildir. Zeki olmak demek, zırt pırt bombaların patlamadığı bir yerlerde huzur ve mutluluk içinde yaşamak demektir. Filler, insan denilen gezegene ve kainata zarar ziyan verip bununla övünen memeli türü olmasa huzur içinde yaşama sanatını belki de en iyi ifa eden canlılardır.

Filler namaz kılmazlar. Filler bir ay boyunca altı üstü iki öğün yemek yemeyip güneş battıktan sonra tıka basa karnını doyuran insanlar gibi, iftar saatinde aç Suriyeli çocukları itip kakanlar gibi kendilerini gezegenin en kutsal varlığı sanma salaklığını yaşamazlar. Hatta filler oruç tutmayanlara saldırmazlar. Yavru fillere tecavüze yeltenen erkek fillere rastlanmamıştır. Filler homofobik değildir. Eşcinsel filleri öldüren homofobik fil yoktur. Diğer pek çok memeli türünde rastlanan eşcinselliği bir sapıklık olarak görmez filler. Aslına bakarsanız, filler arasında muhafazakarlık denilen sapıklık yoktur. Dinsizdir ama filler. Namaz kılmazlar. Oruç tutmazlar.

Ama filler kederi, hüznü, sevgiyi, aşkı, saygıyı, affetmeyi, kadirşinaslığı, şefkati, işbirliğini, yardımlaşmayı, annesi ölen veya kaybolan yavru file tecavüz etmeden ona gerçekten faydalı şeyleri öğretip onu büyütmeyi, neşelenmeyi, öğrenmeyi ve öğretmeyi, iyi insan ile kötü insanı ayırt etmesini, gerici ve yobaz bir insanın sadece kendisine has sandığı her şeyin çok ama çok daha fazlasını bilirler. Filler birbirlerini kazıklamazlar. Fil dünyasında ne kapitalizm vardır ne faşizm. Birtakım dinci filler diğer filleri din masallarıyla aldatmazlar. Bütün fillerin vergisini araklayıp, dünyanın malını götürüp diğer filleri öte dünya ile kandıran file henüz rastlanmamıştır. Ensar vakfı kurmaz filler. Türgev filan da kurmazlar. Filler başkanlık sistemine de karşıdırlar. Cemaat lideri diye parti lideri diye başka bir file tapınan file rastlanmaz. Filler liderlerini takip ederler ama liderleri hata yaptığında liderlerini değiştirmesini de gayet iyi bilirler. Muhafazakar insanlar gibi içi su dolu 1.5 kg beyni yoktur fillerin. İçinde elektrik olan 5 kg dolu dolu beyinleri vardır fillerin.

Lawrence Anthony’yi Türkiye’de kimseler bilmez. Güney Afrikalı ünlü bir çevreci, keşifçi ve yazardır o. Lawrence Anthony hayatı boyunca vahşi yaşamın korunması üzerine çalışmıştır. Irak işgali sırasında Bağdat Hayvanat Bahçesi’ndeki hayvanları bile kurtarmıştır. Ama en çok filler üzerine çalışmıştır. Öyle ki fillerin kulaklarına fısıldamıştır. Türkçeye çevrilmeyen bir kitabı çok meşhurdur. İsmi ‘The Elephant Whisperer’ olup isteyen internetten sipariş edebilir. Bu kitapta filleri nasıl kurtardığını anlatır.

Lawrence Anthony, 2012 yılında 61 yaşında vefat eder. Kalp krizi geçirir. Öldükten sonra beklenmedik bir şey olur. Bizim Lawrence’ın kitabında anlattığı, o kurtardığı filler grup grup taziye ziyaretine gelirler. Cenaze evinin çevresinde iki gün boyunca bekleşir o filler. Fillerden bir tanesi bile “Kabe’den örtü getirdim şu Lawrence’ın tabutu üzerine örtü örteyim de dünya âlem görsün” demez. Fillerden bir tanesi bile Mercedes’inden inip “Burada Kuran okumasını bilen kimse yokmuş, Kuran’dan ayet okumaya geldim” diye zübük görgüsüzlüğü yapmaz. Fillerden bir tanesi bile Lawrence’ın cenazesinde “Paralel filler hakkında konuşma yapacağım” demez. Sessizce matemlerini yaşar filler. İnsanlar cenaze evinde hayretle civarda bekleşen filleri izler. Üzgündür filler ya da insanlara öyle gelmiştir fillerin hali. Filler namaz kılmadıkları için Lawrence’ın cenaze namazını da kılmamışlardır ama.

2012 yılının Mart ayında, Lawrence Anthony’nin öldüğü saatlerde onun kurtardığı filler bir şekilde bunu hissetmişler ve cenaze evine gelmişler, iki gün boyunca orada saygı ve sevgi nöbeti yapmışlardır. Bir tane fil bile “Bizi burada kimse kaale almıyor. Daha da Lawrence’ın cenazesine gelmeyiz” dememiş, ovasına çayırına erkenden dönmemiştir. Ne zaman ki Lawrence Anthony toprağa verilmiş, taziye evindeki insanlar dağılmış, filler de yeniden savanlarına geri dönmüşlerdir. Tek bir fil bile asla şov yapmamıştır. Yası, matemi, cenazeye saygıyı fillere yakışır bir şekilde yaşamışlardır. Lawrence Anhony’nin anısına gereken büyük sevgi ve saygıyı göstermişlerdir. Çünkü filler namaz kılmazlar ama filler arasında münafıklık yoktur.

TRT denilen kurum hepimizin vergileri ile beslenen bir kurum. Yıllardan beri bu ülkenin başında bir asalak gibi yer alan bir kurum. Asla kâr etmediği halde gelen iktidarların borazanı olmaktan başka işlevi olmayan, aslında zerre izlenilmeyen, bana göre derhal lağvedilmesi gereken bir kurum.

Hayvan olmanın şerefinden fersah fersah uzak olan ve hepimizin vergilerini çatır çatır yiyen türlü haramiler işte o TRT’de kalkıp dünyanın en güzel hayvanlarına hakaret ediyorlar. Namaz kılmayan fillerin kocaman bokuna kurban olun siz.

Önceki ve Sonraki Yazılar