Neşenizi kaybetmeyin!

Konu ‘neşemizi kaybettirmek’ olunca kamu bürokrasisi
nasıl da hamarat.
Devlet, bürokratlar, güvenlik güçleri bir saat titizliğinde
çalışıyor.
Mesele neşelenmemeleri, kederlenmeleri...
Pazar sabahı bir ailenin belki en neşeli anında,
kahvaltı sofrasında top mermisi patlıyor...
Sokağa çıkma yasağı altındaki Sur’un İskenderpaşa
Mahallesi’nde Küçük Aktarlı Sokak’taki üç
katlı bir apartmanın ikinci katında.
Bir tanktan atıldığı düşünülen ve bina duvarını
delip giren mermi sininin başındaki insanların arasında
patlıyor.
Belli ki zırh delici mermi, hemen patlamıyor.
Önce duvarı deliyor, sonra ateşleniyor.
Bu pahalı mermiyle 38 yaşındaki bir kadın evlatlarının
önünde ölüyor.
Adı Melek, böbreklerinden hasta, hastaneden
Hasırlı Mahallesi’nde abluka altındaki evine dönemediği
için buraya, menenjit hastası olan kardeşinin
yanına gelmiş.
Henüz doldurulmamış ince belli çay bardakları,
çiçekli emaye bir çaydanlık, bir parça peynir, zeytin,
eşyalar, duvarlar...
Hepsi kana bulanıyor.
Peki ama demokrasilerde bir tankın namlusu, sıradan
bir apartmanın ikinci katına, kahvaltı sofrasına
doğru neden döner?
Hedefi mi ıskalamıştır?
Yoksa daha kötüsü hedef o kahvaltı sofrası
mıdır?
Ülkenin doğusu ilan edilmemiş, sınırları belirsiz
bir savaş altında...
Gencecik çocuklar öldürülüyor, ilçeler kuşatılıyor,
sokağa çıkma yasağı, çatışmalar, cenazeler,sürgün
ve göç dalgası...
Batıda durum farklı mı?
Konu neşelenmek olunca devlet orada bitiveriyor!
Karabük’te sosyal medyada sözleşen beşyüz civarında
üniversite öğrencisi bir parkta bir araya
gelip kartopu savaşı yapıyor.
Gençler parktan çıkıyor, neşe içinde sağa sola
kartopu atıyor.
Önce bir kız öğrenci yurduna, sonra bir yolcu
otobüsüne...
Polis anında olay yerinde...
Bir polis amiri “Evlere, araçlara kartopu atanı
görürsem çok büyük işlem yaparım, bilginiz olsun”
diye uyarıyor gençleri...
“Çok büyük işlem nedir?” diye sormuyoruz. Sokağa
çıkma yasağından, karakolda dayağa kadar
menüde çeşit bol...
Öğrenciler dağılıyor. Uzatmıyorlar.
Polis memuru görevini yaptığı için memnun.
Karabük'te mafya almış yürümüş, yolsuzlukların
haddi hesabı yok, ama neşelenmek, hem de kalabalık
halinde neşelenmek olacak şey değil.
Küfürlü yazılarıyla, saldırganlığıyla tanınan ‘dini
bütün gazeteci’nin Mekke’de aşırı dozda Viagra’dan
öldüğü yolundaki haberler, bizzat gazetesi tarafından
yalanlanıyor.
Bunun Arap medyasında yer alan ‘Viagra’dan
ölüm’ haberlerine yapılmış çirkin bir ‘montaj’ olduğunu
söylüyorlar, “FETÖ tetikçileri bu iftirayı sosyal
medyada yaygınlaştırarak yine bir alçaklığa imza
attı” diyorlar.
Gazetenin yaptığı montajın, attığı iftiranın haddi
hesabı yok.
Olsun...
Genelkurmay, bu tartışmadan habersizmiş gibi
“Dik duruşundan asla taviz vermemiştir” gibi tuhaf
bir taziye mesajı yayınlıyor.
Ülke sıkıntılı, ülke gerginlikten kayış koparmış
bir motor gibi, homurdanarak yerinde sayıyor...
Siz yine de neşenizi bozmayın.
Çünkü ‘kederli ruhların desteklemek ve propagandasını
yapmak için bir despota ihtiyaçları olduğu
gibi, asıl olarak despotun da amacına ulaşmak için
ruhların ağır biçimde kederlenmesine ihtiyacı var’.

Önceki ve Sonraki Yazılar