Ölüm yanlısı barış düşmanının kültürel temelleri

İntihar bombacısı herkesten önce kendini öldürüyor. Ölümü kutsayan bir kültür var. Bu aslında tiksinti verici. İspanya’da iç savaş sırasında faşist bir general bu kültürü “viva la muerta” yani “yaşasın ölüm” diye sloganlaştırmıştı. Dünyanın birçok köşesinde kendini hiristiyan veya Müslüman veya başka bir şekilde tanımlamış bir kişi kutsal metinleri istediği gibi yorumlayarak ötekileştirilenleri yenmek için öldürmenin geçerli olduğunu, bunun için canını vermekten çekinmeyecek kişileri cennette çok hoş şeylerin beklediğini söylüyor ve sıradan insanlar bunlara inanıyorsa ölüm kültürü ile karşı karşıyayız demektir.

İnsanı hayvandan ayıran düşünebilmesidir. Bu yetenek bir yandan uygarlığı yarattı. Ancak altı bin yıldır bu yetenek başkalarını öldürmek, elindekileri almak, başka insanları köleleştirmek, sömürmek için de kullanılabildi. Yaklaşık 200 bin yıllık bir geçmişi olan bugünkü insan türü (bilimsel dilde homo sapiens deniyor) son altı bin yıldır içine düştüğü bu vahşetten 200 yıldır kurtulmaya çalışıyor. Hayvanlarda tür içinde savaş görülmüş değil. Yani genel olarak ayılar başka ayılara savaş açmıyor. Bunu yapan bir tek insan türü. Bazı şempanzelerde savaş görülmüş. Ancak araştırmacılar bu durumda da insanların etkisi olduğunu, örneğin onları dar bir alana sıkıştırdığını ortaya koymuşlar.

Örneğin Ankara’da bu cinayeti işleyen kişilere köpek diye hakaret etmek çok anlamsız. Köpekler böyle bir şey yapmıyor. Ne yazık ki bu ölçüde bir katliamı isteyen ve teknolojiyi de kullanarak başarabilenler de insan. 1980’lerden bu yana adeta bütün dünyada köktendinci milliyetçilik diyebileceğimiz bir gelişme var. Akıl dışı bu akımlar ABD’de yaygın ve büyük imkânlara sahipler ve başka ülkelerdeki (Türkiye de dâhil) yobazlara yardım ediyorlar.

Kapitalizm çoktandır akıldan ve barıştan korkuyor.

SSCB’yi sarsmak için Afganistan’da fanatik köktendincileri ABD desteklemeye başladığında bu akım kuvvetlenmeye başladı. Sonraları bu akım ABD’yi de vurmaya başlayınca biraz bu uygulamadan dönmeye çalıştılar. Ancak Suriye olayının başında aynı tuzağa bir kere daha düştüler. Kullanacakları başka güç yoktu sanırım. Sonra tekrar bu stratejiden caydılar.

ABD’de de köktendinciler örneğin evrim teorisinin okullarda incelenmesini yasaklamak istiyor.

Gerici evanjelistler için kafası kalıplanmış, ölüm kültürüne uygun insanlar yetiştirmek için bu gerekli idi. Ancak bunu pek başaramıyorlar.

ABD’de de buna ciddi bir direnç var. Öte yandan bu yasak gerçekleştirilirse evrimi anlayamamış uzmanlarla nasıl aşı üretilerek satılabilecek? Nasıl bitki ıslahı yapılacak? Ülkemizde ise okullarda evrim aşağılanıyor. İşte ölüm kültürünü desteklemek için uygun koşullar.

Kısacası sorgulayan insanlar yetiştirmek bu kültürü yenmek için çok önemli. “Sorgulayan öğrenci” lafı çok söylenir, ancak gerçekten uygulandığı okul nadirdir.

Önceki ve Sonraki Yazılar