Bir başka 'Gezi' notları

Gezi Parkı’nın 15 gündür gündemimizde büyük ve önemli bir yeri var. Bu yerini daha da koruyacağı anlaşılıyor. Belki de yıllarca üzerinde tartışacağımız, yazacağımız, inceleme ve akademik araştırmalar yapacağımız bir olayla karşı karşıyayız.

Dolayısıyla, tüm köşe yazarları Gezi direnişi ve yurda yayılan etkisinden söz ediyor. İktidara karşı bir isyana dönüşen direnişten söz etmemek de mümkün değil.

Köşeciler

Kimi köşe yazarları, Başbakan şöyle yapsa ya da böyle davransa gibi kimi önerilerini sunuyor. Özellikle de "Başbakan Tayyip Erdoğan, Gezi’ye gelip gençlerin arasına girse ve onları anlamaya çalışsa" önerisini çok görüyorum. Harika bir öneri değil mi? Keşke!

Ancak, kendi gibi olmayanı elindeki iktidar gücüyle ötekileştirmeye çalışan bir Başbakan bunu yapar mı, elbette yapmaz. Kendi yaşam tarzına uymayan kesimin yaşam tarzına saygısı olmayan biri için bu öneriler çok saf ve komik kalıyor. AKP Hükümeti'nin sıradan bir iktidar olmadığını, 11 yıldır özellikle 2008'den itibaren bir rejim değişikliği gerçekleştirdiklerini ve artık karşımızda yeni bir rejimin bulunduğunu anlamayanlar hâlâ "normal bir iktidar" varmış gibi taleplerde bulunuyor. Bu taleplerin neden yerine getirilmediğini görünce de şaşırıyorlar. Böyle bir şey mümkün değil.

Sanatçılar

Gezi Parkı direnişine katılan ve katılmayanlar olarak sanatçılar ikiye ayrıldı. “Gezi Parkı” sorununu çözmek ya da konuşmak için Gezi Parkı direnişine katılmayan sanatçılar seçildi. Böyle bir iktidar için şaşılacak bir durum değil. Başbakan Erdoğan, direnişte boy gösteren sanatçıları tehdit bile etti. AKP'li belediyelere Gezi’de bulunan sanatçılara (festival, halk konseri vb. etkinliklerde) iş verilmemesi talimatı bile gitti. Artık direnişçi sanatçılar AKP’nin kara listesine girdi. TRT’de bu sanatçıların yer alması zor görünüyor.

Medyadaki haberlere göre, Başbakan Erdoğan, Taksim Gezi Parkı ile ilgili 20 kişilik heyetin yanı sıra Hasan Kaçan, Necati Şaşmaz ve Gökhan Özoğuz'u kabul edecek. Başbakan ayrıca 'Gezi ' olaylarını konuşmak için perşembe günü Hülya Avşar'a randevu verdi. Gezi’ye destek vermeyen sanatçılarla ne konuşulacak hiçbir fikrim yok. Ancak “Körler sağırlar birbirini ağırlar” gibi bir durum olacak. Olumlu bir sonuç alınacağını beklemiyorum.

Sanat, bir toplumun kültürünün en önemli yanıdır. Sanatçılar ülkenin geçirdiği bu isyan dolu günlerinde iktidara direnerek büyük bir sınav verdiler ve vermeye de devam ediyorlar. Sanat ve sanatçılar bize yaşamın en derinde kalmış ayrıntılarını gösteriyorlar. Sanatçılar, gelişkin duyarlılıkları ile toplumu ve olayları daha iyi okur ve bizlere yansıtırlar. Gerici ve faşist iktidarlar bu yüzden sanattan ve sanatçıdan korkarlar. Bu tür iktidarlar toplumu yasalar ve dini hükümlerle baskılayıp körleştirmek ister. Bugünlerde yaşadıklarımız da bunu gösteriyor.

Sanat ve zekâ

Irwin Edman, “Sanat ve İnsan”* adlı yapıtında, sanatın insan için önemini anlatıyor. Edman, kitabının “Sanat ve Medeniyet” adlı bölümünde sanatın medeniyet için anlamını şöyle açıklıyor; “Sanat, insan zekâsının tabiatı işlemesidir; kendi maksadına göre tabiata ustaca tesir etmesidir. ..eksiksiz bir medeniyet, mükemmel bir zekâ demektir. Böyle bir merhalede hayat ve zekâ aynı şeydir. Medeniyet ne kadar başıbozuksa, rastgele istekler ile mantıksız alışkanlıklar o nispette hayatımıza ve hareket tarzımıza hâkim olur.”

Sanatın zekâ ile ilişkisi için Edman’dan daha somut bir örnekle konuyu açalım. Edman, “Bir değneyi kırmak, ateş yakmak, hayvanları evcilleştirmek, ekin ekmek, bir kulübe yapmak, mağara açmak, bunların hepsi, insanın işlenmemiş olarak bulduğu dünyaya müdahaleleri idi. Bütün bunlar, yiyecek ve barınak sağlamak üzere insanın araç olarak kullandığı sanatın ruşeym halindeki örnekleri idi.”

İşte sanat böyle bir evreden geçerek günümüze ulaştı. İnsan ilk gün sahneye çıkmadı ya da beste, resim yapmadı. İnsanlığın gelişim süreci ile sanat birlikte var oldu.

Sanat ve sanatçı, yalnızca “isyan” günlerinde değil insanlık için her zaman önemli . Medeniyet, baskıcı bir iktidarın gölgesinde sağlanmayacağına göre, direnen sanatçıların yanındayız ve yanında olmayı sürdüreceğiz.


*Irwin Edman, Sanat ve İnsan, Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları, Batı Klasikleri, 1991

twitter.com/ranaulas

Önceki ve Sonraki Yazılar