Ne mutlu İrlandalıyım diyene!

İzmir’de, Alsancak’ta ‘Dominik Cumhuriyeti Caddesi’ vardır. Bir gün o caddedeki bir bankta arkadaşım Mete’yle oturuyorduk. Karşıdaki duvarda da caddenin adı yazıyordu. Boş boş etrafa bakarken Mete birden, “Bir Dominik Cumhuriyetli cihana bedeldir” dedi. Ben de, “Her Dominik Cumhuriyetli asker doğar” diye karşılık verdim…

Evet, halimiz biraz tuhaftı. Ama bizim milletin hali de tuhaf. Kendi kendine bu kadar gaz veren bir millet daha var mıdır, emin değilim…
Düşünsenize, buradan kalkmışsınız, Dominik Cumhuriyeti’ne gitmişsiniz, bir duvarda kocaman “Ne mutlu Dominikliyim diyene” yazıyor! Demez misiniz, “Ulen daha donunu toplayamıyorsun, Amerika aldığın nefese kadar sömürüyor, daha neyin havasını atıyorsun?” diye?
Öyle işte…

***

Ortaokul yıllarında Tan falan gibi gazeteler vardı. Antalya’ya gelen Alman ‘Helga’ların üstsüz güneşlenen fotoğraflarının altına “Türk erkekleri çok güçlü” gibisinden asparagas haberler yazarlardı. Biz de potansiyel ‘güçlü Türk erkekleri’ olaraktan kendi kendimize gelin güvey olurduk.
Aynı yıllar kas deposu Amerikalı bir güreşçi bizim bildiğiniz akşamcı göbeğini hoplata hoplata mindere çıkan Reşit Karabacak’ı yere vurmuştu da altın madalya umudumuz fos çıkmıştı. Rahmetli dedemin fena morali bozuldu, “Gördün mü gavuru! Oyun etti bizim pehlivana, kırdı kolunu” diye kalktı gitti ekranın başından. ‘Gavur’ ne oyun edecek?! Seninki göbeğini büyütürken adam idmandaydı…

***

İrlanda vatandaşı –Arap asıllıymış galiba- bizim Aksaray esnafına yumruğu yapıştırdığında aklımdan bunlar geçti ister istemez. Bir de tabii, insan düşünüyor, böyle hazır linç kıtaları nasıl hemencecik oluşuyor diye. Adama ocak bile fırlatıverdiler arada.
Bunlar hep Cumhurbaşkanlığı sürüleri işte. Alperencikler! Yakalayacaklar birilerini tek başına, haşat edecekler. Hepsi Ali İsmail’i döve döve öldüren alçakların kumaşından. Hepsinin zulasındaki odunlar nasıl da çıkıverdi birden!
Nasıl bir alçaklık!
Aradan yumruk çıkarmaya çalışırken beyninin ortasına darbeyi alan adamın yere yıkılışını herkes bu yüzden keyifle izledi. İki dişi de ağzından fırlayıvermiş arada. Beter olsun!
Görüldüğü üzere, papaz her zaman pilav yemez. Bir İrlandalı cihana bedel oluverir, adamı öyle kıç üstü oturtur!

***

Şimdi kiminiz “İçimizdeki İrlandalı mısın sen birader?” diye soracaksınız. Vallahi böyle sürü halinde sağa sola saldıran güruhları gördüğüm zaman, “Biz Dublin’in çocuğuyuz” demek geliyor içimden…
Not: İzninizle bir süre aranızda olamayacağım. İzni Birleşik Haziran Hareketi’nde fazla mesai için kullanacağım.

Önceki ve Sonraki Yazılar