10 Maddede Suruç ve sonrası

Yaşanan büyük dehşet hepimizin kanını dondurdu. Ortada ihmaller var, yitirilmiş canlar ve mahşere havale edilmiş hesaplar.

Suruç katliamı üzerine çok şey söylemek mümkün. Ama özetleyerek konuyu esas mecrasına oturtmak elzem. Suruç’ta yaşanan büyük katliama şu açılardan bakmadığımız sürece, gerçeği ıskalar, yanılgı bataklığına hapsoluruz.

1- Suruç katliamı ‘IŞİD’in Türkiye hücreleri tarafından gerçekleştirildi iddiası’ çok önemlidir.

2- CHP ve MHP Genel merkezleri önünde pusuya yatan MİT, bu katliam yaşanmadan bir tedbir almamış, daha doğrusu; ‘siyasi partileri ve milletvekillerini dikizlemekten, halkı korumaya fırsat bulamamıştır.’

3- Suruç’ta, daha önce Reyhanlı’da olduğu gibi, Türkiye’nin ‘straTRAJİK dış politikası’ etkili olmuş, IŞİD’e gittiği iddia edilen tırların üzerindeki soru işaretlerini dahi gidermemiş bir hükümetin, bu katliamı aydınlatacağı fikri gülünç bir hal almıştır.

4- Katliam, dış politik denklemlerin değişmesiyle doğrudan ilgilidir. Birileri, Türkiye’ye açık biçimde ayar vermeye kalkışmıştır.

5- Katliam, PYD tarafından geriletilen IŞİD’in yaşadığı ağır travmadan kurtulma adına, Türkiye’yi tampon bölge kurmaya zorlama adına yapılmış olabilir.

6- Geçtiğimiz yıllarda yapılan, IŞİD’in Türkiye hücrelerine yönelik operasyonlar ile tutuklananlar, geçtiğimiz yıl; ‘paralel yapıyla mücadele’ adına serbest bırakılmış, El-Kaide’nin Türkiye yapılanmasına yönelik tutuklamaların ‘kumpas’ olduğu belirtilmişti. Oysa ki, bu patlamanın faili olduğu belirtilen kişinin takıldığı ‘İslam çay ocağı’ o soruşturmada yer alan kişilerin de bildiği bir yerdi. Ve serbest bırakılan tutukluların ‘internette yer alan konuşmaları(sohbet kayıtları), IŞİD’e açık destek olduklarını gösteriyordu.’

7- Emniyet ve istihbarat, tüm sol örgütlere mercek tutmuş ve tüm siyasi partileri dikizlemişken, ‘IŞİD’in Türkiye yapılanmasına dair tek bir teknik takibat dahi yapmamıştır. Hele ki, Türkiye’den Suriye’ye geçen 6000 kişinin ülkeye geri döndüğü iddiaları gündemi sarsarken, en ufak bir girişimde dahi bulunulmamıştır. Bunun nedeni büyük bir merak konusudur…’

8- Katliam kimseyi şaşırtmamıştır. Lakin büyük bir çaresizlikle izlenen, göstere göstere gelen bir vahşet olmuştur. Orada yitirdiğimiz gençlerin acısı, tüm ülkeyi kuşatmıştır.

9- Katliam sonrası, başta hükümetin ‘ortak akıl’ çağrıları gayet makuldür. Lakin, ‘benim dediğimin etrafında buluşalım, sınırları ben belirlerim’ tavrı, son derece rutin, AKP’den görmeye alışık olduğumuz bir tavırdır.

10- Bu katliam sonrası herkes şapkasını önüne koymak, özeleştiri vermek zorundadır. IŞİD ile girişilen irtibatlar üzerinden hükümet, istihbarat zaafiyeti üzerinden MİT ve EMNİYET, geçmişte IŞİD’i süslü göstermek için çırpınan milletvekilleri ve kalemşörler. Tüm bu saydıklarım özeleştiri vermelidir ki, sorunu çözebilecek ‘ortak akıl’ ortaya çıkabilsin.

Katliamlar üzerinden siyaset yapılmaz. Bizim ‘hükümete eleştirilerimiz’ yıllardır bu ve benzeri katliamların olmaması içindi. Keza, bugün gelinen noktada, ‘IŞİD’in dışarıdan militan yollamak yerine, yerel ilişkileri üzerinden eylem ortaya koyduğu gerçeğini doğru okumak gerekiyor.’

VE sormak gerekiyor, IŞİD’in metropollerde ne kadar yerel ilişkisi var?

Emniyet’in bu konuda bir raporu var mı?

MİT bu konuda bir çalışma ve teknik takip yapmakta mı?

CHP ve MHP genel merkezleri önüne park edilen ‘aynı plakalı ve çakarlı’ 2 araç, bu ilişkilerin örgütlendiği ‘çay ocaklarının ve derneklerin’ önüne ne zaman park edilecek?
Evet. Acı büyük…

Lakin derdimiz, acıların tekerrür etmemesi…

HİLAL KAPLAN’A CEVAP

Sabah gazetesi yazarı Hilal Kaplan, köşesinden bana sallamış. Cevap hakkımı kullanıyorum; :)

Önceki ve Sonraki Yazılar