Hüsnü Mahalli

Hüsnü Mahalli

Noccak şimci?

TSK’nın Cerablus operasyonuyla ilgili olarak yazılı ve görsel medyada her gün birçok haber yayınlanıyor. 

 

Tartışma programlarını söylemiyorum çünkü tümü aptalca. 

 

Cerablus’a giden muhabirlerin magazinvari haberleri çok komik.

 

Bu da çok doğal çünkü Cerablus’la ilgili hiç bir şey bilmiyorlar ve onlara gerçek bilgi veren yok. 

 

Temmuz 2012’de Türkiye’den giren yüzlerce silahlı militan Cerablus’u işgal etti ve devlet görevlilerinin bir kısmı öldürdü. 

 

O sıralar IŞİD, Nusra, ÖSO ve benzeri ayrışmalar yoktu. 

 

Hepsi AKP destekli ve ‘Alevi Esad’a karşı ortak cihat’ modundaydı.

 

Temmuz 2013’te gruplar arasında kavga başladı ve Şubat 2014’de IŞİD tek başına kasabayı ele geçirdi. 

 

Kavga sırasında gruplar arasında kafa kesme yarışı yaşandı. 

 

Kesilen ve Kültür Merkezi’nin korkuluklarına asılan kesik kafaların görüntüleri internette duruyor. 

 

IŞİD kasabayı ele geçirince diğer grupların eleman ve yandaşları ve halkın büyük bölümü Türkiye’ye kaçtı. 

 

Çünkü halkın bir bölümü devletten, bir bölümü Nusra’dan, bir bölümü ÖSO’dan ve geri kalanı da IŞİD’ten yanaydı ya da korkudan öyle görünüyordu. 

 

Bazen aynı aşiret ya da aile içinde bu dört eğilimi görebilirsiniz.

 

Türkiye destekli iç savaş herkesi herkese düşman kıldı. 

 

Cerablus’tan gelen haberlere bakılırsa TSK ile Cerablus’a giren ÖSO ve diğer grupların militanları şimdi intikam peşinde. 

 

CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun dediği gibi ‘Türk ordusu çetelerin emrine verilmiş’. 

 

Durum böyle olunca Türk uçakları ya da tank ve topları vurulmaması gereken sivil hedefleri vuruyor. 

 

Cerablus’tan gelen haberlere bakılırsa bu yanlış bombalamalarda birçok sivil ölüyor. Ama işin en çarpıcı tarafı ölenlerin hemen hemen tümü Türkmen. 

 

Çünkü Amarna köyü dahil Cerablus’un batısındaki köylerde yaşayanların büyük bölümü Türkmen. 

 

Türkmenler’e sahip çıkar gibi görünen ve bu yönde büyük yaygara koparan AKP’nin Cerablus ve çevresindeki Türkmenler’in vurulmasını onaylaması çok ilginç. 

 

AKP’nin başından beri Suriye politikası yanlış ve çelişkilidir.

 

Başta Suriye olmak üzere tüm bölge ve şimdi Türkiye için sonucu ve bedeli çok ağır bir politika. 

 

Şimdi telafi dönemi.

 

Edilir mi, edilmez mi bugün ve yarın anlaşılır. 

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan bugün Putin yarın da Obama ile buluşacak. 

 

Putin ile anlaşır ve Obama görüşmesi sonucu bu anlaşmadan vazgeçmezse Suriye’de ilginç gelişmeler yaşanabilir. 

 

Arap medyası ‘sürpriz’ ziyaret ve buluşmalardan söz ediyor.

 

MİT Müsteşarı Fidan Şam’da uzlaşmaya varırsa Esad, Moskova’ya uçacak ve Erdoğan ile buluşacak. 

Arada Putin olacak. 

 

Olur mu?

 

Siyasette hiçbir şey için ‘olmaz’ denilmez. 

 

Peki, kırılan dal yeniden filizlenir mi? 

 

Zaman ister. 

 

Erdoğan’ın Suriye’ye ve Suriye halkına çok ama çok zarar verdi. 

 

Rabbim affeder mi bilinmez ama Suriye halkı çok acı çekti. 

 

Benim ailemden bile birçok insan öldürüldü AKP’nin desteklediği ruh hastası katiller tarafından. 

 

Bazı ailelerde üç-dört şehit var. 

 

Özellikle Alevi ve Şii olanlar. 

 

Peki neden? 

 

Aptalca hilafet ve saltanat hayalleri uğruna.

 

‘Stratejik Derinlik’ kafası. 

 

Battıkça daha derine battılar batırdılar herkesi. 

 

“Boşuna uğraşmayın Suriye halkı yenilmez Esad gitmez” dedim.

 

“Yapmayın” diye yalvardım. Ama inadına insanların acı çekmesinden haz aldılar. 

 

Mezhepsel dürtülerle.

 

Sapık kral, emir ve şeyhlerin provokasyonuyla.

 

Genetik bir mesele. 

 

Yavuz Sultan Selim’den bu yana. 

 

Esed yeniden Esad olacak.

 

Peki, noccak şimci?

 

Olmazsa da herkes mehter takımının tekbirleriyle karanlığın ve derinliğin en tepe çukuruna doğru azim ve kararlılıkla yürüyecek. 

 

Hem de duble yolda.

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar