Teknolojinin yeni adı: Fuat Avni!


   Taktım ben bu Fuat Avni’ye! Kendisini hem çok merak ediyor, hem de çok takdir ediyorum. Fuat Avni şu an itibari ile Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile resmen dalgasını geçiyor. Koskoca devlete uzaktan “nanik!” yapıyor.

   16 Aralık’ta bu köşede “Fuat Avni Çok Edepsiz Bir İnsan” başlıklı bir yazı yazdım.

   O yazıda aynen şöyle dedim:

   “Bence ‘Fuat Avni Fenomeni’ RTE’yi çıldırtıyor ve o da biliyor ki ‘The Cemaat’ sadece taşeron/maşa/görüntü!
   Fuat Avni her şeyi önden biliyor ama ne yerde, ne gökte, ne Ankara’da, ne İstanbul’da!
   Aynı Fuat Avni her yerde, her odada, her delikte! ...  

   … Ankara’da her duvarın deliğinde ‘böcek’ aranırken siz doğrudan gökyüzünden, bir uydu üzerinden her yerin dinlendiği bir dünya tasavvur edin. Artık dinlenen yere ‘böcek’ falan yerleştirmeye gerek yok. George Orwell’in 1948’de ‘1984’ü betimlerken tanımladığı ‘Büyük Birader’ ama Okyanus Ötesi’nde, ama Büyük Britanya Adalarında, ama Bavyera’da bir küçük odada RTE ve şürekâsını 7/24 dinliyor. Mesaisini bitirmek üzere olan memur Ankara’dan gelen sifon sesini duyunca ‘yine ishal’ diyerek gülümsüyor, Türkçeye tamamen hâkim başka bir memur öksürük sesi işittiğinde kendi kendine ‘çok yaşa!’ diyerek sırıtıyor!”

                                                                     ***

   Galiba benim gibi düşünen gazeteciler Milliyet’te de var ki, onlar da benzer yazılar yazıyorlar. Cumartesi günü yayınlanan bir haber ve bir haber-yorum bana ışık tuttu.

   Tolga Şardan “Çözülemeyen ‘Kablo’ Bilmecesi”ni yazdı.

   Diyor ki:

   “Dinleme ve teknik takiplerin yasallığını denetlemekle yükümlü Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nın (TİB) ‘dinlemelerin üssü’ haline geldiğinin açığa çıktı. TİB’de yapılan ve sırların büyük bölümünün çözülemediği incelemeler sonrasında yetkililerin hükümete, ‘gerekirse bu binayı gömün’ görüşünü iletmesiyle tartışmaların odağına oturan kuruma yönelik yeni bilgiler gün ışığına çıktı. Binanın en büyük sırrı olan ‘uçsuz bucaksız kablo ağını’ inceleyen uzmanlar, server’lara bağlı devasa kablolardan yüzlerce yeni kablo ucunun çıktığını, bu uçların nereye bağlandığının anlaşılmaması için bilinçli biçimde söküldüğünü ve bunların açıkta olduğunu saptadı.”

   Belli ki Fuat Avni Ankara’dakileri deli ediyor.

   Aynı gün Önder Yılmaz yine Milliyet’te yayınlanan “Dinleme Muamması Devletin Gündeminde: Yeni Yöntem mi Geliştirildi?” başlıklı haber-analizinde Bilim ve Sanayi Bakanı Fikri Işık’ın, “yeni bir dinleme sisteminin olup olmayacağı konusundaki soruya, ‘doğrusu benim bu konuda bir bilgim yok. Ancak son yaşananlar akla yeni bir teknolojinin geliştirilmiş olabileceğini getiriyor. Bu konuyu araştırıyoruz’ yanıtını verdiği yazdı.

   Bakan çaresizliğini açıkça beyan ediyor!

                                                                     ***

   Önder Yılmaz devamla şöyle yazıyor:

   “TÜBİTAK, ASELSAN, MİT gibi kuruluşların teknik uzmanları telefonlar, elektrik devreleri ve mobil araçlar dışında yeni bir dinleme sisteminin olup olmadığının peşine düştü.

Uzmanlar, yeni dinleme tekniğinin, sesin boşlukta yok olmaması ve depolanmasıyla ilgili olduğunu düşünüyor. Devre sistemi olmadığı de için alıcı aygıtın tespit edilemediği üzerinde duruluyor. Buna göre, yeni sistemde aygıt devrede olmadığı için odada ve ortamda tespit edilmesi mümkün olmuyor. Uzmanlar bu sistemin dış kaynaklı yönetiminin de mümkün olduğunu düşünüyor.”

   “Sesin boşlukta yok olmaması ve depolanması!”

   Buyurun buradan yakın!

     Önder Yılmaz da lafı Fuat Avni’ye getiriyor.

   “Fuat Avni adlı Twitter hesabı sahibinin her türlü önlemin alındığı olaylara ilişkin bilgileri sanal ortamda açıklaması bu şüphenin ilk ayağını oluşturuyor. Uzmanlar Türkiye’de bir çıkış ucu bulunmayan Fuat Avni’nin Twitter akışının yurtdışı kaynaklı olduğu ve bir kişiden öte ekip tarafından yürütüldüğünü düşünüyor.”

                                                                     ***

   İsmet Berkan (Hürriyet) bilim dünyası ile ilgili çok ilginç saptamalar yapıyor. Türkiye’nin hal-i pür melalini teşhir ediyor. O da geçen hafta Reuters-Thompson Haber Ajansı tarafından yapılan bir endekse göre, dünya çapında bilimsel araştırmalarına, yani makalelerine en çok atıf yapılan 3 bin 600 bilimcinin içinde sadece 18’inin Türkiye kökenli olduğunu yazdı!

   18/3.600=%0.005!  (Yüz binde 5!)

   Türkiye’nin bilim dünyasında yeri bu kadarcık!

   Berkan’ın cumartesi günü yayınladığı yazısına göre; dünyada yazılan bilimsel makale sayısına bakılınca başı çeken ABD’de yayınlanan bilimsel makale sayısı 18 milyon küsur, Türkiye’de ise sadece 57 bin küsur!

   Üstelik Güney Kore’de sadece bir adet üniversite Türkiye’nin toplamından fazla bilimsel makale yayınlamış (61 bin). Suudi Arabistan ise 76 bin makale ile bizden 1.5 misli fazla bilimsel makale sahibi!

                                                                     ***

   Türkiye’de yayınlanan bilimsel makale sayısı ABD’de yayınlananların sadece ve sadece  %0.003’ü! (yüz binde üçü!)

   Ölme eşeğim ölme!

   Fuat Avni’nin kim olduğunu esasında RTE çoktan çözdü:

   “Bir üst akıl!”

   Israrla söylüyorum.
   ‘Fuat Avni Fenomeni’ RTE’yi çıldırtıyor ve o da biliyor ki ‘The Cemaat’ sadece taşeron/maşa/görüntü!


Önceki ve Sonraki Yazılar