Fenerbahçe'de Ömer Faruk Yurtseven krizi garip bir hal almış durumda. O da tıpkı Ömer Aşık ve Enes Kanter gibi ilk fırsatta kaçıp gitmeyi tercih etti. Evet ama neden gidiyor, nereye gidiyor? Üst düzey bir oyuncunun çok sık yetişmediği basketbol topraklarımızda oldukça potansiyelli bir gencin Amerika'yı kafaya koyması, nuh deyip peygamber dememesi, sadece “hayallerinin peşinde” olarak mı okunmalı? Ben öye düşünmüyorum. 1998 doğumlu pivotun halihazırda bir menajeri bile yok. Kariyerine kim yön veriyor, kimin telkinlerini dinliyor merak konusu...

Obradovic’i üzen çocuk

Meseleyi bir hatırlayalım. Zeljko Obradovic kendisine 5 yıllık kontrat önerdiklerini ancak genç oyuncunun bunu reddettiğini açıklamıştı. Üstelik kontratta her sezon sonu NBA çıkışı bulunuyordu. NBA Europe Tour maçında Brooklyn Nets'e karşı 6 sayı-6 ribaundla oynayıp tüm dikkatleri üzerine çektiği maç, Sırp koçun ona ufak bir hediyesiydi. Jan Vesely, Ekpe Udoh, Pero Antic rotasyonuna yeni bir uzun transfer etmeyip Ömer Faruk Yurtseven'e güvenmişti. Kulübün eski yöneticisi Nedim Karakaş'a göre Fenerbahçe'ye ilk geldiğinde altyapıdan 3 oyuncuya özel ilgi gösterip maaşlarında ciddi bir iyileştirme yaptırmıştı. Özellikle Antic'in sakatlığında süreleri artacaktı. Ama ne oldu? Pek çok üst düzey oyuncunun birlikte çalışmak istediği Avrupa'nın en iyi koçunu ezerek bildiğini okudu.

Güvendiği dağlara kar yağan Obra da küplere bindi haliyle. Toronto'daki All-Star'a katılan bir ve NBA havası alan Ömer Faruk konuyla ilgili ilk açıklamasında ne dese beğenirsiniz: “Kabul etmeyince şok geçirdiler!”

NCAA’den NBA’e

Yıldız adayımız kendisiyle ilgilenen ve aralarında Duke, Baylor ve Arizona gibi köklü basketbol geleneği olan Kolejlerden birine gidip NCAA'de oynayacak. 2017 NBA Draftı'nda ilk 10'da seçilmesi bekleniyor. Kolejdeki ilk yılında mı yoksa ikinci yılında mı NBA'i deneyecek henüz kendi de karar vermemiş olabilir. Fenerbahçe'yi geri çevirmesinin sebebi, NCAA'in geçmişte profesyonel kontrat imzalamış oyuncuları oynatmaması. Dileriz hayallerine kavuşur, dileriz Duke'ü seçer ve Mike Krzyzewski'nin elinde gelişir, dileriz milli takım müthiş bir pivot kazanır.

Fakat Euroleague oynamadan, yani -özellikle uzunlar için- gelişimini yeterli seviyeye ulaştırmadan, NCAA üzerinde NBA'e gitmiş oyuncuların pek başarılı olduğunu hatırlamıyorum. Bugün NBA'in Avrupalı yıldızlarının hepsi Euroleague'de tozu dumana katmış isimlerdi: Pau Gasol, Ersan İlyasova, Danilo Galinari, Jonas Valanciunas, Bojan Bogdanovic, Ricky Rubio vs. Belli bir seviyenin oyuncusu olabilmek ise NCAA'deki basketbol mentalitesiyle kolay değil. Euroleague ve NBA'de oynanan basketbolla NCAA'de oynanan basketbol farklı. Oyuncunun gelişimi mi, kolejin başarısı mı ikilemi çoğu zaman sene kaybı olarak geri dönüyor. Zira, Doğuş Balbay, Deniz Kılıçlı, Gökhan Şirin gibi yerli örnekler gözümüzü korkutmuyor değil. Kendi jenerasyonunun en iyi 2-3 oyuncusundan biriyken Avrupa'da biraz aşama kaydetmektense Kolej kariyerine yönelmek biraz kumar gibi. Sene kaybetmek onun maksimum kontrat alabilecek potansielini örneğin Brook Lopez seviyesine indirebilir. Avrupa basketbolunun son 20 yıllık tarihi biraz da Amerika'ya gidip başarılı olanlar ilee geri dönmek zorunda kalanların tarihidir. Kendi seçimi. Bol şanslar dileyip bekleyelim. Acaba Ömer Faruk Yurtseven 5 sene sonra nerede olacak?