Mustafa Ülkü Caner

Mustafa Ülkü Caner

Ne oluyor bize?

15Temmuz  hain darbe girişiminin üstünden 1 yıl geçti.

Ama halen koca kara delikler ve aydınlatılamayan olaylar ve gelişmeler ortada.

Nedense muğlaklıklar, tercih edilip, besleniyor.

Sisli havayı en çok kurtlar sever.

Ama o kurtların sonra ne yapacakları belli olmaz.  

En büyük gereksinim şeffaflıktır.

Elbette bu kadar önemli bir olay  birinci yılında resmi törenlerle anıldı.

Sonuçta sivil, asker, polis  249 yurttaşımız katledilmiş ve toplumumuz büyük bir yara almıştı.

Türkiye parlamenter demokrasisi ve siyaseti derin ihanet gecesi yaşadı. Binlerce insanımız yaralandı.

Elbette böyle büyük olaylar hakkınca anılacaktı. Olan bitenden ders çıkarıp toplumu bütünleştirecek, hoşgörü ve toplumsal dayanışma içinde barışçıl topluma bir köprü olması gereken olaylar maalesef daha ayrıştırıcı ve gerginliği artırıcı şekilde kullanılmaya başlandı.

Sonuçta anma törenleri bile maalesef politik ayrışım materyali oldu.

Anamuhalefet Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun tö- renlere davet edilmesi ve konuşma hakkı konusu tam bir skandal boyutuna ulaştı.

Sonunda Kılıçdaroğlu gece yarısı yapılan devlet törenlerine önce davet edilmedi, sonra tepkiler üzerine davet edildi sonra belli ki, yine bir üst akıl onu konuşma listesine aldırtmayarak  devre dışı bıraktırdı.

Kemal Kılıçdaroğlu da gece anma toplantılarında figüran olmayı reddederek oraya haklı olarak gitmedi. Bu arada olan, daha önce Kılıçdaroğlu’nun davet edilmediği ilk davetiyede konuşmacı olarak çağrılan YAVRU İKTİDAR MHP Genel Başkanı  Devlet Bahçeli ‘ye oldu.

Kılıçdaroğlu’na konuşma hakkı verilmeyince Devlet Bahçeli’nin konuşması işi artık ayyuka çıkaracağından konuşmacı olarak o da çizilmek zorunda kaldı. (!)

Anamuhalefet liderinin darbe karşıtı etkinlikte konuşturulmaması, siyasi nezaket sorunu bir yana toplumu ayrıştırıcı özelliği ile de çok sakıncalı bir davranıştır.

Toplumdaki gerginliği giderecekler, onu getirirlerse, gerginlik ne yapsın? (!)

Anma akşamki etkinlikler iktidarın ve AKP’nin damga vurduğu etkinlere dönüştü maalesef.

Halbuki 15 Temmuz kalkışması TBMM’deki tüm partilerin birlikte dayanışma içinde savulmuştu.

Törenlerin bu şekilde gelişeceği biraz da etkinlik afişlerinin kendisinden de belli olmuştu.

Cumhurbaşkanlığı amblemli  15 Temmuz Afişlerinin çok kötü bir montaj ve fotoğrafların çakma olduğu ortaya çıkınca insanımız haklı olarak çok öfkelendi.

Askeri küçük düşürme, hatta TSK’ya hakaret olduğuna ilişkin iddialar sosyal medyada uçuştu.

Birileri Cumhurbaşkanı’nı TSK ile çelişki içine mi düşürmeye çalışıyor acaba?

Ama gerçekten T.C. Cumhurbaşkanlığı amblemi ile o çakma montajlı fotoğraflar  hiç mi hiç yakışmamış.

Açıkça TSK küçük düşürülüyor bu tip asker düşmanı olarak algılanabilecek afişlerle.

Amaç belki farklı olabilir, ancak sonuç maalesef budur.

Önceki ve Sonraki Yazılar