Yeni bir 'one minute' aranıyor


AKP iktidarının son zamanlarda sorun çözme kapasitesini yitirdiğini, iktidarsızlaştığını, epeydir yazıyorum. Gezi’den beri diyelim… Bir zamanlar fırtına gibi esen, karşısına çıkan her engeli aşan iktidar 17 Aralık ve Soma vb gibi sorunları çözemiyor, biriktiriyor.

30 Mart seçimleri de bu felci tedavi etmedi. Pek çok alanda çözümsüzlük, tatminsizlik ve sürünceme devam etmekte…

Gazze faciası bu durumun dış politika için de doğru olduğunu ortaya koyuyor. Haftalardır süren IŞİD rehineleri olayından sonra Gazze’de de bu hükümetin Ortadoğu’da hiçbir ağırlığının kalmadığı ayan beyan ortaya çıktı.

Gerçek eylem mümkün olmayınca, bir şeyler yapıyormuş gibi yapmaktan başka çare yok.

* *

Ve tabii, din istismarının zaten boğucu hale gelmiş olan hararetini daha da arttırmaktan başka. “Aslan Müslüman Tayyip Erdoğan” masalını artık Arap sokakları yutmuyor ama öyle görünüyor ki içeride hala müşterisi var.

Bunlar, en yukarıdan gelen işaretlere uygun olarak, Gazze olayını tamamen dinsel çerçevede, bir “haçlı” karşıtlaşması olarak ele aldıklarını belli ediyorlar. Sanki olay, saldırgan ve yayılmacı İsrail devletinin azgınlığının örneği değil de, ezeli Müslüman-Musevi artı Hristiyan düşmanlığının örneği.

Sanki asıl sorun Müslümanların öldürülüyor olması; masum insanların, çocukların, bebelerin değil..

Sanki Gazzeli ölü bebeklerin yerini Telaviv’li ölü bebekler alsa bir mesele kalmayacak. Hatta, bir bakıma “tarihsel” olarak hak yerini bulmuş olacak!

Bunu haklı göstermek için çağın lanetlisi Hitler’in adını ananlar bile çıkabiiyor. Evet, inanılacak gibi değil ama, bunu bile yapabiliyorlar!

**

Bunun ne kadar tehlikeli bir ırkçı mantık olduğunu söylemeye bilmem gerek var mı? Buna başvuranların uluslararası uygar kamuoyunda hiçbir inanılırlığı kalmayacağını, parya muamelesi göreceğini bilmiyor muyuz?

Bu rüzgar ekmektir!

Hiç şüpheniz olmasın, bu mantığın üretttiği nefret gazları Gazze’den sonra başka yerlerde patlamak için sabırsızlanacak, fırsat arayacaktır. Madımak’tan da bildiğimiz üzere, Türkiye’de bu kafada bağnaz insanlar boldur ve resmen desteklenen nefret söylemiyle çoğalıp, cesaret kazanıyorlar.

Bu mantık, gene hiç şüpheniz olmasın, başta Musevi yurttaşlarımız olmak üzere ülkemizdeki Hristiyan ve yabancıların da tedirginliğini arttırmaktadır.

Dışarda bir şey yapamaz hale gelmiş olmanın bozum olmuşluğu ve sıkıntısı birilerinin Türkiye’ye farklı gözlerle bakmalarına yol açabilir. Şom ağızlılık etmek istemiyorum ama, her yerde her şey olabilir!

Yandaş gazeteler yeni bir “One minute” gerekliliğinden söz ediyorlar. Oysa, Erdoğan’a çok oy getiren “One minute” olayının düzmece olduğu ortaya çıktı. Üstelik, Erdoğan’ın eli o zamana kıyasla çok daha zayıf.

Bence, şu sırada Erdoğan’ın “one minute” çekmesi gereken bir kişi varsa o da kendisidir!


Önceki ve Sonraki Yazılar