Nasıl bir tatil?

Nasıl bir tatil? Düşüncesi bile bizleri heyecanlandırabiliyor. Ve hep aklımıza mevsimine göre, deniz, kum, kayak, yurtiçi, yurtdışı seyahatleri geliyor. Bundan daha normal ne olabilir ki? Ya öğrenciler için! Onlar için bu yıllar hem çok güzel hem de öğrencilik sorumluğu açısından bazı zorunlulukları da beraberinde getiriyor.

Sevgili öğrenciler, biliyorum ki yarıyıl tatilinde dinlenerek yapmak istediğiniz ama yapamadığınız şeyleri gerçekleştirmek istiyorsunuz.  Ama işte bazen hayatta her istediğimizi her istediğimiz zamanda yapamayabiliyoruz. Çünkü  lise ya da ilköğretim son sınıftaysanız bu yıl karşınızda sizi bekleyen çok önemli sınavlar var.

Hem de milyonlarca kişinin katıldığı bir sıralama sınavı… İyi bir üniversite, bölüm ve lise için işiniz çok da kolay değil. Çünkü bu sene üniversiteye yerleşmek için tam 2 milyon 126 bin 681 aday başvuru yaptı. Temel Eğitimden Orta öğretime Geçiş Sınavına ise  (TEOG) 1 milyon 287 bin öğrenci…

Milyonlarca adayın sıralamaya gireceği böylesi önemli bu iki sınavda, çalışmaktan başka bir seçeneğiniz maalesef yok. Bu nedenle tatil, sizin için tam bir fırsat! Eksik konuların tamamlanması, yeni konuların öğrenilmesi, pratik yapmak ve konuları pekiştirmek için soru çözmeye ayıracak bol vaktiniz olacak.
Yarıyıl tatilini etkili ve verimli bir öğrenme süreciyle değerlendirirseniz, tatil sonrası gireceğiniz deneme sınavlarında iyi bir performans ortaya koyabilirsiniz. Tersi durumda ise performansınızda ciddi anlamda düşüş olacağı için sonrasında toparlamak zor olabilir. Bu nedenle sevgili öğrenciler, hiç ara vermeden sınava hazırlanmanız en doğru seçenek olacaktır. Unutmayın amaçlarınız için mücadele ediyorsunuz. Harcanan her emeğin mutlaka bir karşılığı olacaktır.

***


Gelelim diğer öğrencilere, yani bu sene sınava girmeyen  öğrencilere…  “Nasıl bir tatil geçirmeliyim?” Cevabını en çok merak ettiğiniz ve eminim beyninizi günlerce kemiren bir sorudur. Tatilin nasıl değerlendirilmesi kişiden kişiye değişiklik gösterebilmektedir. Kiminiz seyahate çıkmak isterken, kiminiz de bulunduğu yerde kalmayı, dinlenmeyi, sevdiği, haz aldığı şeyleri yapmayı isteyebilir. Bu konudaki tercihleriniz farklı olabilir.

Daha önce de bahsettiğim gibi beynimizdeki “dopamin ya da mutluluk hormonu” doğamız gereği bizi sürekli haz alacağımız şeylere yöneltebilir. Gezme, eğlenme, kayak yapma, sinemaya ya da tiyatroya gitme gibi faaliyetlerde bulunmak insan doğasına daha cazip gelebilmektedir. Bu da olması gereken normal bir durumdur. Ancak tatile giren her öğrencinin de yapması gereken birtakım sorumlulukları vardır. Kırık karneyi düzeltme, eksik konularını tamamlama gibi… “Hocam şimdi nereden çıkardınız ders çalışmayı diyebilirsiniz?” “Ne güzel gezip tozuyoruz, televizyon izliyoruz, bilgisayarda oyun oynuyoruz. Vakit süper geçiyor hiç o konuları karıştırmayın” diyebilirsiniz. Ama iyi güzelde peki öğrencilik rolünüz ne olacak? Tabii ki dinlenin, arkadaşlarınızla buluşun gezin tozun ama öğrenciliğin getirmiş olduğu sorumlulukları da sakın unutmayın! Bakın, ders çalışmanın size zevkli gelmemesi doğal bir durumdur. Doğamızın gereği eğlenmek, hobilerinizi gerçekleştirmek istediğinizi de biliyorum. Ve ders çalışmaktan daha çok bu faaliyetlerinizi yapmak istediğinizi de biliyorum. Ama şimdiden bir şeyler için emek harcarsanız gelecekte daha çok keyifli zaman geçireceksiniz.

Bu nedenle “öğrenmeyi” eğlenceli hale getirdiğinizde ve hedefleriniz, amaçlarınız için araç olarak düşündüğünüz zaman her şey eskisinden çok daha farklı olacaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar